Araplar Erdoğan'a Teşekkür Ediyor

Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan Libya’da yapılan Arap Birliği zirvesinin yıldızıydı. Araplar, Erdoğan’ın söylediklerini ondan başka kimseden duymayı beklemiyordu. Bu tür etkinliklerde ve ümmetin mevcut şartlarında söylenmesi gerekenleri iyi bilen bir Arap lideri gibi, bütün Arapları coşturacak sözler kullandı. Erdoğan Libya’da, İsrail’in savaş suçlusu Cumhurbaşkanı Şimon Peres’le Davos’taki mücadelesini hatırlatan bir duruş sergiledi. Sanki sorunun ‘sahibi’ydi. Endişeleniyor, savunuyor, ülkesinin geleceğini her Arap ülkesinin geleceğiyle bağlantılı kılarak, “İstanbul’un kaderi Sirte, Trablus, Kahire, Şam, Bağdat, Sana, Mekke ve Medine’nin ve elbette Kudüs’ün kaderinden ayrı değil. Tarih ve inanç bizi dost değil, kardeş yapmıştır” diyerek yol işaretlerini çiziyordu.
Erdoğan Araplara ‘bir sonuca yoğunlaşmayan müzakerelerin hiçbir sonuç vermeyeceğini’ söyleyerek ve İsrail’in Kudüs’ü ebedi başkenti ilan etmesini ‘çılgınlık’ diye niteleyerek, müzakerelere bel bağlamayı bırakma öğüdünde bulunup yaraya parmak bastı. Türkiye başbakanı, “Kudüs İslam dünyasının gözbebeğidir” dedi. Ey Araplar! Erdoğan böyle düşünüyor ve Kudüs’ün yakılmasının Filistin’in, Ortadoğu’nun ve dünyanın yakılması anlamına geleceğine dair uyarıda bulunuyor.
Erdoğan’ın sözleri, İsrail’in uygulamalarına, ırkçı ve yerleşimci saldırgan politikalarına, uluslararası meşruiyete tecavüz etmesine ve bütün yasakları çiğnemesine karşı açık bir uyarı. Türkiye başbakanı bu bağlamda ülkesinin geleceğini Kudüs’ün geleceğiyle bağlantılı kılıyor ve İsrail’in uygulamalarının bölgeyi ve dünyayı yakabileceğini, Türkiye’ninse Arap ve Müslümanların gözbebeği yanarken seyirci kalamayacağını açıkça ilan ediyor.
Erdoğan’ın sözleri bir Arap eylemini gerektiriyor. Türkiye başbakanı kendisini ve ülkesini, Arapların ve kendisinin sorununu savunmak için Araplarla aynı safa koydu. Arapların hayata geçiremedikleri vaatleri Kudüs ve Filistin’den ödün verilmesinin yanı sıra, en kutsal emaneti de hak etmedikleri anlamına geliyor. Teşekkürler Erdoğan. Sözleriniz, eski sokaklarıyla Yahudileştirilen kutsallıkları arasında çığlık atan Kudüs’te, terk edilenlerin imdat çağrısına karşılık vermesi gerekenlerin yokluğunda ümmetin yarasına merhem oldu. (Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Haliç, başyazı, 28 Mart 2010)

Editör: TE Bilişim