"AK PARTİ VESAYETİ YOK, BAYKAL SULTASI VAR" 

ANKARA - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Açık söylüyorum, Türkiye'de bir AK Parti, bir Tayyip Erdoğan vesayeti yoktur. Türkiye'de bir muhalefet sorunu vardır. CHP'de ise bir Deniz Baykal sultasının olduğu son derece aşikardır'' dedi.

Erdoğan, Atatürk Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AK Parti Ankara İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'de artık siyaseti çetelerin yönlendiremeyeceğin, mafyanın şekillendiremeyeceğini, hukuk dışı karanlık odakların bu ülkede siyaseti belirlemeyeceğini söyledi.

Aynı şekilde siyaset, TBMM, millet iradesi üzerinde vesayeti asla kabul etmediklerini belirten Erdoğan, ''Bundan sonra yine asla edilmeyecektir. Vesayet özlemi içinde olanlar, vesayetten medet umanlar beyhude beklerler. Bugün milletin vesayeti var, bugün hukukun, demokrasinin vesayeti var. Hakkı, hukuku, milli iradeyi tanımayanları biz de tanımayız. Bunu böyle bilin'' diye konuştu.

Baykal'ın, ''Türkiye'de Tayyip Erdoğan vesayeti var'' sözlerini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Peki, ben de buradan Sayın Baykal'a soruyorum; 22 Temmuz, 29 Mart seçimleri öncesinde muhalefet partilerine defalarca çağrılarda bulundum. Ne dedim? 'Eğer partim bu seçimde birinci olmazsa genel başkanlıktan çekileceğim, siz de çekilecek misiniz' diye sordum. Hiçbir cevap alamadım. Bu mu vesayet? Soruyorum bu mu? '2011 seçimlerinde son kez milletvekili adayı olacağım, yerimi daha sonra inşallah yeni arkadaşlara bırakacağım' dedim. Bu mu vesayet? Sayın Baykal, çık sende açıkla. Hadi Bahçeli sende açıkla. Yahu doymadınız... Yıllar yılı bu ülkede milletvekilliği yaptınız, doymadınız mı? Sizden başka bu parlamentoda milletvekilliği yapacak kimse yok mu? Bir de bırakın başkaları yapsın. Ben bunu yaşımda bunu söylüyorum. 55 yaşındayım söylüyorum. 70 yaşına geldin hala söylemiyorsun, hadi söyle. Söyle.''

''27 NİSAN BİLDİRİSİNDEN SONRA NEREDEYDİN?''

Erdoğan, tüm yapılanlara karşın Baykal'ın Anayasa'nın 138. maddesini devamlı çiğnediğini ifade ederek, ''Bu mu vesayetsiz bir ülke ve vesayetsiz bir demokrasi? Bi hep bunları yaptık'' dedi. 

CHP Genel Başkanı Baykal'a, ''27 Nisan bildirisinden sonra neredeydin?'' diye soran Erdoğan, şunları kaydetti:

''Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde neredeydin? Demokrasiye, hukuka, milli iradeye gölge düşürülmeye çalışıldığı günlerde neredeydin? Nasıl bir tavır takındın? Milletin yanında, milli iradenin yanında mıydınız? Yoksa vesayet özlemi içinde olanların yanında mıydınız? TBMM'nin hür iradeyle çıkardığı yasaları iptal ettirmek için, kendileri meclis'te, önergeyi okumuşlar, haberleri var. Oturumu, genel kurulu yöneten başkan soruyor, 'kabul edenler', hepsi ellerini kaldırıyor, 'kabul'... Hepsi, CHP'lisi, MHP'lisi. 'Oy birliğiyle kabul edilmiştir'... Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Ertesi gün herhalde uyku devam ediyor. Bir sonra ki gün bakıyorsunuz elini kaldırılanlardan bir tanesi diyor ki 'gece yarısı baskını oldu, farkına varmadık' ve Sayın Baykal'da diyor ki 'bu bir gece yarısı operasyonudur.'  Ya senin adamların ne iş yapıyor orada? Uyuyanları niye gönderiyorsun oraya. Uyanık olanları gönder. Bu parlamento saat 3'lere, 4'lere kadar çok çalışıldı. Bunu iyi bilirsin. Arkasından ne yapıyor? Daha cumhurbaşkanımız, onaylayacak mı onaylamayacak mı belli değil, hemen anında, 'Bunu biz Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz' diyor. Zaten Anayasa Mahkemesi'nin kapısına kulübeyi kurmuşlar. Bu dönemde 33 kez Anayasa Mahkemesi'ne gittiler. Ayıptır ya. Biraz ciddiyet lazım. Biraz siyasi partilerde ciddiyet olur. Bu kadar sulu bir siyaset olur mu? Durmadan parlamentoda işlerini göremeyince ve elini Anayasa Mahkemesi, orada işi göremeyince ver elini Anayasa Mahkemesi. 33 kez gitmişler. Oraya da çok güveniyorlar herhalde. Bu mu demokrasi anlayışı.
Açık söylüyorum, Türkiye'de bir AK Parti, bir Tayyip Erdoğan vesayeti yoktur. Türkiye'de bir muhalefet sorunu vardır. CHP'de ise bir Deniz Baykal sultasının olduğunun son derece aşikardır.'' 

SEL FELAKETİ

Kısa süre önce Artvin ve Ordu'da sel felaketi yaşandığını, hükümetin anında ilgili bakan, milletvekilleri ve bürokratlarıyla olay yerine giderek bilgi akışını sağladığını anımsatan Erdoğan, ancak medyanın bu olayda da hedef saptırdığını söyledi. Erdoğan, ''Hiçbir zaman idare, yürütme bu tür afetlerin karşısında olmazsa olmaz bir çare değildir. Doğal afetler karşısında yerini bileceksin. 'Her şeyi ben hallederim, biz hallederiz' diyemezsin. Dünyada yeri yok'' diye konuştu.

Ankara'nın artık Avrupa Birliği'nin hemen yanı başında olduğunu ifade eden Erdoğan, AK Parti'nin bu yolda kararlılıkla yürüdüğünü anlattı. Türkiye'nin ihracatının yüzde 50-60'ının AB üyesi ülkelere yapıldığını kaydeden Erdoğan, olaylara geniş bir bakış açısıyla yaklaşmak gerektiğini vurguladı.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Artık dünya küçülen bir köy haline geliyor unutmayacağız. Bütün bunları hep beraber yapacağız. Nedir? Biz bütün bu adımları atarken Avrupa eğer Türkiye'ye karşı bir olumsuzluk sürdürecek, kalkacak olumsuz bir karar alacaksa, bu Türkiye için bir kıyamet değildir. Artık 10 yıl öncesinin Türkiye'si yok. Bugün başka bir Türkiye var. Bugün ayakları üzerinde duran bir Türkiye var.''
Erdoğan, ''Şimdi Ankara; Melbourn'deki, Berlin'deki, Viyana'daki, Tokyo'daki Kahire'deki, Saray Bosna'daki, New York'daki vatandaşlarımızın da Urumçi'deki, Telefer'deki, Kerkük'teki soydaşlarımızın da, Gazze'deki kardeşlerimizin de yanındadır, yanı başındadır'' dedi.

"NABUCCO'YA 'RÜYA' DİYENLER VAR..."

Erdoğan, hafta başında Nabucco Projesi'nin hükümetler arası zirve anlaşmasının Ankara'da düzenlenen törenle imzalandığını hatırlatarak, bunun Türkiye'nin nereye geldiğini çok açık gösteren dev adımlar olduğunu ifade etti. Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ankara'yı enerji hatları noktasında da enerji güvenliği noktasında da bir dünya başkenti konumuna yükselttik. İşte bu Nabucco Projesi'ne de 'rüya' diyenler var. Onlar 15 bin kilometre duble yola da 'rüya' dediler. Buyurun 6 senede 9 bin 500 kilometre duble yolu yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. 79 senede 6 bin kilometre, hesap ortada. Biz (paradan 6 sıfır atacağız) dediğimiz zaman ne dediler? (Olur mu öyle şey? Rüya) dediler. Gelir gelmez 6 sıfır attık mı? Attık. (Olur, olur. Bal gibi olur) dedik mi? Dedik. Oldu mu? Oldu. Hesap ortada. Biz dediklerimizi yaptık. Ama onlar dediklerini yapamadı. (Bu 6 sıfır atılsın, ben kalemi bırakırım) diyenler vardı. Bırakamadılar. Niye? Onların karakterlerinin gereği o da onun için."

"SEN BİZE DİPLOMASİ ÖĞRETME"

Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "son zamanlarda kendisine nedense biraz fazla vurmaya başladığına" dikkati çekti.

"Sayın Bahçeli, 'Urumçi'deki olaylarla ilgili ne yapıyorsun' diye sormaya başladı" diyen Erdoğan, "Sayın Bahçeli, hızıma ayak uyduramazsın. Benim nerede, ne yaptığımı yakalamazsın, bilemezsin. Çünkü benim senin kadar istirahat etmeye vaktim yok" diye konuştu.

Bahçeli'nin yazılı açıklamasında, "Bu ciddi meseleleri ayak üstü mü konuşuyorsunuz?" diye ifadede bulunduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sayın Bahçeli, biz yeri gelir ayaküstü konuşuruz, yeri gelir oturumlarda bu işi gündeme getiririz, yeri gelir ikili, başa baş konuşuruz bir de yeri gelir tüm dışişleri mensuplarıyla beraber bu işleri yaparız. Sen bize diplomasi öğretme."

KONGREDEN NOTLAR

Salonda bulunan AK Parti Ankara Gençlik Kolları'nın hazırladığı "AK Gençlik, Dumansız Hava Sahasını Destekliyor" ve "Sigarayı Bıraktık Artık Senin Tiryakiniz" pankartları dikkat çekerken, partililere, sigara yasağının genişletilmesiyle ilgili olarak başlayan uygulama hakkında broşür dağıtıldı.
 
 
 

Editör: TE Bilişim