Tuzla 

Zülfü Livaneli

Dün bir Tuzla tersanesinde yine dört işçimiz can verdi. Gemiden düşen filikanın altında ezilmişler. On arkadaşları da yaralı.

Geçenlerde bir başka işçi kardeşimizin kafası, düşen bir kapağın altında ezildi.

1985’ten beri yüzden fazla kardeşimizi Tuzla tersanelerinde kaybettik ama bu sayı her geçen gün artıyor. 2008 yılının yarısındayız, şimdiden 12 işçimiz öldü.

Bu nasıl bir felakettir, nasıl bir kâr hırsıdır, nasıl bir vurdumduymazlıktır!

Biliriz ki bu ülkede insan canının hiçbir kıymeti yoktur ama bu kadar mı olur, bu kadar mı olur?

Hangi hükümet bu kadar işçi ölümü karşısında sessiz kalabilir?

Beyler, bu ölenler insan her biri bir aile babası.

Her akşam onların yollarını gözleyen eşleri, çocukları var.

Hayatlarından endişe eden anaları babaları var.

Ey baştakiler, ey kendilerine devlet büyüğü denilenler, forslu insanlar, kudret sahipleri:

Siz güzel yatlarda yaz tatili yaparken, o yatı inşa edenler feci şekilde can veriyor, haberiniz var mı?

Yurt dışından en pahalı otomobilleri, en yeni uçakları getirtirken, size vergi ödeyerek saltanatınızın devamını sağlayan zavallı halk çocukları tersanelerde ölüyor, mayınlarda parçalanıyor duyuyor musunuz?

Niye tersanelerde olağanüstü durum ilan etmiyorsunuz?

Niçin bütün güvenlik koşullarının, Batıdaki tersaneler düzeyine gelmesi içini çaba göstermiyorsunuz?

Oralarda Alman, Hollandalı, İsveçli, Fransız, İtalyan işçiler ölmeden tekne yapıyor da burada niye durmadan bizim kardeşlerimiz can veriyor?


***

Bütün bunları yazıyorum ama bir yandan da biliyorum ki bu olay da bir iki televizyona haber olacak, gazetelerde ah vah denilecek sonra kapanıp gidecek.

İşçilerimiz Tuzla’da ölmeye devam edecek.

Her gün ocaklar sönecek.

Çünkü biz artık duyarsız bir ülkeyiz, duyarsız bir toplumuz.

Zenginliğe ve güce tapıyoruz, hakkımızı aramıyoruz, sesimizi çıkaramıyoruz.

Çünkü 15-16 Haziran’larda gümbür gümbür meydanları dolduran işçi sınıfı hareketini el birliğiyle parçaladılar, yok ettiler.

Emeğe sahip çıkan namuslu insanları sürüm sürüm süründürdüler.

Meydan haramzadelere, arsızlara, yüzsüzlere kaldı.

Ne demiş ozan:

“Nesini söyleyim canım efendim

Gayri düzen tutmaz telimiz bizim

Arzuhal eylesem deftere sığmaz

Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim”

Başka ne diyeyim!

Vatan Gazetesi

Editör: TE Bilişim