Denizcilik Sektörü Haykırıyor: Bu Terörü Durdurun!

Geçtiğimiz hafta, iki önemli dernek, denizcilik sektöründeki karalama kampanyalarını kınayan açıklamalar yaptı.

Sektördeki rahatsızlık had safhada.

Neden?

***

Denizciler, gururlu insanlardır. Onurlu insanlardır.

Denizciliğin kendine has gelenekleri vardır, örfleri, adetleri vardır. Denizde çalışan insanların farklı dünyaları vardır.

Deniz nasıl pislik barındırmazsa, denizci de öyledir. Denizci özünde tertemizdir, pırıl pırıldır, pislikleri önce içine alır, ama sonra toparlar ve kıyıya vurur.

Denizci herkese hoşgörü gösterir. İçine alır, fırsat ve imkân verir.

Elbette bu imkânı herkes iyi niyetle kullanmayabilir.

Kimileri çıkar bu imkânı sonuna kadar istismar eder. Bu sürenin uzaması onlara istismarın da sonsuza kadar süreceği intibaını verebilir.

Ama sonuç böyle olmayacaktır. Eninde sonunda deniz pisliği sahile vurur.

** *

Denizcilik sektörü artık feryat etme noktasına geldi. Çünkü on yıldır kim ön plana çıktıysa, kim iyi bir şeyler yapma enerjisi duyduysa, bir şekilde karalandı, küstürüldü, ayar verildi, tahkir edilmek istendi.

Sektörün en değerli en kalifiye meslek adamları çarşaf çarşaf karalandı.

Yargıya gitti aklandılar. Yargı suç unsuru bulmadı.

Ama hala karalama aynı yerden devam ediyor.  Başkaları da eklenerek!

Buna sektör başkanından, genel müdüründen STÖ başkanına kadar herkes dahil.  Anlaşılıyor ki daha üstlere de şimdi gözdağı veriliyor.

Neden?

Ya bunların istediği gibi olacaksın, dediğini yapacaksın, çağırdığı yere gideceksin, para kazanmalarına yardımcı olacaksın, emirleri altına gireceksin,

Ya da onurunla, haysiyetinle oynanacak!

Denizcilik sektörü ne yaptı ne hata işledi de bu böyle oldu?

***

Sektör kabul ediyor.

Bir hata yaptık, bu insanları içimize aldık, yol gösterdik, iz gösterdik, yardım ettik, evet bazı “küçük sırlarımız” öğrenmesine de imkân verdik diyor.

Denizde çalışan denizle haşır neşir insanın zaten “büyük sırrı” olmaz.

İstismar edilmeye müsait “küçük sırları” olur.

Evet, sektör “bir hata ettik, bu insanları içimize aldık” diyor.

“Ama on yıldır bedelini en ağır biçimde ödedik” de diyor!

***

Sektör; “Yeter artık” diyor.

Herkesin eşi dostu, annesi babası, karısı, kocası, kızı, oğlu var. Ailesi var.

Bu ülkenin adaleti, yargısı yok mu?

Bu ülkenin hakimi, savcısı yok mu?

Bu ülke insanları internet sayfalarından kara çalınarak,

İnternet sayfalarından ayar verilerek mi yönetilecek?

Suç işleyen, artık internet sayfalarından aşağılanarak mı cezalandırılacak? Ve bu suçun ne olduğuna da, cezasının ne olacağına da kerameti kendinden menkul kimileri mi karar verecek?

On yıl önce Türkiye’de benzer yöntemler revaçta idi. Medyada bir büyük vardı, herkese çamur atıyor, ayar veriyor, iktidar kuruyor, iktidar yönetiyordu. 

Ama artık yok. Bu yöntemler de biter, bir daha olmaz sanıyorduk. Ama her yerde bitti, bir tek denizcilik sektörü kaldı.

Yanlış anlaşılmasın, derdimiz rakiplerimizle değil. Çünkü, ne sansasyon olduysa, neler yapıldıysa sektörün en büyüğü değişmedi. DenizHaber.Com’un bu anlamda; rekabet anlamında bir korkusu yok. Sektörün en büyüğünün açık ara DenizHaber.Com olduğunu inkâr edecek olana onaylanmış belgeli istatistiki açık  bilgiler internette herkese açık, bakabilir.

Bizim derdimiz bu değil.

Ama sektörün enerjisi gidiyor.

İş yapan başarılı olan, olabilecek Daire Başkanı, Genel Müdür, iş yapan, başarılı olan, olabilecek STÖ başkanı, iş yapan sektörün önde gelenleri ya yörüngeye girecek, ya da karalanacak mı?

Sektör, artık büyüklerine sesleniyor:

Bu değerli insanlar kolay yetişmiyor. Tek sıkıntıları, bu karalama kampanyalarına aynı seviyede cevap verememeleri. Çünkü o seviyede değiller. O yüzden, sesleniyorlar:

BİZİ BUNLARDAN KURTARIN!

Bir hata işledik ve cezamızı da çektik. Yeter artık.

Bunların arkasındaki, önündeki, açık ya da gizli ortağı üst seviyedeki bürokrat her kim ise, onu Başbakan yapın, Cumhurbaşkanı yapın, Mısır’a sultan yapın!

Siyasi hırsı olanın siyasi hırsı da ticari hırsı olanın ticari hırsı da doysun. 

Ama bu sektördeki deniz emekçilerinin kendileri, aileleri, tanıdıkları, gelenekleri, görenekleri artık karalanmaktan kurtulsun.

Lütfen.

 

Editör: TE Bilişim