Çöp dağları oluşan Yedigöller’de ekolojik denge bozuluyor 

Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Selçuk Özen, Kütahya'ya 2 kilometre uzaklıktaki Yedigöller mevkisinin yıllardır katı atık depolama alanı olarak kullanılmasının, buradaki sulak alanlar ve yaban hayatı için tehlike oluşturduğunu bildirdi.

Yrd. Doç. Dr. Özen, yaptığı açıklamada, burada 2'si daha önce doldurulan 7 gölcüğün bulunduğu arazinin toprağının, 1940 yılında Sümerbank Kiremit Fabrikası'nca İnköy halkından satın alındığını anlattı. Özen, “Bölgenin toprağı derinlemesine kazılmış ve oluşan çukurlarda zamanla yağışların birikmesi ve yer altı suyunun yükselmesiyle gölcükler meydana gelmiştir” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Özen, Yedigöller'in ekolojik ve biyolojik değişimini 60 yılda tamamladığına işaret ederek, bu ekosistemin, Felent Çayı aracılığıyla Enne ve Porsuk barajlarıyla bağlantısı bulunduğunu kaydetti.
 
Yrd. Doç. Dr. Özen, göller ve çevresinde 42 bitki türü ile 8 balık ve 20 kuş türünün yayılış gösterdiğini belirtti. Buradaki en büyük tehlikenin insan baskısı olduğunu ifade eden Özen, bölgenin, 1977 yılından itibaren atık depolama sahası olarak kullanıldığı bilgisini verdi.

Ahmet Özen, 2003 yılı verilerine göre 2.5 milyon ton evsel, endüstriyel ve her türlü tıbbi atığın bu alanda depolandığına dikkati çekerek, bunların yüzde 20'sinin geri dönüşümlü olduğunu anlattı.

“Çöp dağları oluşan Yedigöller’de hayat, mikroorganizması, balığı, kuşu ve diğer memeli hayvanlarıyla can çekişiyor” diyen Özen,  şu bilgileri  verdi: “Sulak alanlar tabiatın böbrekleridir. 10 yıldır sürekli burasının çöpünün durdurulması ve rehabilite edilmesi konusunda dikkatleri çekiyoruz, ancak maalesef herhangi bir adım atılmış değil. Bir an önce burasının düzeltilmesi, rehabilite edilmesi gerekiyor. Burada yer altı sularıyla yağmur suları birleşmiş vaziyettedir. Koku yaz aylarında had safhaya ulaşıyor. Yakın yerleşim yerlerindeki insanlar bu kokudan rahatsız oluyor. Burası Kütahya tabiatının kanserli bölgesidir. Hemen operasyonla rehabilite edilip kente kazandırılması gerekiyor.”

Burada 25 yıl önce balık üretme çiftliği bulunduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Özen, 8 balık türünün varlığı düşünüldüğünde bu alanın, tatlı su balığı yetiştiriciliği için uygun bir ortam olduğunu kaydetti.
 

Editör: TE Bilişim