Uzmanlar, 15 Kasım'da alevlerin yuttuğu tarihi Vaniköy Camisi'nde yangına karşı önlem alınmamasına tepki gösterdi. Mimar Sinan Genim'in aylar önce Vaniköy Camisi'nde acilen tedbir alınması gerektiği uyarısında bulunduğu ortaya çıktı.

Kandilli'de deniz kıyısında bulunan ve geçen pazar çıkan yangında küle dönen Vaniköy Camisi, İstanbul'da sayısı azalan ahşap çatılı en önemli eser olarak tanımlanırken, "Boğaz'ın ışıklı camisi" olarak da anılıyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vaniköy semtiyle yaşıt eserin aslına uygun ihya edileceğini açıklarken, uzmanlar yapıda yangın önleyici tedbirlerin alınmamasını eleştirdi. Mimar Sinan Genim'in ise aylar önce Vaniköy Camisi için acil tedbir alınması konusunda uyarıda bulunduğu ortaya çıktı.

'Yeniden ihya edilecek'

Boğaz'ın incisi kabul edilen Vaniköy Camisi'nden yangın sonrası yansıyan görüntüler herkesi üzdü. Yangının çıkış nedenine ilişkin soruşturma başlatılırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Twitter'da yayımladığı mesajda, Vaniköy Camisi'nin aslına uygun olarak yeniden ihya edileceğini belirterek, "İstanbul Boğazı'nın sembollerinden tarihi Vaniköy Camisi'nde çıkan yangın hepimizi derinden üzmüştür. Camimizi en kısa sürede yüzlerce yıllık tarihi dokusuna ve aslına uygun bir şekilde yeniden ayağa kaldırarak gelecek nesillere miras bırakacağız" açıklamasında bulundu.

Mayıs ayında uyardı

Şehir ve Kültür Dergisi'nin Mayıs sayısında yanan tarihi ibadethaneye ilişkin bir yazı kaleme alan Mimar Sinan Genim'in, "Vaniköy Camisi'nin, geleceğe intikali için acilen tedbir alınması gerekmektedir" uyarısında bulunduğu ortaya çıktı. Küle dönen tarihi eserin önemine ilişkin Milliyet'e konuşan Genim şunları söyledi: "Eseri son ziyaret ettiğimde tahta kaplamalar ve birtakım yanlış uygulamalar dikkatimi çekmiş, cami görevlisini de uyarmıştım. Yanan eser, 1670 yılında Vani Mehmet Efendi tarafından inşa edilirken, Sultan I. Mahmut zamanında camiye hünkar mahfili ilave edildi. Vaniköy, erken dönemlerde Lykadion koyu olarak tanımlanıyordu. Sultan 4. Mehmed (1648-1687) döneminde şehzadelere hocalık eden Vani Mehmed Efendi'ye bu bölgede büyük bir toprak ve koruluk bağışladı. Vani Mehmed Efendi buradaki eski bostancılar mescidini onarıp, bir medrese, imarethane ve cemaatine mensup kişiler için çok sayıda yapı inşa ettirdi. Vani Mehmed Efendi, Bursa'nın Kestel Köyü'nde 1685'de vefat etti. Vaniköy Camisi ise Sultan I. Mahmud döneminde, Sadrazam Divitkar Mehmed Paşa eliyle onarıldı. Padişah yaz aylarında saray hekimbaşısıyla, Şeyhülislam Hayatizade Mehmed Emin Efendi'nin bölgeye yerleşmesine önayak olarak Vaniköy'ün canlanmasını sağladı. Camiye bir de hünkar mahfili eklendi. Üç cephesinden ışık alan caminin içi çok aydınlık ve ferah olduğundan 'Işıklı mescit' diye de anılırdı. 1970'lerin başına kadar önünde yer alan Vaniköy Vapur İskelesi nedeniyle daha hareketli olan cami ve çevresi günümüzde terk edilmiş bir görüntü içeriyordu. Cami ve hünkar mahfilinin acilen onarıma ihtiyacı vardı. Boğaziçi'nin en az iskanına sahip olan Vaniköy'de, 350 yıllık maziye sahip böylesi önemli bir kültür varlığının bulunması büyük bir şanstı ancak yangında küle döndü. Sayıları giderek azalan ahşap çatılı camilerimizin en güzel örneklerinden biri olan ve geçmişi yüzyıllar ötesine ulaşan Vaniköy Camisi'nin geleceğe intikali için acilen tedbir alınmalıydı

Neden söndürme sistemi yoktu?'

Yüksek Mimar Doğan Hasol gerekli önlemlerin alınmadığına dikkat çekerek; "Vaniköy Camisi metruk bir yapı değildi ve yanması garip! Ahşap eser bünyesindeki elektrik tesisatının özel bir sistemi olması gerekirdi. Böylesi önemli bir esere özel yangın söndürme sistemleri monte edilemez miydi? Geçmişimize ait en önemli yapılardan birini kaybettik. Bu eserlerin yok olması, kültürel ve mimarı mirasın silinip gitmesi anlamına geliyor" diye konuştu.

'Deniz itfaiyesi olmalı'

İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller, Vaniköy Camisi'nin Boğaziçi'nin incisi olduğunu dile getirirken, "Yapının özel önlemlerle korunması, kullanım ve denetimlerinden sorumlu kurumların üst düzeyde itina göstermesi gerekirdi. Bu tür yapılarda özgünlüklerini bozmayacak ve tehlike yaratmayacak türden tesisat kullanılmalı. Yangın uyarı ve alarm sistemleri olmalı. Bu konuda ders ve önlem alınmadığı ortadadır. 19. yüzyılın sonlarında Macar kökenli bir paşanın girişimleriyle İstanbul'da ilk kez deniz itfaiyesi kurulduğu bilinmektedir. Boğaz köylerinde yangınlara hızlı müdahale sağlayan bu teşkilatın sonradan dağıtılması ve bir daha da kurulmaması büyük hata" uyarılarında bulundu.

Geniş çaplı soruşturma

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca Vaniköy Camisi'nde çıkan yangına ilişkin "mala zarar verme" ve "genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması" suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında bir cumhuriyet savcısı yangın çıkan camide incelemelerde bulunmak üzere görevlendirildi. Caminin imamının da aralarında bulunduğu 5 kişinin de bilgi sahibi sıfatıyla ifadeleri alındı. Vaniköy Camisi'nin imamı Mustafa Coşkun ifadesinde, yaklaşık 6,5 yıldır Vaniköy Camisi'nde imamlık yaptığını, yangının kadınlar bölümündeki yerden ısıtma sisteminden kaynaklanmış olabileceğini belirterek, "Ben bu yerden ısıtma sistemini bu camide göreve başladıktan sonra ilk kez 5 - 6 gün önce deneme amaçlı yaktım. Yaktığımda herhangi bir koku veya sıkıntı yoktu" dediği öğrenildi.

Hırsızlık olayı mı?

Yangında Vaniköy Camisi'nin yanı sıra yanındaki lojman da yandı. Vaniköy Camisi'nin imamı Mustafa Coşkun'un ifadesinde, "Lojmanda bulunan ziynet eşyalarımı yangın sonrası bulamadık" dediği öğrenildi. Camiye ait güvenlik kameralarının zarar gördüğü, kısmen kurtarılan hard diskin ise incelemeye alındığı öğrenildi. Mustafa Coşkun'un eşi Havva İmam da olay günü saat 11.00 sıralarında caminin bitişiğindeki evlerindeyken farklı bir koku geldiğini belirterek, "Dışarıda olan eşime telefonla haber verdim. Eşim caminin karşısındaki yalının güvenlik görevlisi aracılığıyla yalının teknisyeni Vahdettin Beyhan'a haber verdi. Vahdettin Beyhan'la beraber camiye girdik. Camide değişik bir koku vardı. Vahdettin Bey kadınlar bölümünde bulunan elektrik sigortalarını tedbir amaçlı indirdi. Sonra camiden çıktık, çocuklarla kahvaltı yaptık. Kahvaltının ardından oğlumu kontrol amaçlı camiye yolladım. Saat 13.10 gibi tekrar değişik bir koku alınca dışarı çıkıp bakmak istedim. Bu esnada evimin kapısının dibinden duman geldiğini gördüm. Dışarı çıkınca kadınlar bölümünün içerisinde yangının başlamış olduğunu gördüm" dedi.

Editör: TE Bilişim