Umutlar sualtı robotlarında

Uzmanlar, Malezya uçağının düşüş nedenini öğrenmek için enkaza ulaşmaya çalışıyor. 2009'da Atlas Okyanusu'na düşen Air France uçağının enkazını bulan otonom sualtı araçları yeniden gündemde

Malezya Havayolları'na ait MH370 sefer sayılı yolcu uçağının Hint Okyanusu'na düştüğü, pazartesi günü Malezyalı yetkililer tarafından açıklanmıştı. Uzmanlar, uçağın başkent Kuala Lumpur'dan havalandıktan ve yaklaşık 7.5 ila 8.5 saat uçtuktan sonra düştüğünü tahmin ediyor. Ancak düşmeden önce uçakta tam olarak neler yaşandığı ve uçağın düşmesine neyin yol açtığı hâlâ belirsiz.

Daha ayrıntılı bilgi elde edilmesi için enkaz arama çalışmaları sürüyor. Atlantik'te düşen Air France uçağının enkazı, Abyss tipi otonom sualtı arama robotları yardımıyla tespit edilmişti. Dünyada şu anda bu araçlar dışında deniz seviyesinden 6 bin metre kadar derinliğe inip deniz tabanının birebir haritasını çıkarabilen başka bir araç bulunmuyor. Sualtı robotları ayakkabı kutusu kadar objeleri bile tespit edebiliyor. 

'DÜŞTÜĞÜ YER BİLİNMELİ' 

GEOMAR Merkezi'nin müdürü Peter Herzig, henüz kendilerine MH370 sefer sayılı Malezya uçağını aramaları için bir talep gelmediğini ancak Boston'daki Oşinografi Enstitüsü ile irtibata geçtiklerini belirtiyor. Herzig her iki kuruluşun da arama çalışmalarına yardıma hazır olduğunu kaydediyor. İki kuruluş bu teknolojinin enkaz arama çalışmalarına ne denli katkı sağlayabileceğini 1 Haziran 2009'da düşen Air France uçağını arama çalışmalarında ortaya koymuştu. Üç otonom sualtı aracı ile 2010-2011 mart ve nisan aylarında yapılan çalışmalarla Atlantik Okyanusu'nun güneyinde deniz tabanının yaklaşık 2 bin kilometrekarelik bir bölümünün haritası çıkarılmıştı.

Sualtı arama araçları 4 Nisan 2011'de arama çalışmalarının sürdürüldüğü alanın sınırında deniz seviyesinin yaklaşık 4 bin metre altında uçağın enkazını tespit etmişti. Ancak Peter Herzig, bu yöntemle başarı sağlanabilmesi için uçağın düştüğü yerin bilinmesi gerektiğini vurguluyor. Herzig, "Yapılan çalışmalar daha güvenilir veriler sunsaydı, arama çalışmalarında daha fazla zaman kazanılırdı. Ancak arama bölgesinin sonuçta bu kadar iyi bir şekilde tespit edilmiş olması oldukça şaşırtıcı bir durum" diyor. Otonom sualtı araçları yan taramalı sonarlara sahip. Denizaltının gövdesinin sağ ve sol alt bölümüne yer alan bu sensörler, ultrasonik ses dalgaları yayarak deniz tabanın üç boyutlu bir resmini çekiyor. Üç araç aralarındaki bağlantı sayesinde rotalarını birbirlerini tamamlayacak şekilde ayarlıyor. Araçlar tarama sırasında deniz tabanının 25 ila 50 metre üzerinde seyrediyor. Otonom sualtı araçlarının tek seferde tarayabildiği alanın genişliği deniz tabanının yapısına göre 100 metreye kadar ulaşabiliyor. Yani üç araç birlikte çalıştırıldığında 24 saatte yaklaşık 30 kilometrekarenin taranması mümkün. Deutsche Welle Türkçe 

122 'POTANSİYEL' CİSİM BULUNDU

Fransa merkezli Airbus Savunma ve Uzay Araştırmaları şirketi, Hint Okyanusu'nda, uçağa ait olma ihtimali bulunan "122 potansiyel cisim" tespit ettiğini duyurdu. 400 kilometrekarelik alana yayılan cisimlerin uçağa ait olup olmadığı araştırılıyor. Malezya Ulaştırma Bakanı Hişamüddin Hüseyin, cisimleri "önemli ipucu" olarak niteledi. 

EŞİ TERK ETTİ, AİLEVİ SORUNLARI VARDI

Uçağın pilotu Zahari Ahmed Şah'ın ismini vermek istemeyen arkadaşı, Yeni Zellanda'da yayın yapan NZ Herald gazetesine verdiği röportajda "Son zamanlarda kafası çok bozuktu. Başka bir kadınla ilişkisi olduğunu öğrenen karısının evi terk etme kararı Zahari'nin hayatını allak bullak etmişti" dedi. İddiaların üzerine pilotun intihar ettiğini içeren senaryolar tekrar gündeme geldi. Zahari'nin uçağı 45 bin fitlik irtifaya çıkararak kabin basıncını düşürdüğü, yolcuların oksijensizlikten bayıldığı, uçağın da okyanusa çakıldığı yönünde iddialar ortaya atılmıştı. 

Editör: TE Bilişim