Devir teslim töreninde Binali Yıldırım, "Hayırlı olsun. Allah muvafak etsin'' dedikten sonra görevi devralan müsteşarı Habip Soluk gözyaşlarını tutamadı.

Oturduğu koltuktan kalkıp gözyaşlarını silen Soluk, Binali Yıldırım için ''Sizi sadece Ulaştırma Bakanı olarak değil, sayın Binali Yıldırım olarak değil bir dostumuz, arkadaşımız, ağabeyimiz olarak gördük, saydık ve sevdik. Ancak sizden öğrendiklerimiz ve zatihaliniz her zaman rehberimiz olacaktır. Bütün personel adına size saygı ve hürmetlerimi arz ediliyorum'' dedi.

Habib Soluk yeni görevine alkışlar eşliğinde başladı.

Adalet Bakanı da görevini devretti

Adalet Bakanlığından ayrılan Sadullah Ergin de, bakanlık makamında düzenlenen törenle görevini eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman'a devretti.

Törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ergin, bir gazetecinin "Ergenekon davasında yargılanan bazı tutuklular 3 yıl aradan sonra hücreye atıldılar, bu uygulamanın sona erdirilmesi için bir girişiminiz olacak mı" sorusu üzerine, "Bu soru jargon itibarıyla doğru bir soru değil. Normalde tüm tutukluların tutulduğu şartlar da var. Hücre ayrı bir statüdür, tek kişilik oda ayrı bir statüdür. Bunları daha geniş bir zeminde konuşmakta fayda var" yanıtını verdi.

Ergin, yargının, iddia makamının, karar makamının, mahkemelerin tasarrufları dolayısıyla yürütme organına sorumluluk tevcih etmenin, anayasal açıdan doğru olmadığını belirterek, "Ama elbette mevzuatın yanlış yorumlanması ve pratikte yanlış uygulama söz konusu ise bunun kendi içinde telafi edici mekanizmaları var" dedi.

Avrupa Parlamentosunun yargıya ilişkin raporunun hatırlatılması ve "Raporda yargıyla ilgili hem övücü hem de yerici ifadeler vardı, bu ifadeleri nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine Ergin, rapordaki övücü sözlerin yaptıkları icraatlarla ilgili olduğunu söyledi.

Sadullah Ergin, "Bunun dışındaki fiili uygulamalar, Bakanlığımızın görev alanı dışında olan şeylerdir. Yargının, iddia makamının, karar makamının, mahkemelerin tasarrufları dolayısıyla yürütme organına sorumluluk tevcih etmeniz anayasal açıdan çok doğru olmaz, ama elbette mevzuatın yanlış yorumlanması ve pratikte yanlış uygulama söz konusu ise bunun kendi içinde telafi edici mekanizmaları var. Bir hakim yanlış bir karar verdiyse, kendi içerisinde bu kararı telafi edici mekanizmalar zaten kurulmuş durumda. Tüm bu süreçler kullanılabilir, ama Adalet Bakanlığının, yürütme organının, yasamanın görevi, yasalardan kaynaklı bir aksama varsa, yanlışlık varsa onları telafi edici çalışmaları yürütme, yasama organı yapar" dedi.

Editör: TE Bilişim