S&P Türkiye’nin Görünümünü "negatif"e Düşürdü

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P), Türkiye'nin kredi notu görünümünü "durağan"dan "negatif"e çevirdi, kredi notunu ise "BB+" olarak korudu.

S&P'nin resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, Türkiye'nin not görünümünün durağandan negatife çevrildiği belirtilerek, uzun dönem yabancı para cinsinden kredi notunun ise "BB+" olarak teyit edildiğini kaydetti.

Açıklamada, not görünümünün indirilmesinde iki yükselen riskin etkili olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi: "İlk olarak, Türkiye'nini mali ve parasal politikaları, dış koşulların sıkılaşmasıyla ülkenin sert iniş potansiyelini gözler önüne serdiğine inanıyoruz. Zayıf büyüme hemen hemen kesinlikle daha kötü mali performansa yol açabilir ve aynı zamanda Türkiye'nin mali sektördeki aktif kalitesi üzerinde baskı yaratabilir. İkinci olarak, Türkiye'de kurumsal denetim ve denge ile yönetim standartları beklenmeyen bir erozyona uğramış görünüyor. Örneğin, TCMB'nin bağımsızlığı ve şeffaflığı konusundaki herhangi bir kısıtlamanın ekonomi için bir risk teşkil ettiğine inanıyoruz" denildi.

Açıklamada, 2013 yılı boyunca özel sektör yatırımlarının durakladığına işaret edilirken, "2014 ve 2015 yılında küresel ve iç parasal politika sıkılaştırılması beklentileri, dış finansmanın azalan net döviz rezervleriyle daha ğahalı olmaya başlayacağı düşündürmektedir" değerlendirmesi yapıldı.

S&P Türkiye'nin net dış finansman ihtiyacı kapsamında azalan rezervlerinin kredi zayıflığı gösterdiği, Türkiye'nin politika ortamının daha az öngörülebilir hale geldiğini ve bu durumun ekonominin esnekliği ve uzun vadeli büyüme potansiyeline baskı yaratabileceğini bildirdi. 

Türkiye için temel senaryolarında 2014-2015 için pozitif büyüme öngörüsünün sürdüğü bildirilen açıklamada, söz konusu dönemde ortalama büyüme tahmininin yüzde 3,4'ten yüzde 2,2'ye düşürüldüğü dile getirildi.

Açıklamada, 2013'ün büyük bir bölümünde özel yatırımların hiç ilerleme kaydetmediği ifade edilerek, şunlar kaydedildi:

"Büyüme de kredilerden kaynaklanan özel tüketime ve ılımlı bir büyüme hızına sahip olan mali şartlara bağlı olarak gelişti. Türkiye'de 2014 ve 2015 yıllarında dış fonlama daha pahalı olacak. Döviz rezervleri de düşüş gösterecek. Bu durum toplu talep ile toplu üretimi birleştirebilir ve böylece cari açığın Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYH) olan oranını yüzde 2,9'a düşürebilir. Bizim değerlendirmemize göre, 2007’den bu yana dışarıdan finanse edilmiş kredilerin çoğu içerdeki hizmet sektörüne ve KOBİ’lerin gelişimi için kullanıldı. Düşük gerçekleşen büyüme de bu kredileri en son kullanan KOBİ’lerin kredibilitesinin nasıl olduğunu göstermektedir. Türk bankacılık sisteminin varlık kalitesi düşerse ,yabancı kreditörlerin Türk finansal kurumlarına sağlayacakları krediler daha fazla olacaktır. Net kamu borcunun GSYH’a olan oranınının 2015 yılında yüzde 34’ün altında olmasını bekliyoruz." 

Açıklamda, Türkiye'de GSYH'ın kamu borcuna olan oranının daha yüksek faiz oranlarıyla yükselmeyeceği dile getirilerek,daha düşük beklenen iç talebin kamu gelirlerini etkileyeceği, ayrıca 2014 yılında kamu açığının GSYH’a olan oranının da yüzde 3'e doğru genişleyeceği öngörüsünde bulunuldu.

İhracattaki büyüme hacminin gelecek 4 yılda yüzde 5 olacağı belirtilen açıklamada, dalgalı döviz kurunun da orta vadede ihracatın güçlü büyümesini sağlayabiyeceğine işaret edildi.

Açıklamada, TCMB'nin faiz oralarını yükselterek sermaye çıkışları üzerinde devam eden baskılara cevap verdiği vurgulanarak, "Zayıf TL, TCMB'nin 2014 yılındaki yüzde 5 enflasyon hedefini kaçırma olasılığı beklentilerimize katkıda bulundu" ifadesi kullanıldı. 

S&P'nin Türkiye'de dış kaynaklı kırılganlıklar gördüğü dile getirilen açıklamada, "Dış net borcun cari hesaba olan oranı yüzde 135 oranında olacak. Türkiye'nin notunu 12 ay içerisinde 3'te 1 ihtimalle düşürebiliriz. Tetikleyici unsurlar Türkiye'nin dış görünümünü zayıflatabilir. Gözlemlerimize göre kurumsal ve idari standartlar zayıfmamış durumda. Ödemeler dengesi ya da büyümeyle  ilgili şok bir durum yaşanabilir. Bu durum finansal sektördeki istikarı da olumsuz yönde etkileyebilir. Türkiye’nin mali ve parasal politikaları büyüme üzerindeki dengeleri desteklerse Türkiye'nin derecelendirmesindeki aşağı yönlü riskler azalabilir" değerlendirmeleri yapıldı.

 

Editör: TE Bilişim