İngiltere'de yayımlanan The Guardian gazetesinin 23 Eylül 2010 tarihli internet sayfasında, Chris McGreal imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yer alan New York çıkışlı haberin özet çevirisi şöyledir:

--İsrail, "Gereksiz ve Aşırı Güç" İfadelerinin Yer Aldığı Raporu "Politize ve Aşırılıkçı" Olarak Değerlendirerek Reddetti--

BM insan hakları komisyonu, İsrail'i; mayıs ayında Gazze ablukasını delmeye çalışan bir gemiye düzenlediği 9 kişinin öldüğü, "açıkça yasa dışı" saldırıda taammüden adam öldürme, aşırı güç kullanma ve işkencede bulunarak savaş suçu işlemekle suçladı.

BM İnsan Hakları Konseyi (BMİHK) tarafından atanmış 3 uzmanın hazırladığı rapor, bir Türk gemisi olan Mavi Marmara'nın İsrailli komandolar tarafından ele geçirilmesini, uluslararası yasalara göre yasa dışı olarak nitelendirdi.

Raporda, yolculara ve mürettebata yapılan muamele, vahşi ve orantısız olarak değerlendirilerek kınandı. Raporda ayrıca Gazze'deki insani kriz nedeniyle Filistin yerleşiminin İsrail tarafından abluka altına alınmasının yasa dışı olduğu ifade edildi.

Raporda, "Aşağıda listelenen suçların, 4. Cenevre Konvansiyonu'nun 147. maddesindeki koşullara göre soruşturulmasını destekleyecek açık deliller mevcuttur: Taammüden adam öldürme, işkence veya insanlık dışı muamele, kasti acı çektirme ve vücut veya sağlıkta ciddi hasara sebep olma." ifadeleri kullanıldı.

Raporda, "İsrail güçleri tarafından filonun ele geçirilmesinde ve sınır dışı edilmelerinden önce yolcuların İsrail'de gözaltına alınmaları sırasında, Uluslararası İnsan Hakları Yasasının da dâhil olduğu uluslararası yasalarda bir dizi ihlalde bulunuldu." denildi.

İsrail suçlamaları hızla "politize ve aşırılıkçı" olarak değerlendirip reddetti. Fakat rapor muhtemelen, gemi saldırısından sonra Yahudi devleti ile bir zamanlar yakın olan ilişkileri büyük ölçüde durduran Türkiye tarafından iyi karşılanacaktır.

Eski BM Savaş Suçları Savcısı Desmond de Silva, Trinidad'dan bir yargıç olan Karl Hudson-Philips ve Malezyalı bir kadın hakları avukatı Mary Shanthi Dairiam tarafından hazırlanan 56 sayfalık rapor, İsrail kuvvetlerini yaşam hakkının, hürriyet ve ifade özgürlüğünün ihlaliyle ve ele geçirilen mürettebat ve yolculara insani bir muamele yapmamak gibi muhtelif konularda suçluyor.

Rapora göre, "İsrail ordusunun ve diğer personelin filo yolcularına yönelik muamelesi sadece ölçüsüz değil, aynı zamanda tamamen gereksiz ve büyük ölçüde vahşet içeriyordu. Kabul edilmez bir şiddet düzeyi sergilendi."

BM Güvenlik Konseyinin pazartesi günü bulguları tartışması bekleniyor.

Raporun herhangi bir yasal yaptırım gücü yok ve BM İnsan Hakları Konseyi, orantısız bir şekilde İsrail'e yoğunlaşmakla suçlanıyor. Yönetiminde gelişmekte olan ülkeler baskın olduğundan BM İnsan Hakları Konseyine birçok Batı devleti tarafından kuşkuyla bakılıyor.

Fakat rapor, gemilere yaptığı saldırının geniş kapsamlı uluslararası kınama getirmesinin ve Türkiye ile ilişkileri bozmasının ardından İsrail için daha büyük bir utanç olacak.

Soruşturmada işbirliği yapmayan İsrail, raporun taraflı olduğunu ifade etti.

İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın bir sözcüsü olan Andy David, "İnsan Hakları Konseyi, soruşturmadan önce de İsrail'i suçluyordu, sonrasında suçlu çıkarmaları şaşırtıcı değil." dedi.

İsrail; Yeni Zelanda ve Kolombiya eski liderleri Geoffrey Palmer ve Alvaro Uribe yönetiminde hâlen süren bir diğer BM soruşturmasında işbirliği yapıyor.

Yahudi devleti ayrıca Mavi Marmara saldırısıyla ilgili kendi soruşturmasını yürütüyor.

Hamas sözcüsü Fevzi Berhum, raporun İsrail'in Filistin bölgelerini işgali ile sadece Filistin halkına karşı değil, desteklerini göstermeye gelen diğer insanlara karşı da insan haklarını ihlal ettiğinin bir diğer delili olduğunu ifade etti.

Berhum, raporun saldırıdan sorumlu olan İsrailli komandoların uluslararası alanda yargılanması için bir delil olarak kullanılması gerektiğini söyledi.

Editör: TE Bilişim