Teknelerin barınma ve bağlanma sorunu
 
“Yelken sporu ve denizciliğin gelişimde en önemli sorun” diye başlamıştı, bundan tam on yıl önce eski denizci. Bir sivil inisiyatif toplantısının başıydı, hatta bu amaçla da kurulmuştu bu grup. Sonraları resmi bir sivil toplum kuruluşuna dönüştü, birçok gelişme sağlandı, başarılar elde etti, fakat konu esasta aynı kaldı.

Halen tekne almak, “iyi bir iş mi, nasıl bakacağım”, “nerede bağlayacağım, bu iş pahalı, bizi aşar mı, yapamayacaksak, satın alamayacaksak, niye, öğreneyim” soruları hep aynı kaldı.

Denizciliğin bir ülke için olmazsa olmazı  temeli alt yapısıdır. Amatör, sportif denizcilik nasıl gelişebilir, mevcutların ve yeni  denizcilerin temel sorunu “bağlanma, barınmadır”.

Oysa üç tarafımız denizlerle çevrili. Bir de içdenizimiz var. Hasıl ki basmadığın toprak senin değilse, gezmediğin deniz de senin değildir.

Şimdi son bir atakla Ulaştırma Bakanlığı “denizlerde bayrak kanununu geçirdi Meclis’ten. Buna göre vergi vermemek için teknelerini yabancı bandıralı gösterenlere, Türk bandırasına geçişi kolaylaştırdı, vergiler hafifletildi.    

Yabancı bayraktan Türk bayrağına geçiş  kolaylaştırıldı, hatta “yasanın uzatılması ve işleri daha da kolaylaştırıcı mevzuatın geleceği” bilgileri gelmeye başladı ama sanırım “BAĞLAMA ve BARINMA” konusun da çok yapılması gereken işler var.

Artan talep, fiyatları marinalarda yükseltmeye  başladı, bu, daha da artabilir. Yeni marina haberleri de var. Peki bunlar “Barınma ve bağlama” sorunun çözecek mi?

Konumuz aslında marina sorunu değil. Evet ismini koyalım liman, iskele, barınak, kışlama, yanaşma, rampa ilgili düzenlemelerle yapılırsa denizciliğimiz olması gereken yerlere çıkar.

Her yıl ilk okula başlayan 1.7 milyon gencimize denizcilik ve su sporları yapma fırsatı verebilecek miyiz? Önemli olan budur. Ülkemizde kaç kişi yelken sporu yapmakta, nasıl bir gelişim izlemektedir, bu başka bir yazının konusudur.

Denizciliği, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi” Türk uslunun bir ülküsü” olarak görebilir miyiz?

Bakın deniz sevdasının zorluklarına şimdi:

Bu iş rüyalarınızı  ve hayallerinizi süslüyor olsun. Aldınız bir 5 metre sandal, bu nerde barınacak, nerden denize çıkacaksınız?  3 tarafımız deniz, bir de iç deniz  var ama balıkçı ülkesi değilsiniz? Böyle çarpık bir şey olabilir mi sizce?

Neyse konumuza dönelim.

Arabanın arkasında römorka bindirdiniz teknenizi, hafta sonunu denizde geçirmek istiyorsunuz, işte masrafın bini bin para, eziyeti de çabası.. Y da bütçe müsait, aldınız 7 metre bir alamatra. Hadi biraz da birikmişler var  hanımda ikna oldu aldınız bir 10 metre yelkenli, yandınız ki yandınız.

Nereye bağlayacaksınız marinalarda İstanbul da, Bodrum’da yer bulmak zor, araya tanıdıklar, hatırlı kişilerin girmesi lazım. Zaten sandal ya da 7 metre için öyle bir şansınız  yok. Astarı yüzünden pahalı olur. Son zamanlarda marinalarda ve barınaklarda tekneler, “yerleri” ile satılmaya başlandı. Kısacası laf, yine döndü dolaştı ve “En iyi tekne arkadaşımın teknesidir” oldu.  Doğru mu bu? Hayır olmalılı.

Bakın, komşumuz Yunanistan’da her yer liman. Bu limanlardan halk, devlet, amatör, sporcu, profesyonel, dernek, kooparatif, turist  tüm denizciler ve deniz severler faydalanıyor. Yerel yönetimler işletiyor bu limanları. Bazılarına küçük, bazılarına büyük yolcu gemileri bağlanıyor. 

Bizim limanlarımız yok mu, var. Barınaklar yok  mu, var. Hem de sayılanları tam 234 tane. Yeter de artar bile. İlgili yasalarda bazı düzenlemeler yapılması lazım hepsi o kadar. Ulaştırma Bakanlığımız  yatlarla ilgilenirken, barınma ve bağlama konusunda, acaba Türk bayraklı teknelere bir öncelik yaratabilir mi? Yaratırsa ne güzel olur.

2009 yılın da Avrasya Bot Show  ev sahipliğinde ülkemizdeki bağlanma ve barınma konulu  bir panel yapmıştıktık. Konuklarımdan panalist Deniz Ulaştırma Yük. Müh. Sayın Gülsüm Aydın konuyla ilgili bilimsel görüş olarak şu görüşleri önermişti.

 

  • Yat limanlarının doluluk oranları ile ilgili veri  tabanları oluşturulamamıştır. Yat limanları yönetimleri, işletmelerinin yıllık doluluk miktarlarını Bakanlığa bildirmesi halinde, mevcut talep daha iyi analiz edilecek, bu sayede yeni yatırımların gerekliliği tespit edilecektir.
  • Yat limanlarında bugünlerde, kapasite yetersizliği ve bu nedenle bağlama fiyatlarının artması ile karşı karşıyadır. Gerçekten böyle bir fiyat artışına gerek var mıdır?
  •  Hizmet standartlaşması yat limanları yönetimi tarafından benimsenmelidir. Buna ilave olarak, sunulan hizmet fiyatında da standartlaşma gereklidir.  Bu sayede tam rekabet ortamı sağlanacaktır.
  • Eğer doluluk oranları % 100+ çıkıyorsa modernleşme yatırımları altında raflı kara park sistemlerinin yapılması, uzun süreli kışlama yapacak yatların buralara çekilmesi, buna ilave olarak da suya inen rampa sistemleri yapılarak artan talebin karşılanması mümkün olacaktır.
  • Balıkçı Barınakları Yönetmeliğine göre “Barınağın müsait olması halinde, balıkçı gemilerinden başka Ulaştırma Bakanlığınca belirlenen teknik işletme kriterleri dikkate alınmak kaydıyla kum motorları, nakliye gemileri, yatlar gibi gemilerin ücret karşılığı barınaktan geçici olarak yararlanmasına izin verir. Bu izin süresi balıkçı gemilerinin, barınaktan yararlanmalarını engelleyecek süre ve koşullarda  olamaz.” Bu koşullarda Balıkçı barınaklarının yat yanaşma yeri olarak statülerini geliştirilmesine ilave olarak, Balıkçı Barınakları yönetmeliğinde gerekli düzeltmenin yapılması gerekmektedir.Atıl olarak tespit edilen Balıkçı barınaklar arasında hangi bölgede, hangi barınakların modernize edilmesine uygunluğu, dışarıdan sağlanan hizmetlerle yat limanı olabilme ön koşullarının sağlanıp sağlanamayacağı tespit   edilmelidir. Atıl ve etkin olarak kullanılmayan balıkçı barınaklarının yat limanı türlerine kademeli olarak dönüştürülmesi için Ulaştırma Bak., DLH Gn. Md., Tarım ve Köy İşl. Bak. ve Kültür ve Turizm Bak. Koordinasyonlu çalışması ve Balıkçı barınaklarının statülerinin artırılması sağlanmalıdır.
  •  Bakanlıkça kıyılarımızda kaç adet teknenin tatil yapmakta olduğu istatistiki bilgisi bulunmamaktadır. Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde dolaşan yatların ve teknelerin konaklayacağı koy sayısı bilinmemektedir. Bunun için gerekli kıyı barınma ve bağlama yerleri envanteri çıkarılmalıdır.
  • Ülkemiz sularında, Bakanlıktan belgeli olarak faaliyet gösteren yerli ve yabancı yat sayısı 1347’dir. Bu oran yıllar itibari ile düşmüştür. Bu düşüşün nedenleri, talep azalmasından mı kaynaklandığı  araştırılmalıdır. Eğer talep düşmesi söz konusu ise turizm gelirlerinin % 25 olarak arttığı ilkesi doğrulanamamaktadır.
  • Yeni yat limanı ve yat limanlarının modernize  yatırımlarının hayata geçirilmesi hususunda Bakanlar arası iletişim-koordinasyonun sağlanması, AR-GE çalışmalarına yer verilmesi gerekmektedir. 
  • Türklerin ve yabancıların, Türkiye’de imal edilmiş, Türk Bayraklı yat satın almaları özendirilmelidir. İtalya’da yat imalatı endüstrisi bu şekilde gelişmiştir. Bu modelin işleyişi ülkemizde de hayata geçirilmelidir.
  • Yukarıda sayılan hususlar hayata geçirildiği takdirde barınma kapasitelerinde yaşanan  sorunlar çözüme kavuşacağı beklenmektedir.

 

Editör: TE Bilişim