DEFAV Seçiminin Ardından Tahir Sarıoğlu Seçimi ve Yaşananları Anlattı

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Denizcilik Fakültesi (YDO) Mezunları Sosyal Yardım Vakfı (DEFAV) 21. Dönem Olağan Genel Kurulu Gündüz Aybay Denizcilik Merkezi'nde yapıldı.

DEFAV Üyesi Cevdet Işık'ın, Tahir Sarıoğlu Başkanlığı'ndaki mevcut yönetim kurulunun devam etmesi için Divana sunduğu isim listesi, Tahir Sarıoğlu ve listede ismi olanlar tarafından kabul edilmedi. Tahir Sarıoğlu bunun üzerine listesini geri aldı ve toplantıyı terk etti. Seçim sonuçlandı ve Mühendis Bülent Temur’un yönetim listesi kazandı. Seçim ve öncesinde yaşanan gelişmeleri değerlendirmesi için kaptan Tahir Sarıoğlu ile yaptığımız görüşmede Sarıoğlu seçimi ve yaşanan olayları DenizHaber’e değerlendirdi.

Kaptan Sarıoğlu Vakıf çalışmalarının ‘almak’ değil ‘vermek’ üzerine kurulduğunu, bu vermenin zaman, para, emek ve fedakârlık içerdiğini söyledi. Kendisinin zaten birçok önemli sivil toplum örgütünde görevi olduğunu, vakıftaki görevinin bitse bile her zaman her durumda elinden geleni yapacağını anlattı. Kaptan Sarıoğlu göreve başladığında DEFAV’ın hiç mülkü olmadığını bazı borçları olduğunu anlattı ve “şimdi iyi durumdayız bu nedenle görevimi yapmanın gururunu yaşıyorum” dedi.

“Beni Üzen Birlik ve Beraberliğin Bozulması”

Sarıoğlu sözlerine şöyle devam etti; ”Vakıf çok önemli bir yer, oraya vermeye geliyorsunuz. Biz buraya gerek manevi gerek maddi vermeye gelmiş insanlarız. Bizim camianın içinde benim garibime giden çekişerek Vakfa başkan olmak veya vakıf idaresine girmek pek hoş bir şey değil. Benim en çok üzüldüğüm girerken de böyle bir olayla karşılaştım ayrılırken de…  Birlik ve beraberliğin bozulması beni üzüyor.  İki ayrı listeli seçim ne demek? 162 üyenin birbiriyle çekişmesi ne demek? Vakıfta konsensüs sağlanıp öyle seçime gidilmeliydi. Gayesi yardım olan bir vakıfta çekişmeler değil anlaşmalar olmalıdır. Ben bu odakların merkezinde olacak bir adam değilim Ben böyle çekişmelerden hoşlanmam. Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri Fenerbahçe, ben onun yönetim kurulu üyesiyim, denizcilikte en büyük sivil toplum kuruluşu olan Deniz Ticaret Odasının Meclis Başkanvekiliyim. Bu görevler toplumda bizim mektep mezunlarına bakış açısını geliştiren bir olaydır.

Ayrıca benim unvanlarda ve koltuklarda gözüm yok. Toplum içinde vizyonumla zaten gönüllerdeyim. Vakıf başkanlığı benim denizciliğe hizmet etmek için olmak istediğim bir yer olmuştur. Oraya adımı koymakla vakfın önemini, denizcilik okulunun önemini anlatmaya çalışıyorum.  İki yıl önce vakfı teslim aldığımızda tablo şöyleydi: Denizcilik Dergisi zarardaydı ve devredilmişti, ödenecek borçları vardı, Okul kantini 2011 yılında kiralanmıştı ancak zararına çalışıyordu. ASCF isimli şirketteki hisselerle ilgili borçlar ödemeyi bekliyordu. DEFAV A.Ş ise kurulduğundan beri Genel Kurul yapmamıştı. Bu şu anda göreve gelen başkanın bize bıraktığı tabloydu.

Biz yönetim kurulu olarak göreve gelir gelmez dergi ile ilgili borçları ödedik, kantini ve yurdu daha iyi yöntemlerle kar edecek duruma getirdik. Yurt öğrenci sayısını, yurdu öğrencilerin fikrini alarak daha cazip hale getirdik ve öğrenci sayısını artırdık. ACSF Firmasını geçmiş masraflarımızı da tahsil ederek devrettik. Tabii bu konuda Sevgili Kardeşim Mustafa Can'ın yaklaşımını ve yardımlarını göz ardı edemeyiz kendisine teşekkür ederim.Ancak bu mali disiplini sağlayan ve çok çabuk karar vererek bizleri kısa sürede kara geçiren Mali İşlerderden sorumlu Sevgili kardeşim İlker Meşe'ye burada teşekkür ederim..

En son artık DEFAV’ın bir mülkünün olması gerekir diye düşünerek Tuzla’daki binayı satın aldık. Tadilatını gerçekleştiren emek sarf eden en düşük maliyetlerle yapılmasında büyük katkısı olan Sevgili İlker Meşe kardeşime de ayrıca teşekkür ederim. Şimdi verdiğimiz miktarın çok üstünde bir değerdedir.

“Bize ‘vakfı şirket gibi yönetiyorsunuz’ dediler.”

Şimdi bize yöneltilen tenkitlerden bir tanesi DEFAV’ı şirket gibi yönettiğimiz konusunda olmuştur. Soruyorum; vakfı şirket gibi yönetmenin vakfa ne zararı var? Bu akıllı bir yaklaşım değil. Vakıf ismi üzerinde vakfetmek, burası bir yardım kuruluşu. Burs vereceksin, akademisyen yetişmesi için burs vereceksin, ihtiyacı olan denizcilere sosyal yardımda bulunacaksın. Mühim olan yardım edebilmek. Gece düzenliyoruz, bu geceler bizim için eğlence olsun diye değil, bu işler için kaynak sağlamaktır. Aynı zamanda denizcilerde sosyal ortamda birlikte vakit geçiriyor eğleniyorlar tabii… Ayrıca gerçekten şirket gibi yönetebilsem faydalı olmayanı iyi çalışmayanı görevden alma gibi bir takım yetkilerinde olur. Seçilmiş kişilere böyle davranamıyorsun. Evet, vakfın yararına ise tabii ki bazı konularda şirket gibi hareket ettik yine olsa yine öyle hareket ederim.

“Vakıf kötüye giderse içim yanar”

Ben okul rıhtımındaki geminin hurdaya gitmesi ile boş kalmasından çok üzüldüm.Bir Eğitim gemimiz yok.2006’dan beri kiraladığım Bodrum isimli yelkenli tekneyi Bodrum Belediyesi ile olan ilişkilerimle anlaştım. Sonra Dekana ve Rektöre gidip anlattım, okul rıhtımına bağladık. Talebeler staj görsün vakıf olarak işletelim ve vakfa gelir kaydedelim diye düşündük. Amacımız buydu. İşte bu işlerle uğraştım yine eleştirildim. Tek başına yaptın dediler. Neden yaptığımı ve ne gibi   Fayda sağlayacağını  incelemeden araştırmadan… Muhalefetin bile yapıcı olanı güzel yıkıcı olanı değil bence. Bu suçsa kabul ediyorum. Ve ben şunu söyledim; vakıf bu konuda zarar edecek olursa zararı ben tazmin edeceğim dedim. Vakıf kötüye giderse içim yanar. Sonuç olarak şu anda rıhtımda bir eğitim gemisi var. Sertifikasında eğitim gemisi yazıyor. Öğrenciler için staj gemisi bulunmalı. Bu staj özellikle yelkenli bir gemide olmalı. Diğer ülkelerde nasıl yapılıyor araştırmalıyız. Bu sonuçta katma değer olarak bize dönecektir.

“Ben birleştirici olmak isterim, hiç ayrıştırıcı olmadım”

Sonuç olarak bu çekişmeler, bize zarar verir. . Ben birleştirici olmaktan yanayım. Hiç ayrıştırıcı olmadım.Benim Camia'ya verebileceğimin sınırı yok ama bunu benden almak isteyenlerin vizyonlarının bakıp, yetip yetmeyeceğine karar vereceğim.Neyin hesaplaşması neyin düşüncesi olursa olsun,Vakfı bır hesaplaşma plarformuna çevirenlerın benim yüzüme nasıl bakacaklarını çok merak ediyorum."

Editör: TE Bilişim