Sualtı ve Deniz Arkeolojisinden Üç Yeni Haber

İrlanda’da 4500 yıl önceden kalma tekne

İrlanda’nın batısında Lough Corrib Gölü’nde yapılan bir araştırma erken bronz, demir çağları ve ortaçağdan kalma, aralarında 4500 yıl önce uzun bir kütükten yontularak yapılmış olan Annaghkeen teknesinin de olduğu 12 teknenin bulunmasını sağladı. Annaghkeen teknesi, 1922’de keşfedilen Lurgan teknesi ve 1996’da County Mayo’da keşfedilen Carrowneden teknesine benziyor. İrlandalı sualtı arkeoloğu Karl Brady, uzun aralarla bulunmuş her üç teknenin birbirine yaklaşık 50 km mesafede konumlanmış olmasının, teknelerin aynı kişi tarafından inşa edilmiş olabileceğini ya da erken bronz çağda bu tip teknelerin rağbet gördüğünü desteklediğini söylüyorlar. Teknelerle birlikte, aynı zamanda üç tane Viking tarzı savaş baltası, ahşap mızrak ve bronz mızrak uçları bulundu. Tekneler koruma altında alındı, ancak çıkarma ve koruma masraflarının yüksek olmasından dolayı gölde, sualtında kalacaklar.

Vikinglere alacakaranlıkta rehberlik eden pusula

Vikingler, Kuzey Atlantik’i bir uçtan diğerine kat edebilecek kadar iyi denizcilerdi. 1948’de, Grönland’da 11. yüzyılda yapılmış bir manastırda, disk biçiminde bir nesnenin kalıntıları bulunmuştu. Bazı araştırmacılar kalıntıların basit dekoratif bir nesneye ait olduğunu iddia etse de, diğer araştırmacılar diskin Vikinglerin Norveç’ten Grönland’a 2500 km’lik zorlu yolculuklarında kullanmış olabileceği önemli bir navigasyonel alet olduğunu ortaya koydu. Sadece yarısı günümüze ulaşan ahşap diskin, yaklaşık 7 cm çapında olduğu ve şu an kayıp olmasına rağmen, Güneş sayesinde ana yönlerden herhangi biri üzerine gölge düşüren bir merkez pimine sahip olduğu tahmin ediliyor. Macaristan’daki Eötvös Loránd Üniversitesi’nden Balázs Bernath ve çalışma arkadaşları, Vikinglerin uzun gölge sorununu çözmek ve daha geniş, kısa bir gölge yaratmak için pusulanın ortasında, tipik güneş saati piminden daha alçak ve kubbeli bir cisim kullandıklarını düşünüyor. Diskin ortasındaki geniş delik de, Güneş saati pimi olarak kullanıldığını destekliyor. Araştırmacılar pusulada, güneş ışığındaki uv ışınlarına maruz kalınca ışık desenleri üreten ve güneş taşı olarak bilinen bir çift kristal kullanılmış olabileceğini düşünüyorlar. Vikingler Güneş’in pozisyonunu bir kez bulduktan sonra, Güneş’in geleceği açıya göre pimin gölgesini canlandırabildikleri özel olarak tasarlanmış ahşap bir plaka kullanmış olmalılar. Bu hayali gölgenin dış kısmı da, yönlerine karar vermelerini sağlamış olabilir. Araştırmacılar bu alacakaranlık pusulasının işe yararlığını tespit etmek için bazı saha deneyleri yürüttüler ve pusulanın sadece 4 derecelik bir hatayla çalıştığı buldular; bu da göksel navigasyon yöntemlerine kıyasla çok daha düşük bir hata oranı, hatta modern cep pusulalarıyla karşılaştırılabilir bir oran. Ekip, bulguların genellikle barbar olarak bilinen Vikinglerin gelişmiş düşünce biçimine sahip olduklarının bir kanıtı olduğunu söylüyor.

Meksika Körfezi’nde 1300 m derinde keşfedilen batık

Meksika Körfezi’nin dibinde, kıyıdan ve yüzeyden suyun Mississippi alüvyonlarını taşıyamadığı mesafede bir gemi batığı bulundu. Geminin yapısı çökmüş ve seramikler, damacanalar ve ilaç şişeleri gibi malzemeler kumlu deniz zeminine karışmış. Bakır çiviler, bronz çubuklar ve birleştirdikleri kısmen çürümüş ahşap gemi parçaları zeminde duruyor. Gemi kalıntısı yüzeyden yaklaşık 1310 m aşağıda olduğundan insan etkinliklerinden etkilenmemiş. Batık uzaktan kontrol edilebilen Herkül isimli bir sualtı araştırma robotuyla görüntülendi. ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nin (NOAA) Denizcilik Mirası Müdürü James Delgado ve Herkül’ün pilotlarından Brendan Phillips, Monterrey A ismini verdikleri 18 veya 19. yüzyıl batığının keşif çalışmasına öncülük ediyorlar. Herkül’ün elde ettiği videolar, uydu üzerinden Rhode Island Üniversitesi kampüsündeki bir binaya ve biliminsanlarının doğrudan iletişimde olabilmek ve keşfin yönetimine yardım edebilmek için toplandığı diğer komuta merkezlerine yollanıyor. Araştırmada, teknoloji, suyun yüzlerce metre altındaki bir robotu, gemiyi ve karadaki bir sürü uzmanı birbirine bağlıyor. Aynı zamanda internet üzerinden canlı yayın da yapılıyor. Delgado, batığın 19. yüzyıla ait olduğu ihtimalini doğuranın çapa, toplar, bazı şişeler ve navigasyon için kullanılan aletler olduğunu söylüyor. Bununla beraber gemi terk edilmiş olsaydı, kaptanın küçük teknede kullanmak için navigasyon ekipmanlarını alması gerektiğini, fakat bunu yapmamış olduğunu ekliyor.

Editör: TE Bilişim