Struma Faciasında Ölenler Sarayburnu'nda Anıldı

Zülfü Livaneli,

" Sokakta sorsanız Struma nedir diye kimse bilmiyor. Struma'nın ne olduğunu bilmek ondan sonra atılacak özür adımları için en önemli gerekçe. Biz bu acılarımızın tamamıyla barışmak zorundayız. Bu kendini Milliyetçi olarak tanımlayan insanların gururunu yüceltir; küçültmez. Tam tersine geçmişiyle barışabilmek ve özür dileyebilmek bir gurur vesilesidir "

Tarihe Struma faciası olarak geçen ve 70 yıl önce 769 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayla ilgili Sarayburnu'nda anma töreni düzenlendi. Törene işadamı İshak Alaton, Struma olayına Serenad kitabında değinen yazar Zülfü Livaneli ile Türk Musevi Cemaati Başkanı Sami Herman ve vatandaşlar katıldı.

İşadamı İshak Alaton,

"Dün Alman Başbakanı Angela Merkel, Neo Nazi'ler tarafından öldürülen 8 Türk için özür diledi. Ben de diyorum ki bugün burada Struma cinayeti için de ya Ankara'dan ya o günü yönetimi olan partiden birileri çıkacak ve özür dileyecek "


"BİLE BİLE ÖLÜME TERK EDİLDİLER"

Struma olayıyla ilgili konuşan İshak Alaton, 769 Romen Musevi'yi taşıyan Struma gemisine o zaman Kızılay tarafından göstermelik bir yardım yapıldığını iddia etti.

Alaton, "Kızılay göstermelik bir yardımla yetindi. Esas yardımı İstanbul'da yaşayan Musevi cemaatin yaşlıları ve ileri gelenleri kendi aralarında organize ettiler. Benim babam Haim Alaton, o da komitenin içindeydi. İki ay boyunca oradaki 770 kişinin hayatta kalabilmeleri için gereken yemeği, ekmeği ve diğer malzemeyi mavnalarla taşıttık. Ben şahsen akşamları gelip, bu çuvalları indirmede yardımcı oluyordum " dedi. Alaton, Struma olayının nasıl gerçekleştiğini de anlattı. Alaton, " 70 yıl önce gemi dün kimseye haber verilmeden halatları kesilerek, gemi motorsuz olduğu biline biline Ankara'dan gelen bir emirle, boğazın Karadeniz açıklarındaki ağzına getirildi ve orada bırakıldı. Yani 770 kişi o günün devleti o günün hükümeti tarafından ölüme terk edildi bilerek " diye konuştu

Alaton yaşananları anlattı

O gün kendisinin 15 yaşında olduğunu kaydeden Alaton, " Ertesi gün buraya geldiğimiz zaman tekneyi göremeyince o zaman uyandık. Çünkü bize de haber verilmedi. Bir geceydi halatlar söküldü götürüldü. Ertesi gün buraya geldiğimizde tekneyi göremedik. Göremeyince de şaşırdık acaba yola mı çıkarıldı diye düşündük. Sonradan farkına vardık ki bilinçli bir cinayetti. Ankara'nın emir verdiği bir cinayet olarak ortaya kondu" dedi.

Bu olayın kendisine Almanya'nın Neo Nazi'ler tarafından öldürülen Türkler'den özür dilemesini hatırlattığını kaydetti. Alaton, "Dün Alman Başbakanı Angela Merkel, Neo Nazi'ler tarafından öldürülen 8 Türk için özür diledi. Ben de diyorum ki bugün burada Struma cinayeti için de ya Ankara'dan ya o günü yönetimi olan partiden birileri çıkacak ve özür dileyecek. Diyecek ki, 'Bu bizim omuzlarımızdaki cinayettir, bir günahtır ve biz bunun yükü altında daha fazla ezilmek istemiyoruz ve özür diliyoruz '. Özür diliyoruz sözünü duymak istiyorum artık. Zamanı geldi. Türkiye'nin özür dileme cesaretini gösterebilmesi lazım. Bunu yapabildiği taktirde arınacak, Türkiye yükselecek, yücelecek ve saygınlık kazanacak " dedi.

"GEÇMİŞİYLE BARIŞABİLMEK BİR GURUR VESİLESİDİR "

Struma olayına Serenad kitabında yer veren yazar Zülfü Livaneli ise, "Şu tarafı bir gerçek ki hafızalardan silinmeye çalışılan bir facia. Bugün Almanya'da öldürülen bizim vatandaşlarımıza nasıl canımız yanıyorsa, Struma'da ölenlere de, II. Dünya Savaşı'nda ölenlere de, Balkan faciasında ölen Türkler'e de bütün dünyada acı çeken insanlara karşı da bir insanlık borcumuz var. Bizim ülkemizde olduğu zaman bu borç büyüyor. Üzerine sessizlik perdesi örtülmüş büyük bir trajedi. Farkındalık en önemli şey. İlk önce hatırlanmaktan geçiyor farkındalık. Sokakta sorsanız Struma nedir diye kimse bilmiyor. Struma'nın ne olduğunu bilmek ondan sonra atılacak özür adımları için en önemli gerekçe. Biz bu acılarımızın tamamıyla barışmak zorundayız. Bu kendini Milliyetçi olarak tanımlayan insanların gururunu yüceltir; küçültmez. Tam tersine geçmişiyle barışabilmek ve özür dileyebilmek bir gurur vesilesidir " şeklinde konuştu.

Türk - Musevi Cemaati Başkanı Sami Herman ise, Struma olayından ders alınması gerektiğini kaydetti. Herman, Türk - Musevi Cemaati adına olayda hayatını kaybedenlere rahmet diledi. Herman Türk - Musevi Cemaati olarak olayda hayatını kaybedenler için Cumartesi günü sinagoglarda bir dua tertip edeceklerini de belirtti. Açıklamaların ardından grup Sarayburnu'ndaki kayalıklara yürüdü. Ardından Sruma olayında ölenler için saygı duruşunda bulunuldu.


STRUMA OLAYI

16 Aralık 1941 tarihinde yolcularının çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 769 Romen Yahudisi Panama bandıralı Struma gemisiyle Romanya'dan Sarayburnu açıklarına geldi. Filistin'e geçmek isteyen 769 kişi uzun süre İstanbul'da bekledi. Romanya'dan kaçabilmek için bin dolar para veren Yahudiler Struma gemisiyle 23 Şubat günü geldiği liman olan Köstence'ye iade edilmek üzere yola çıkarıldı. Gemi motorları bozuk olduğundan bağlanan halatlarla römorkörler eşliğinde çekilerek Karadeniz'e bırakıldı. Struma 24 Şubat 1942 tarihinde Karadeniz açıklarında bir denizaltıdan atılan torpille battı. Batan Struma'dan sadece David Stoliar adlı bir Yahudi kurtuldu.

 

Editör: TE Bilişim