AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, dönemin son teknolojisiyle üretilen, üzerlerinde adeta ''ateş kusan'' toplar bulunan gemilerin oluşturduğu İtilaf donanması, 3 Kasım 1914'te Çanakkale Boğazı girişindeki Kumkale ve Seddülbahir kaleleri ile Orhaniye ve Ertuğrul tabyalarına yaptığı bombardımanla Çanakkale Deniz Savaşları'nı başlattı.

İtilaf donanması, muhtelif tarihlerde Çanakkale Boğazı'nı koruyan istihkamları susturma teşebbüsünde bulunduktan sonra, 18 Mart 1915 tarihinde genel saldırıya girişti. Bu saldırı, bütün gün sürmesine ve tüm filonun katılmasına rağmen başarısızlığa uğrayınca sonlandırıldı. Çanakkale Boğazı'nı geçip, İstanbul'a ulaşmayı hedefleyen İtilaf kuvvetlerinin gemileri, Türk askerinin kahramanca savunması karşısında Boğaz'ın karanlık sularına gömüldü.

Dönemin en güçlü donanmasıyla Çanakkale önlerine gelen İtilaf kuvvetleri, karadaki Türk askerinin isabetli atışları ile Boğaz'ın 11 noktasına döşenen mayınlar nedeniyle, Çanakkale Savaşları süresince 12 gemi ile denizaltıyı denizin karanlık sularına terk etmek zorunda kaldı. Düşman denizaltılarının kimisi kara topçusu marifetiyle, kimisi de Türk muhriplerince batırıldı.

Çanakkale Boğazı'nı denizin üzerinden geçemeyen İtilaf kuvvetleri, savaşlar sırasında su altından gizlice geçerek 9 Türk savaş gemisini batırabildi. İtilaf devletlerine ait denizaltılar, her türlü engellemeye rağmen Çanakkale Boğazı'ndan Marmara'ya geçerek, bir yandan Osmanlı donanmasıyla mücadele ederken, diğer yandan da İstanbul, Çanakkale ya da Gelibolu arasında sürdürülen Osmanlı deniz nakliyatını engellemeye, asker ve lojistik sevk yollarını kesmeye çalıştı.

Savaş sırasında Osmanlı Devleti ile müttefik Almanya'ya ait denizaltılar, İtilaf kuvvetlerinin gemilerinin batırılmasında önemli roller üstlendi. Denizaltı savaşlarına yönelik olarak Almanya'dan ilk destek 18 Mayıs 1915'te UB-8 denizaltısının Türk karasularına girmesiyle geldi. Daha sonra gelen U-21'in 25 ve 27 Mayısta Triumph ve Majestic gemilerini batırmasıyla İngilizler büyük gemilerini yarımadanın etrafından çekmek zorunda kaldı.

Çanakkale'yi denizden geçemeyeceklerini anlayan İtilaf kuvvetleri yaklaşık 1 ay sonra ise kara çıkarmasını denedi. Gelibolu Yarımadası'na yapılan çıkarmalarda Türk askerinin göğüs göğüse yaşanan muharebelerde düşman askerine geçit vermemesiyle, İtilaf kuvvetleri bir daha dönmemek üzere 9 Ocak 1916 tarihinde Gelibolu Yarımadası'ndan ayrıldı.

Editör: TE Bilişim