Korsanlar krize tuz biber ekiyor

Somalili korsanlar ellerindeki rehinelerden güç alarak büyük devletlere dahi kafa tutar hale geldiler. Diğer bir gelişme de Somali açıklarındaki güzergâhı kullanan yük gemilerinin sigorta primlerinde gözlenen artış oldu.

Son dönemde faaliyetlerini arttıran Somalili korsanların elinde halen farklı ülkelerden yaklaşık 220 rehine bulunduğu ayrıca korsanlık olayları sebebiyle dünya denizciliğinin krizin etkilerini daha derin hissettiği bildirildi.

Geçtiğimiz günlerde “Pacific Maritime” isimli dergide yayınlanan habere göre, artık Somalili korsanlar ellerindeki rehinelerden güç alarak büyük devletlere dahi kafa tutar hale geldiler.   Bununla birlikte endişeye yol açan bir gelişme de Somali açıklarındaki güzergâhı kullanan yük gemilerinin sigorta primlerinde gözlenen artış oldu.

Son dönemde Somali açıklarında artan gemi kaçırma ve el koyma eylemleri, Aden Körfezi’ndeki yük taşımacılığının maliyetini giderek arttırıyor. Korsanların bölgedeki otorite zaafından yararlanarak giriştiği kaçırma eylemleri, yük gemilerinin sigorta maliyetlerini de kayda değer ölçüde artırdı. Ancak mevcut tehlikelere rağmen armatörlerin ellerinde çok da fazla rota seçeneği olmadığı aşikâr. Zira Güney Afrika Burnu (Ümit Burnu) üzerinden takip edilecek muhtemel diğer bir rota da tehlikeli ve bölgeden gelen son haberler Somali’nin güneyindeki Mozambik açıklarında da korsanlık faaliyetlerinin artış gösterdiği yönünde.

Armatörlerin filo güzergâhlarını nispeten daha güvenli bölgeler üzerinden yönlendirmeyi düşündüğü ancak bu düzenlemenin yıllık 3 milyon 500 bin dolar ek masraf getireceği ifade ediliyor.

Bilindiği gibi sigorta şirketleri, 2008 yılı Mayıs ayında yük gemilerine ait sigorta poliçelerinin fiyatlarını artırmıştı. Son olaylardan sonra ise sigorta şirketlerinin gemi kaçırma eylemleri ve milyonlarca dolar tutarındaki fidyeleri de sigorta kapsamına alması ancak poliçe fiyatını da yaklaşık on katına çıkarması gündeme geldi. Bununla birlikte denizcilik alanında önde gelen uluslararası sertifikalandırma kurumlarından biri olan İngiltere Merkezli Lloyd’s Sigortacılar Birliği eski başkanı Neil Smith, piyasadaki mevcut sigorta kurumları arasındaki rekabeti de göz önünde bulundurarak primler için öngörülen artışlara ilişkin herhangi bir yorumda bulunmaktan kaçınıyor. Smith,

“Kısa bir müddet öncesine kadar reasürans şirketleri, yük gemilerinin güzergahları Somali kıyılarından bir hayli uzak kalırsa, sigortalanan yükün nispeten güvende olduğundan yola çıkıyordu fakat şu an durum değişti” yorumunda bulunuyor.

Global deniz ticareti açısından “iki korkulu rüya” şeklinde tanımlanabilecek mali kriz ve artan gemi kaçırma eylemleri, denizcilik sektörünü olumsuz etkiliyor. Zira krizin beraberinde getirdiği sipariş sıkıntısı, tersanelerden başlayarak zincirleme şekilde tüm sektörün kazancını azaltıyor. Ayrıca kaçırma eylemleri yüzünden işletmelerin filolarındaki gemilerin bazen aylarca alıkonulması da şirketlere pahalıya patlıyor.

Somalili korsanların elinde halen farklı ülkelerden 13 gemi ile 220’nin üzerinde rehine bulunuyor. Dubai’de güvenlik faaliyetleri yürüten Olive Group’a göre, “2008 yılında en kârlı çıkanlar” korsanlar oldu. Uluslararası Denizcilik Bürosu’nun verilerine göre ise,  sadece bu yıl içinde bulunduğumuz aya kadar Somali açıklarında 74 ayrı korsan saldırısı meydana geldi. Bu saldırıların 15’inde korsanlar saldırdıkları gemilerin kontrolünü ele geçirmeyi başardılar.

Geçen yıl 111 ayrı saldırının meydana geldiği göz önünde bulundurulduğunda, Somali açıklarında donanmaların yardımıyla uluslararası güvenlik önlemlerinin artmasına karşın, bölgedeki güvenlik durumunun ciddiyetini koruduğunu hatta kötüleştiğini bile söylemek mümkün. Afrika boynuzunda yer alan ülkenin yaklaşık 3 bin kilometrelik sahil şeridi bulunuyor. Güvenlik uzmanları korsanların hâkimiyet bölgelerini güneye doğru genişlettiğine dikkat çekiyor.

Uluslararası Denizcilik Bürosu (IMB) Müdürü Pottengal Mukundan’a göre, korsanlarla mücadelenin tek yolu yine askeri müdahaleye devam edilmesi. Mukundam, “Somalili korsanlara karşı etkin mücadele ancak şu an Somali açıklarında görev yapan uluslararası savaş gemileriyle verilebilir. Korsanlar şimdiye kadar eylemlerini risksiz kazanç kapısı ve garantili gelir kaynağı olarak görüyordu. Şimdi durum farklı.

Korsanlar artık kendi gemilerinin saldırıya uğrayabileceğinden kaygı duyuyor.” şeklinde görüş bildiriyor. BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un, geçen ay BM Güvenlik Konseyi’ne sunduğu raporda, Somali açıklarında etkin olan ve milyonlarca dolar fidye karşılığında gemileri ellerinde rehin tutan 2 önemli korsan şebekesinin bulunduğuna vurgu yapılmıştı. Somali sahilleri açıklarındaki korsanlık ve silahlı soygunla mücadelenin elzem olduğu kaydedilen raporda, bunun Somali’de etkin bir hükümetin kurulması, siyasal uzlaşma, Afrika Birliği Barış Gücü’nün çabaları ve yasal düzenin güçlendirilmesiyle sağlanabileceği ifade edilmişti.

Tez konusu oldular

Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri’nin California eyaletine bağlı Vallejo kentinde bulunan California Maritime Academy - Kaliforniya Denizcilik Akademisi’nden bir grup öğrenci neredeyse denizciliğin tarihiyle yaşıt bu probleme modern teknikleri kullanarak çözüm aramaya başladı.

Tez konusu olarak Korsan Saldırıları Simülasyonu’nu seçen öğrenciler, en ileri tekniklere sahip simülatörler ile bilgisayar ortamında saldırıların röntgenini çekmeye çalışıyorlar. Rus menşeli bir denizcilik simülatörünü tezlerine uygun biçimde modifiye eden grup, 360 derecelik bakış açısıyla yük gemilerinin savunmasız olduğu anları ve saldırıları başarıya ulaştıran güvenlik açıklarını araştırıyor.

Akademide Deniz Güvenliği dersi veren kaptan Paul Leyda ise yaptığı açıklamada,

"Bugüne kadar yapılan saldırıları kategorik biçimde sınıflandırdığımızda en dikkat çekici istatistik saldırı zamanları oldu. Somali açıklarında meydana gelen ve geminin korsanların eline geçmesiyle sonuçlanan tüm olaylar ya gün doğumunda ya da gün batımındaki alacakaranlıktan yararlanılarak gerçekleştirilmiş. Bu noktadaki bir başka önemli konu da korsanların kullandığı boyutlardaki teknelerin radar iziyle tespit edilmesinin zorluğu. Alacakaranlıkta radarda fark edilemeden ölü noktalardan yaklaşan korsanların ani biçimde gerçekleştirdikleri saldırılarla taktik üstünlük elde ettiklerini söyleyebiliriz.” şeklinde konuştu.

Leyda’ya göre makineli tüfekler ve roket atışıyla kaptan köşkünü hedef alan saldırganlar gemiyi durmaya ya da hız düşürmeye zorladıktan sonra en kısa zamanda ana güverteye çıkarak gemi denetimini ele geçirmeyi amaçlıyor. Öğrencilerin bugüne kadar yaptıkları çalışmalarda gerçekleşen tüm sanal saldırılar, gemilerin herhangi bir dış yardım almadan korsan saldırılarına karşı koymasının zor olduğunu ortaya koyuyor. Ancak bu noktadaki bir başka görüş, bugüne kadar sağlamlıktan çok hafiflik düşüncesi üzerine bina edilen kaptan köşklerinin yakın gelecekte takviyeli ve daha mukavim biçimde inşa edilmesi fikrinin denemesi gerektiği yönünde.

 

Editör: TE Bilişim