Şile’de Deniz Fenerleri Tartışıldı

 

Uluslar arası Deniz Fenerleri Sempozyumu 13 Haziran tarihinde sona erdi. Sempozyumun son gününde Türkiye’de deniz fenerleri, tarihi, arkeolojide deniz fenerleri ve turizminin yanı sıra, dünyada deniz fenerleri turizmi ve müzeleri de konuşuldu.

 

2. Gün Oturumları

Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka’nın başkanlığında açılan ilk oturumda Kıyı Emniyet Genel Müdürü  Salih Orakcı , Türkiye’de deniz fenerlerinde bu zamana kadar gelinen noktayı anlattı. Konuşmasında Kıyı Emniyet Müdürlüğü’nün faaliyetlerinden  de bahseden Orakcı, 2010 Nisan ayı itibarıyla, 431 deniz feneri, 73 şamandıra ve 7 alamete ek olarak, bu seyir yardımcılarında kurulu işitsel/elektronik yöntemlerle deniz araçlarını uyaran 221 ilave seyir yardımcısı sistem ve bu seyir yardımcılarında görevli 198 personelin Kıyı Emniyet Müdürlüğü tarafından sağlandığını belirtti. Bu seyir yardımcılarının bakım ve kontrollerinin de yine ülke sahillerine tesis edilen teknik servis ağlarıyla gerçekleştirdiklerini söyledi. Konuşmasının devamında Türkiye’deki fenerlerin kısa tarihinden bahseden Orakcı, “Tarih boyunca ışıkları ve fiziksel yapılarıyla denizcilere yol gösteren fenerlerin deniz güvenliğine katkısı, içinde bulunulan çağın sağladığı düzey ve teknolojinin sunduğu yöntemlerle devamlı artmaktadır.” dedi. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın desteği ile idari ve operasyonel yapılanmada seyir emniyetinin arttırılması ve deniz çevresinin korunmasına yönelik çalışmaların hız kesmeden devam ettiğini belirtti. Oturumun ikinci konuşmacısı Sanat Tarihçisi Atilla Tuna, dünyada ve Türkiye’de deniz fenerlerinin tarihi ve mitolojisi hakkında bilgiler verdi. Tarihteki ilk deniz feneri: Sigeum (Kumkale) Feneri, dünyanın yedi harikasından biri olan İskenderiye Feneri’nden bahseden Tuna, ortaçağ ve yeniçağdaki fenerleri ve son olarak İskoçya’da deniz fenerlerini inşa eden Stevensonlar’ı anlattı. Oturumun son konuşmacısı İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Necmettin Akten’di. Osmanlılarda Fener işletmeciliğini anlatan Akten, yine o dönemde yaşanmış bir fener ücret alacağı davasını da aktardı.

“Kara Deniz Beyaz Işık: Anadolu ve Rumeli Fenerleri”  konulu sunumuyla Ali Soysal, oturum başkanlığını Prof. Dr. Yücel Sayman’ın yaptığı ikinci bölümün ilk konuşmacısıydı. İki fenerin tarihleri ve günümüzdeki önemine değinen Ali Soysal, fenerlerle beraber denizci köylerinin de denizcilik kültürünün yaşatılmasındaki önemine değindi. “Arkeolojide Deniz Fenerleri” başlığı altında ilk olarak, Kocaeli Üniversitesi’nden Yard. Doç. Dr. Şengül Aydıngün, İstanbul Küçükçekmece Gölü’nde süre gelen arkeolojik kazılarda antik bir fenere rastladıklarını anlattı. Henüz kazıların tamamlanmadığını belirten Aydıngün, bu bölgede rastladıkları liman yapılarını ve bulunutuları sunumunda gösterdi. Selçuk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Levent Zoroğlu “Dağlık Kilikya’da Bir Liman Kenti: Kelenderis” adlı çalışmasını paylaştı. Antik bir liman kenti olarak Kelenderis’in o dönem için önemli bir liman kenti olduğuna dair buluntulardan bahsetti.

Başkanlığını İstanbul Teknik Üniversitesi- Türk Loydu Prof. Dr. Mustafa İnsel’in yaptığı üçüncü oturumun ilk başlığı  “Dünyada Deniz Fenerleri Turizmi” ve konuşmacı Atilla Tuna’ydı.  Türkiye’de gerçekleştirmiş oldukları ilk deniz fenerleri turundan, sonraki dönemde bu alana olan ilgiden ve dünyada bu yönde yapılmakta olan turizme dikkat çeken Tuna, konuşmasında bir deniz feneri müzesi oluşturulması fikrine de yer verdi. Daha sonraki konuşmacı İskoçya Deniz Fenerleri Müzesi Müdiresi Virginia Mayes Wright’tı. Müzelerin öneminden ve İskoçya’da bir deniz feneri müzesinin nasıl açıldığından bahseden Wright, konuşmasında bir deniz feneri müzesinin nasıl olması gerektiği, neleri sunması gerektiğini anlattı. “Dünya çapında, deniz feneri müzeleri, bir şekilde birbirine bağlı modern dünyamızı yansıtan, uluslar arası tarihe yol gösteren fenerler olmalı ve denizciler fenerleri hepimizin ülkelerinde gördüğüne göre daha geniş bir deniz fenerleri müzesi ağının parçası olmalıyız.” dedi. Bu oturumda son olarak, “Simge olarak Deniz Feneri” başlığı altında Prof. Dr. Yücel Sayman “Yalnızlık ve Hayaller” yazısıyla yer aldı.

Son oturumda, Şile Sivil Platformu’dan Ali Candan Büyükçelen’in başkanlığında “Edebiyatta ve Görsel Sanatlarda Deniz Fenerleri” tartışıldı. Yrd. Doç Dr. Gevher Gökçe Acar “Deniz Feneri İmgesinin Batı Resmindeki İzleri” konulu sunumunu gerçekleştirdi. Daha sonra Mehmet Can Yavuz’un Şile Deniz Feneri üzerine yaptığı kısa film çalışması gösterildi.

Türkiye’de Ulusal Deniz Fenerleri Müzesinin kurulabilmesi için gerekli bilgi ve tasarım alt yapısını oluşturmak, ilgili mercilere ulaştırmak adına gerçekleştirilen bir çalışma atölyesi sonrasında sempozyum sona erdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Editör: TE Bilişim