Rip akıntısına dikkat!

Özellikle Şile kıyılarında yaşanan ve halk arasında ‘kum kayması’ olarak bilinen rip akıntısına kapılanların açığa doğru yüzerek suyun üstünde kalmaya çalışmaları öneriliyor

Her yıl onlarca kişinin hayatını kaybetmesine neden olan, Halk arasında “kum kayması” olarak bilinen rip akıntısı hakkında uzmanlar uyarılarda bulundu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi ve Türk Coğrafya Kurumu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ertek, çok iyi yüzme bilenlerin bile akıntıya kapılabileceğini belirterek, “Rip akıntısına kapılan kişi panik yapmadan açığa doğru yüzmeli ve su üstünde kalmaya çalışmalı” dedi. 

Türkiye’nin özellikle Karadeniz kıyısında görülebilen rip akıntısı, yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte denize girenler için büyük tehlike oluşturuyor. Çok iyi yüzme bilenlerin bile ölümüne neden olan rip akıntısı, aniden ortaya çıkmasıyla biliniyor. Denizde yüzen bir insanın kulaç atarak karşı koyamayacağı kadar güçlü oluşan rip akıntısı, özellikle akıntıyı tanımadan plaja gelen günlük ziyaretçilerin ölümüne neden oluyor.

Özellikle hafta sonu Şile ve Kilyos gibi Karadeniz kıyısındaki plajlara akın edenleri uyaran Ertek, “Ripleri, diğer akıntılardan özel şekilleri ayırır. Rip akıntılarının sahaları dardır, sahası açığa doğru önce darlaşır ve bir kanal oluşturarak açığa doğru genişler. Sığ suda oluşan bu akıntıyı bilmeden denize girenler için büyük tehlike oluşur. Saniye de bir metre hızla yüzenleri açığa sürükleyebilir” dedi. 

‘İyi yüzmek yeterli değil’

Yrd. Doç. Dr. Ertek, şöyle devam etti: “Özellikle Şile, Ağva, Kilyos, Kısırkaya İstanbul’un rip noktaları. Karasu ve Kefken, İğneada, Ordu, Rize gibi Karadeniz sahillerindeki uzun plajların önlerinde sığ kıyılarda rip akıntısı etkili olabilir. Her yıl bu akıntının özelliğini tanımayan onlarca insan boğuluyor. Şile Limanı, Ağva Balıkçı Barınağı, Kefken-Cebeci Plajı, Kumcağız Burnu, Karasu Limanı, Kilyos Burnu, İğneada Limanı yakınında insan eliyle yapılmış yapılar kıyı akıntısının dinamiğini bozabilir ve rip oluşabilir. Özellikle kıyı çizgisinin karaya oyuntu yaptığı plajların ortasından denize girilmemeli. Sığ kıyılarda dalga yüksekliği fazla olduğu zamanlarda da. Boğulma tehlikesi anında paniklemeden, kıyıya doğru değil, hızlı bir şekilde açığa doğru yüzülmeli. Zaten yüzen kişi kendini bu kanaldaki üst akıntıya bıraktığında açığa sürüklenecek. Bu sırada önemli olan su üzerinde kalabilmek. Doğal plajların yanlarında, insan eliyle yapılmış yapıların kıyılarında açığa doğru devam eden koyu renkli kanal varsa yüzülmemeli.”

Şile kıyılarında çok etkili 

Kıyıya ulaşan suların tekrar denize dönmeleri sırasında oluşan rip akıntısı, çevresine göre daha koyu renkli bir görüntüye sahip. Yüksekten bakıldığında fark edilebilen akıntı sahası, darlaşarak bir kanal (boyun) oluşturuyor. Daha sonra genişleyerek açıkta meydana getiren rip akıntılarının genişliği 50-400 metre arasında değişiyor. Kıyıdakileri bir kilometre açığa kadar sürükleyebilen akıntı, 10 metreden derin kıyılarda görülmüyor. Yarı devamlı bir olay olan rip akıntıları, birkaç saat veya birkaç gün devam ediyor.

‘Halk uyarılmalı’

Cankurtaran olmayan Karadeniz plajlarında daha çok dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Ertek, yerel yönetimlerin de halkı bilinçlendirici çalışmalar yapmasını istedi. Uyarı levhalarının asılmasının ve resimli broşürlerin dağıtılmasının gerekliliğine değinen Ertek, “Çok iyi yüzme bilenlerin bile boğulduğu güçlü bir akıntıdır. Mantar bariyer ve dubaların devamlı kontrol edilmesi, kıyının açığına deniz motosikletli cankurtaranların bulundurulması gibi önlemler Karadeniz’de rip akıntısına bağlı boğulma olaylarını azaltır” dedi. 

Gökhan Karakaş / Milliyet

Editör: TE Bilişim