Avcılar'da, Dünya Su Günü nedeniyle su kaynaklarına dikkat çekilmesi için bir panel düzenlendi. Panelde konuşan İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay, "Ne zaman gelir bilmiyoruz. Ama şartlar oluştuğunda müsilaj tekrar gelecek" dedi.

Avcılar Belediyesi, Dünya Su Günü'nde, suyun doğru ve bilinçli kullanılması amacıyla bir panel gerçekleştirdi. Avcılar Belediyesi Toplantı Salonunda yapılan panele Belediye Başkanı Turan Hançerli, akademisyenler, belediyenin birim müdürleri, öğrenciler ile çok sayıda davetli katıldı.

"Suyun kullanım bilinci en önemli konu"
Panelin açılış konuşmasını yapan ve su kullanım bilincinin en önemli konu olduğunu anlatan Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, "Yer altı sularının çıkarılması ve dünyada yer altı sularının değerlendirilmesini konuşuyoruz. Ülkemizdeki görünmeyen, bilinmeyen biraz acı durumu gözler önüne seriyor. Çünkü bizler hala yer altı sularında ne aşamadayız, ne kadar tükettik, ne kadar zarar verdik, bilinmiyor. Bizler çevre duyarlılığı, iklim duyarlılığı bir çalışma yürütüyoruz. Geçmişte bir içme suyu kaynağı olarak kullanılamamış ama bir lagünümüz var. Suyu sadece içme suyu olarak değerlendirmemek gerekir ve lagünün temizliği de yeniden doğal yaşamına kavuşması da yoğun bir emek sarf ettiğimiz ve mesafe kat ettiğimiz bir çalışma alanımız. Suyu az kullanmak, tıraş olurken, diş fırçalarken suyu az kullanmak önemli ama su bilinci bundan daha ciddi bir yaklaşımı ve bütünsel bir politikayı gerektiren bir konu olduğu kanaatindeyim" diye konuştu.

"Her yıl 4 milyon insan suya ulaşmamaktan ölüyor"
Daha sonra konuşan İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay, "Dünya Sağlık Örgütünün kaynaklarına göre yılda 4 milyon insanı su kaynaklı hastalıklardan kaybediyoruz. Aslında en büyük katillerden biri su ve bunun bir şekilde bertaraf edilmesi lazım. Bunun büyük bir kısmı yani yüzde 90'ı çocuklar. Maalesef şuan 2022'ye geldik ve günümüzde Afrika'da, Güney Amerika ülkelerinde ve Asya'nın bir kısmında hala temiz suya ulaşmada büyük bir sıkıntı var. Her gün 2.1 milyar insan temiz suya erişmekte sıkıntı yaşıyor. 2 milyar üzerinde insan hala bu sorunu yaşıyor ve yaşayacak gibi gözüküyor" dedi.

"Türkiye'nin 108 milyar küp suyu kaldı"
Dünyanın büyük bir kısmında suyun az olduğunu anlatan Albay, "Güney Amerika'nın Brezilya tarafında ile Avrupa'nın Kuzeyinde biraz yüksek ama bizim gibi Akdeniz ülkelerinde suyumuz az. Kişi başına düşen su miktarının ne kadar olduğunu görüyorsunuz. Bu miktar daha da kötüleşecek. Ülkemizde 108 milyar küp suyu konuşuyoruz. 108 milyar küp suyumuz var, bazılarına göre 112 milyar küp ama yer altı suları, akarsular ve göller toplamı 108 milyar küp suyumuz var. 2022 yılında bu miktar bin 300 metre küp düşmüş ve bu miktar oldukça sıkıntılı. 2030 yılına gelindiğinde daha da bizi korkutacak, yani daha da büyük sıkıntılar yaşayacağız. Büyükşehirler daha da etkilenecek ve Trakya ile İç Anadolu daha da fazla etkilenecek" diye anlattı.

"Marmara havzasının su miktarı yüzde 4"
Suyun doğru kullanılmadığını belirten Prof. Albay, "Sanayi toplumlarında tarımda suyun kullanımı yüzde 30-40 civarında bizde ise, bu oran yüzde 70 civarında, bu oldukça fazla. Dolayısıyla bizim tarımda suyun kullanımını yüzde 50'nin altına düşürmemiz lazım. İstanbul'u içine alan Marmara bölgesinin su miktarı yüzde 4, yani sadece yüzde 4'ü Marmara havzasında bulunuyor. Peki Marmara havzasında Türkiye nüfusunun yüzde kaçı bulunuyor, yüzde 28'i bulunuyor. Peki karşılayabiliyor mu, karşılamıyor. Başta İstanbul bunun büyük sıkıntısını çekecek" şeklinde anlattı.

"Şartlar oluştuğunda müsilaj tekrar gelecek"
Son olarak geçen sene Marmara Denizini etkisini altına alan müsilaj ile ilgili de konuşan ve herkesin bununla ilgili soru sorduğunu söyleyen Prof. Dr. Meriç Albay, müsilajın tekrar geleceğini belirterek, "Ne zaman gelir bilmiyoruz. Ama şartlar oluştuğunda tekrar gelecek. Neden çünkü biz, 50-60 yıldan beri İstanbul çevresini sanayi şehrini yapmışız ama atıklarını sürekli denize atmışız. 1980 yılından beri derin deşarj diye bir şey icat etmişiz. Biliyorsunuz üstteki su Akdeniz'e akar, alttaki su da Karadeniz'e akar diye atıkları Akdeniz suyuna vermişler. Karadeniz'e götürür kurtarır demişler. Halbuki Yenikapı'dan verdiğimiz atıklar daha Baltalimanı'nda azot-fosfor olarak üste çıkıyor. Denizler kirletiliyor ve buna devam ediliyor. Bugüne yarına bu işin bitmesi mümkün değil, yıllar sürecek. Ama ciddi yatırımlar yapılırsa, arıtma tesisleri çalıştırılırsa, amacına uygun çalıştırılırsa 10-15 yıl içinde Marmara Denizinin kendine geleceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Program sonunda Belediye Başkanı Turan Hançerli, katılımcılara plaket takdim etti.

Editör: TE Bilişim