Onlar gemilerin efendisi 



Denizcilik fakültesi mezunu 4 genç kız 5 yıllık eğitimin ardından uluslararası sularda vardiya zabıtlığı yapmaya başladı.



Erkeklerin yaparken zorlandığı birçok işte kısa sürede başarılarını kanıtlayan kadınlar, şimdi rotayı denize çevirdi. 1 yılı denizde geçen, 5 yıllık zorlu eğitimin ardından "Uzakyol Vardiya Zabıtı" olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi'nden mezun olan 4 cesur genç kız yaşadıkları zorlukları, hemcinslerinin gülümseten sorularını ve aşık oldukları mesleklerini anlattı. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü'nden bu yıl mezun olan Nazlı Doğanlaroğlu, Dilek Altay, Yonca San ve Hande Baştürk henüz 20'li yaşların başlarında yaşıtlarının aksine, tek başlarına kalmaktan ve mücadele etmekten korkmuyor. 20 erkek personeli bulunan bir gemiyi yönetip, tüm küçümseyen bakışlara inat işlerini başarıyla yapıyorlar. Gemide "Erkek kadın yok, denizci var" diyen bu yürekli bayanlar "Deniz bir iş değil, bir yaşam biçimidir" diyerek bu işe duydukları aşkı en yalın haliyle tarif ediyorlar.



BEYİN YORULUYOR



Henüz 23 yaşındaki Balıkesirli Nazlı Doğanlaroğlu, 1 yıllık staj süresinde uluslararası sularda, 16 farklı liman gezdi. Tonlarca ağırlığında, milyonlarca liralık mal yüklü gemilere Uzakyol Vardiya Zabitliği yaptı. Staj yaptığı gemilerde "Elinin hamuruyla erkek işine karışma" denildiğini belirten Doğanlaroğlu; "İşlerin üstesinden gelince bana takdir etmek için "Erkek gibi kızsın" dediler. Sevinemedim. Bu sözü duyan bir bayan sevinmeli mi, bilemiyorum. Gemide beden değil beyin yoruluyor ve eğer bir bayansanız biraz da ruhunuz."



KADIN DEĞİL, DENİZCİ



Dilek Altay ise gemide bir kaptanın bayan olmasının her yerde olduğu gibi orayı da güzelleştirdiğine inanıyor. "Yeniden bir tercih şansım olsa yine bu mesleği, yine denizleri seçerdim" diye cevaplıyor zihinlerdeki önyargılı soruları. "Peki hayata bu kadar sıkı tutunan bayanları Aden Körfezi'nde gemileri rehin alan Somalili korsanlar da korkutmuyor muydu" diye merak edip sordum. Cevap beklemeden geldi: "Hayır, korkumuyoruz. Denize çıktığımızda, biz kadın ya da erkek değil denizciyiz. "Burda korsan olabilir ben gelmeyeyim" demek, bir doktorun "beni kan tutuyor bu ameliyata girmesem olur mu" demesi kadar komik."



EŞİT ŞART İSTİYORUZ



Bayanların büyük bölümünün hemşire olduğu bir ailede dünyaya geldiğine dikkat çeken 22 yaşındaki Yonca San, İzmirli. Okulunu, aldığı eğitimi, denizleri ilk günkü gibi seviyor. Gemide sadece kendisi için güzel giyinmek, saçlarına fön çektirmek, sıcak havalarda erkekler gibi terliklerini giyip çalışmak istiyor. Sun, "Gemide bulunan yüzlerce elektronik sistemi gözüm kapalı kullanabiliyorum ancak yaptığım bir hata "Kadın işte ne anlar" sözleriyle karşılanıyor. Bu önyargıyı kırmak için daha çok çalışıp, daha az hata yapıyorum. Yurtdışında bulunan bırakın gemiyi birçok limanda kadın işçiler çalışıyor. Gemide ailesini kurmuş, çocuklarıyla yaşayan insanlar var. Bizde durum biraz farklı Türkiye'de hiçbir mezununun işsiz kalmadığı bir bölümden mezun olup bayan olduğumuz için iş arıyoruz. Aynı şartlarda bize de şans verilmesini istiyoruz" dedi.



BABAMDAN SAKLADIM



Gemide çalışmak bir iş değil, bir yaşam tarzıdır diyen 22 yaşındaki Ordulu Hande Baştürk, okulu kazandığını babasından sakladığı zamanları gülümseyerek anlatıyor. Baştürk "Babam karşı çıkıyordu. Ama zaman içinde ne kadar mutlu olduğumu gördü ve o da beni desteklemeye başladı. Kız arkadaşlarımın "Güverte temizlemek için mi bu kadar okuyorsun" ya da "Gemiye giderken bikini ve parmakarası terliklerini yanına aldın mı?" gibi beni çok güldüren soruları oldu. İş olarak kabul ettiremedim, bu bir yaşam tarzı olarak görüyor. Evet haklılar, yaşam tarzı. Tek başınıza kaldığınız o kadar çok zaman oluyor ki... 10 gün süren bir seferde yemek yemeği, kendime bakmayı, ayna karşısında zaman geçirmeyi özlüyorum.Gemide kendine baksan dert, bakmasan dert. Sonra adın "Erkek gibi kız" oluyor diyor.


Editör: TE Bilişim