Şırnak Üniversitesi öncülüğünde düzenlenen Uluslararası Hz. Nuh ve Cudi Dağı Sempozyumu'na katılan ABD'li Bill Crouse, yaptığı araştırmalarından sonra geminin kesinlikle Cudi Dağı'nda olduğuna inandığını söyledi.

Araştırmacı Yahya Michot ise bazı Amerikalıların sahte bilimsel verilerden ve teorilerden hareketle 2 bin yıl önce tufanın gerçekleştiğine yönelik argümanlar sunmasının kendilerini ciddi olarak endişelendirdiğini ifade etti.

Şırnak Üniversitesi önlüğünde Şehr-i Nuh Oteli'nde düzenlenen Uluslararası Hz. Nuh ve Cudi Dağı Sempozyumu sona erdi. Çok sayıda araştırmacının katıldığı sempozyumda, araştırmacılar çeşitli tebliğlerini sundu. Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) açıklamalarda bulunan yabancı araştırmacılar, sempozyumun çok verimli geçtiğini ve bundan çok etkilendiklerini söyledi. Daha önce tufanın Ağrı Dağı'nda gerçekleştiğine inanan Amerikalı Bill Crouse, yaptığı ciddi araştırmalardan sonra tufanın Cudi Dağı'nda olduğuna inandığını açıkladı. Amerikalı Crouse, "Yapılan bu sempozyumdan çok etkilendim. Bu sempozyumda çok şey öğrendim. Tarih kaynaklarını ciddi bir şekilde incelediğimiz zaman aslında geminin Cudi Dağı'nda olduğuna kanaat ettim. Çünkü argonlarım bunu gösteriyordu. O yüzden kanaat değiştirdim. Cudi Dağı'nda şu ana kadar ciddi bir şey bulamadık. Sadece odun parçalarını bulduk. Bunlar incelendiği zaman ve ilerde ciddi araştırmalar yapıldığı zaman geminin Cudi Dağı'nda olduğuna dair ciddi deliller bulabiliriz. Bu benim Türkiye'de beşinci bulunuşum. Daha önce Şırnak'a ve Cizre'ye geldim, ama Cudi Dağı'na çıkamamıştım. İnşallah bu sefer çıkarım. Türkiye coğrafi olarak antik tarihin bulunduğu bir yerdir. Antik tarih de benim arkeolog alanıma girdiği için Türkiye'de bulunmaktan mutluyum." diye konuştu.

"BAZI AMERİKALILARIN SAHTE BİLİMSEL TEORİLERİ BENİ ENDİŞELENDİRİYOR"


Bazı Amerikalıların sahte bilimsel teorilerinin kendisini endişelendirdiğini ifade eden bir başka araştırmacı Yahya Michot, şunları dile getirdi: "Çok önemli ve verimli bir sempozyumdu. Çok farklı sunumlar dinledik. Bu sunumları kısaca ve iki şekilde özetleyebiliriz. Bazıları tufanın tarihsel olarak gerçekleştiğine inanıyorlar ve buna ilişkin tarihi delillere ulaşacaklarına inanıyorlar. Bazıları da tufanı sembolik olarak ele alıyorlar ve araştırıyorlar. Kur'an'da, Tevrat'ta, İncil'de geçen tufanın anlamını, semboliği üzerinde duruyorlar. Diğer kültürlerde, dinlerde ne anlam ifade ettiğini araştırıyorlar. Bir Müslüman araştırmacı olarak ben tarihsel gerçeklikten çok tufanın sembolik anlamına daha çok yakınım, kendimi ona daha çok yakın hissediyorum. Benim endişe ettiğim nokta şudur: Bazı yaratma teorisine inanan protestan Amerikalıların sahte bilimsel verilerden hareketle, teoriden hareketle 2 bin yıl önce tufanın gerçekleştiğine yönelik argümanlar sunması beni ciddi olarak endişelendiriyor. Biraz daha ciddi bilimsel araştırmaların yapılması lazım. Sahte bilimsel argümanlarla tufanın gerçekleştiğini kanıtlayamayız. Bu da beni endişelendiriyor. Bu konuda İmam Gazali'nin söylediğini unutmamamız, ihmal etmememiz gerekiyor. Veysel-i Tefrikat eserinin de bu konuya ilişkin söylediklerini hatırlamamız gerekiyor. O da şudur; Kur'an-ı sadece lite olarak anlamamız gerekiyor. Bir üst düzey sembolik olarak da yorumlamamız gerekiyor. Bunu da göz önünde bulundurmamız gerekiyor."

"BÜTÜN TÜRKİYE BU GÜLÜ KOKLAYACAK"


Çözüm süreci ile beraber Şırnak'ta yapılan bu tür organizasyonların bölge adına güzel olduğunu ifade eden Şırnak Ticaret Odası Başkanı Osman Geliş, çözüm süreciyle beraber tüm Türkiye birlikte barış gülünü koklayacağını belirtti. Başkan Geliş şöyle konuştu: "Uzun bir zamandı Cudi Dağı'nda Hz. Nuh Nebi gemisi ile ilgili araştırmalar yapılıyordu. Bugün de bununla ilgili bir sempozyum yapıldı. Sempozyum çok güzel geçti. Yurt dışından da araştırmacılar geldi burada tebliğlerini sundular. Bu da bizim için çok önemli, büyük bir avantaj. Daha önce hep onun hakkında konuşuyorlardı. Ama şimdi araştırma ve yazılı şekilde araştırmalarını yapıp sunuyorlar, dile getiriyorlar. Biz bundan mutluluk duyarız. Bu işte emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunarız. Bu hem bizim için hem de memleketimiz için çok iyi oldu. Çözüm süreci ile beraber bu tür organizasyonların yapılması bir rüya gibi oluyor. Nasıl bir ölü diriliyor bu da ona benzer bir olay oldu. Bu Cudi Dağı'ndaki faydalar sadece Şırnak'a değil bütün Türkiye'ye fayda getirecektir. Çünkü bu çözüm süreci sadece Şırnak ve Hakkari'nin değil bütün Türkiye'nindir. Allah nasip ederse bu gülü bütün Türkiye koklayacak."
Editör: TE Bilişim