Nemrut Körfezinde Türkiye'deki mevcut yasal zemine aykırı olarak 3 kuruluşa birden kılavuzluk hizmet izni verilmesi ile başlayan kargaşa yeni bir boyuta taşındı. 

Özellikle bir bölgede bir kılavuzluk teşkilatının hizmet vereceği esasına uygun olarak düzenlenmiş olan 2006 tarihli "Kılavuz Kaptanların Eğitimi, Belgelendirilmeleri ve Çalışma Usulleri" başlıklı Yönetmeliğin, Nemrut Körfezinde yaratılan fiili duruma uygulanamaz oluşu nedeniyle sistem büyük bir kaosa sürüklenmiş durumda. 

Bu kaostan faydalanmak isteyen bazı ticari kuruluşların da durumdan faydalanmak için Nemrut Körfezinde yangına odun taşıdığı ortaya çıktı. Kılavuz kaptanlar tarafından kurulan ve hiç bir kılavuzluk izni bulunmayan bir şirketin Nemrut Körfezinde staja başladıkları hatta izin günlerinde yeterlik belgeleri bulunmadığı halde 18. maddenin fiilen askıya alınmasından yararlanarak burada kılavuzluk hizmetleri verdikleri tesbit edildi. 

Gelinen durumla ilgili Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği bir bildiri yayınladı.

"Kılavuzluk hizmetlerinde harakiri dönemi" başlıklı bildiri şöyle: 

KILAVUZLUK HİZMETLERİNDE HARAKİRİ DÖNEMİ

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Deniz ve İç Sular Düzenleme Genel Müdürlüğü'nün kılavuzluk ve römorkör hizmetlerini, Aliağa Liman Bölgesinde rekabete açması  ve aynı zamanda Kılavuz Kaptanların Yeterlilikleri,Eğitimi,Belgelendirilmeleri ve Çalışma Usulleri ile ilgili Yönetmeliğinin 18. maddesinin zaafiyete uğratılması ile birlikte; kılavuz kaptanlardan bazıları da başka bir bölge de kılavuzluk hizmeti vermelerine rağmen ,Aliağa  bölgesinde de kılavuzluk hizmeti vermeye teşebbüs etmektedirler.

Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği olarak bu kanunsuz uygulamayı, UDHB Müsteşar Yardımcısı 'na kılavuz kaptanın birden fazla bölgede kılavuzluk hizmeti vermesinin Dünyanın hiçbir bölgesinde görülmediğini,özellikle LNG operasyonlarında ve diğer kılavuzluk hizmetlerinde bu şekilde bir uygulamanın çevre ,can ve mal emniyetine zarar vereceği ifade edilmiş olup  ;kılavuzluk hizmetlerinde rekabetin ve Kılavuz Kaptanların Yeterlilikleri,Eğitimi,Belgelendirimeleri ile ilgili Yönetmeliğinin 18. maddesinin zaafiyete uğratılması uygulamasının derhal kaldırılması hususu tarafımızdan  bildirilmiştir.
 
Diğer tarafta,  Kılavuz Kaptanların Yeterlilikleri,Eğitimi,Belgelendirilmeleri ve Çalışma Usulleri Hakkında Yönetmeliğin 18. maddesinin zaafiyete uğratılarak, haksız uygulanması yönündeki uygulamanın iptali içinde Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği olarak da  dava açıyoruz.
 
Ayrıca yeni kurulan firma ve çalışanlarının herhangi bir bölgede İdare’den alınmış yasal bir hizmet izni bulunmadığı, ancak yıllardır Botaş vs bölgelerde İdare tarafından izin verilmiş teşkilatların bu teşkilatlarca İdare tarafından kendi kılavuzluk teşkilatlarının kurulması istenmiş olmasına rağmen denetim dışında taşeron olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Bazı bölgelerde uygulamaları hassasiyet ile takip eden İdare’nin çok sayıda şamandıralı tesisin olduğu ve tehlikeli gemilerin sıklıkla uğrak yaptığı Ceyhan bölgesinde yapılan iş ve işlemler ile yapılan bu uygulamaların denetlenmiş ve gereğinin yapılmış olması gerektiği anlaşılmaktadır.

İdare’nin vermiş olduğu hizmet izinleri dışında İdare’nin denetim ve kontrolü altında olmayan bu fiili durumun soruşturulmasını ve yapılacak tespitler sonucu hatalı işlem bulunur ise gerekli yasal müeyyidelerin ilgili şirket ve şahıslar ile kendi izinleri altında İdare’den hiçbir teşkilat izini olmayan şahıs/tüzel kişilerce hizmet veren teşkilatlar hakkında gereken işlemlerin İdare tarafından ivedilikle yapılması da gereklidir.
 
Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği olarak,Ulaştırma,Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızın,IMEAK Deniz Ticaret Odamızın ve Kılavuzluk ve  Römorkör  teşkilatlarımızın ve tüm kamuoyunun  Ülkemiz denizlerindeki seyir emniyetini,can,çevre,mal emniyetini tehlikeye atan yukarıdaki uygulamalardan derhal vazgeçilmesi için gerekli çabayı göstereceklerine inancımız tamdır.
 
Saygılarımızla,
Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Yönetim Kurulu

 

Editör: TE Bilişim