Denizcilik Müsteşarı Naiboğlu, ‘‘Önümüzdeki günlerde denizcilik sektörünü sevindirecek paket açıklanmasını bekliyorum’’

Uzmanlar Denizcilik sektörünün krizden çıkış reçetesini  vergilerin düşürülmesi olarak görüyor.

Denizcilik sektörünün duayenleri Barbaros Denizciler Derneği (BADER) ‘in ‘Global Krizin Denizcilik Sektörüne Etkileri ve Alternatif öneriler’ isimli panelinde bir araya geldi.

Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu, önümüzdeki günlerde denizcilik sektörünün içinde bulunduğu sıkıntıların gidereceğini düşündüğü tedbir paketinin açıklanacağını söyledi. Pakette sektörü kurtaracak tedbirlerin alınacağını umut ettiğini belirten Müsteşar Naiboğlu,” Önümüzdeki günlerde çıkacak ekonomik pakette sektörü canlandıracak kararlar alınacağını umut ediyorum. Ulaştırma Sayın Bakanı Binali Yıldırım sektörün sorunlarıyla yakından ilgileniyor.” dedi.

 Maltepe Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelin oturum başkanlığını Prof. Dr. Oral Erdoğan yaparken konuşmacı olarak Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Ticareti Genel Müdürü Mehdi Gönülalçak,  Denizcilik Müsteşarlığı Gemi İnşa ve Tersaneler Genel Müdürü Yaşar Duran Aytaş, Armatör Kaptan Salih Zeki Çakır, Gemi Yan Sanayici Özkan Göksal (Ensar Gemi) , P&I ve Tekne Sigorta brokeri Kaptan Ufuk Teker (Omni Ltd),  ve Tersaneciler adına Gisan Tersanesi Genel Müdürü Türker Yaltır katıldı.

Bir yıl sonra krizi değil hangi sektörlerde navlun fiyatlarının iyi olduğunu konuşmayı temennisinde bulunan Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu, paneli düzenleyen BADER’e teşekkür etti. BADER seminerlerinin çok verimli geçtiğini belirten Naiboğlu, bu panelde de sektörün sorunlarının ve çözüm yolarının gösterildiğinin altını çizdi. 

Denizcilik sektörünün duayenleri Barbaros Denizciler Derneği (BADER) ‘in ‘Global Krizin Denizcilik Sektörüne Etkileri ve Alternatif öneriler’ isimli panelinde bir araya geldi. Denizcilik sektörünün her alanından uzman kişilerin katıldığı panelde krizin etkileri ve çıkış yolları konuşuldu.

Programa Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu, Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürü Cemalettin Şevli, Doç. Dr. Mustafa İnsel (Türk Loydu Yön. Kur. Bşk), Ali Eser (Eski Milletvekili), Nihat Torlak (Torlak Tersanesi), Kaptan Selçuk Şenkal (Defamed Yön Kur. Bşk), Kaptan H.Gani Aygün (Kıyı Emniyeti Gen Müd. Yrd.), Prof. Dr. Ömer Gören (İTÜ Öğretim Görevlisi), Kaptan Cahit İstikbal (IMPA Başkan Yardımcısı) ve BADER üyelerinin yanı sıra 450 civarında davetli katıldı.

Prof. Dr. Oral Erdoğan denizcileri uyardı: ‘Global Kriz büyük bir oyundur. Bu oyunları anlamayanlar global oyuncu olamazlar.'

Panelin Oturum Başkanlığını yapan Prof. Dr. Oral Erdoğan, krizin dünyayı daha nasıl etkileyebileceği konusunda panele katılanları bilgilendirdi. Prof. Dr. Erdoğan, “Amerika mali sisteminde “mortgage”lar (ipotek senetlerini) öncelikle çok sayıda fon tarafından satın alındı ve fon değerleri de bu süreçte yükseldi. Daha sonra, Amerika dışındaki ülke yatırımcılarına da satılan fon paylarının önemli bir kısmının alıcısı Avrupa bankaları oldu. Ondan sonra da mortgage ödemelerinin yapılacak olduğu ülke resesyona girdi derseniz, bu fonların değeri hızla düşer. Fonların değeri düştüğünde, özellikle Avrupa’daki bankaların varlıklarının değerini düşürmüş olursunuz. Bu iş finansal büyük bir oyundur,  sadece mortgage problemi değildir. Bu oyunları anlamayanlar global oyuncu olamazlar. Devletler de doğrudan oyuncu olabilmektedir.

Öte yandan, sektörümüze ilişkin; şu anda Brezilya Hindistan, Fransa, Çin, Kore, Kanada v.d. gemi inşaya doğrudan destek olmaktadır” şeklinde konuştu.

Önümüzdeki günlerde çıkması beklenen ekonomi pakette  ‘günü kurtaracak’ tedbirlerin alınacağını tahmin ettiğini anlatan Prof. Dr. Erdoğan, “IMF ile yapılan anlaşmalar doğrultusunda sadece denizcilik sektörünü kapsayan tedbir paketinin hazırlanması mümkün değil. Ondan dolayı günü kurtaracak tedbirlerin alınmasını bekliyorum. En büyük olasılık  Eximbank, Merkez Bankası veya bir devlet bankasının doğrudan bir kredi veya imkanı sağlamasıdır. Bunun yanında kredi öteleme uygulamasına başlanabilir. Fakat mali disiplinden ödün vermeden tedbir çıkartılacak deniliyor. Ancak, mali disiplinden ödün vermeden tedbir alınması da çok zor. Bu paketten ne çıkacağını önümüzdeki hafta bekleyip göreceğiz. Nihai karar ilgili Bakanlarımızdadır.” 

‘ 2009’un mart ve nisan ayında tedbirli olun ummadığınız kurumlar batacak’

Krizin henüz Türkiye’de sosyal hayatta hissedilmediğine dikkat çeken Prof. Dr. Erdoğan, “Kriz sadece ekonomik hayatı etkilemeye başladı. Krizin sosyal hayatımıza yansımaması için çalışmak gerekiyor. Kriz bitmiş değil,  2009’ un Mart ve Nisan ayında çok dikkatli olunmalı. Yeni hiç ummadığınız bazı kurumlar batmış olabilecek. ‘Kriz bizi de etkiler mi? diyenler varsa, kimlerle iş yaptığını tekrar iyi düşünsün. Mart sonu, Nisan başları sıkıntılı olabilir. Tedbirli olmak lazım. Önümüzdeki günlerde Doğu Avrupa  daha da çökebilir, isyanlar artabilir. Latin Amerika Arjantin başta olmak üzere ciddi çöküşler yaşayacak. IMF de  yeniden paket hazırlayacak. Onun için de Çinlilerin Japonların kapısında geziyor şu an. Eğer ABD para basmaya başlarsa gerçek kriz gelmiş demektir, o şu anda görünmüyor. Bir sinyal olarak o sürece kadar benim bir mikro beklentim ‘Japon yeni’ düşebilir” dedi.

Örneğin portföy oluşturma, sigortalama ve hedging mantığı  uygulamak şeklinde “risk transfer yöntemlerine” daha fazla önem verilmesi gerekir. Sigortalama mantığının hem reel anlamda hem mali anlamada oluşturulması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Erdoğan, “Türkiye’de bu anlamda ne reel sektör ne de mali sektör hiç kimse tam olarak bilmemektedir. Hedging (riske karşı pozisyon ayarlamak) yapmayı çok duyarız ama hiç birimiz yapmamışız. Hedge fona, riskli fon derler ama doğrudan bu değildir. Aksine riski azaltıcı özellikte bir metottur” diye konuştu.

Gemi İnşa ve Tersaneler Genel Müdürü Aytaş, ‘Tersanelerde çok basit kazalardan ölümler oluyor artık buna dur demek lazım’

Denizcilik Müsteşarlığı Gemi İnşa ve Tersaneler Genel Müdürü Yaşar Duran Aytaş, özeleştiri yaparak tersanelerde çok basit hatalardan ölümler yaşandığına değindi. Tersanelerin dünya standartlarına gelmesi gerektiğini anlatan Aytaş,” Öncelikle iğneyi kendimize batırmamız lazım. Denizciliğin çok iyi olduğu zamanda kamuya sırt çevirip onlarla iş yapamayız. Para alamayız deyip bugünlerin geleceğinizde düşünmemiz lazım. İDO arabalı vapuru yaptıracak tersane bulmakta zorlandı bir dönem. Bunların düşünülmesi lazım.  Öncelikle kendi aramızda bir birliğin sağlanması gerekiyor. Müsteşarlığımız ve bakanlığımız sektörden çok daha gayretli ve ilerde hareket ediyor.

Tersanelerde eğitime önem verilmesi gerektiğini vurgulayan Aytaş, “ Tersanelerde geçen gün bir iki kaza daha oldu. Bu kazalar çok basit. Basit tedbirlerle önlenebilecek kazalar ama maalesef hala bu tür kazalar meydana geliyor. Biz IMO’ ya görevli personel gönderiyoruz. İki tane üniversite hocamızı göndermek istedik. Maalesef Deniz Ticaret Odası’ndan bu arkadaşların orada masrafları karşılanamadı. Hâlbuki bu arkadaşlarımız sektör adına gidiyor ve denizcilik sektörüne hizmet ediyorlar.” Şeklinde konuştu.

Krizin Türkiye’yi de etkisi altına aldığına dikkat çeken Aytaş, krizden çıkış yollarını şöyle sıraladı. “Tüm dünyayı etkisine alan ekonomik kriz denizcilik sektörünü de içine almıştır.  Teşvik uygulama bölgelerinde olduğu gibi ucuz enerji kullanım ve sigorta muafiyetleri uygulanırken cirodan alınan binde birlik pay kaldırılması gerekir. Krizden en az hasarla çıkmak için Tersane, yat, çekek yerlerine bedelsiz veya en az 16 yıl bedelsiz kullanım hakkı verilmelidir. Yerli koster filosu acilen yenilenmeli. Yabancı gemi yan sanayi girdilerine karşı yerli gemi yan sanayi ürünlerine KDV muafiyeti getirilmelidir. Yeni gemi siparişlerinde, bakım-onarımda yerli gemi yan sanayi ürünlerinin kullanılması teşvik edilmeli. Türkiye Tersaneler Master Planında yer aldığı gibi gemi yan sanayicileri merdiven altlarındaki imalat yerlerinden kurtarılarak, sanayi sitelerine kavuşturulmalıdır. Gerektiğini düşünüyorum.”
Tersaneciler adına Gisan Tersanesi Genel Müdürü Türker Yaltır ise krizde verdiğimiz kararların itibar ve ticari ahlakı zedelememesi gerektiğinin altını çizdi.  Krizden çıkış için firmalar vazgeçilmez elemanlarını kaybetmemesi gerektiğin belirten Yaltır,” Bu çalışanlarla beraber yolarına devam etmeli aile ortamını sürdürmeli, muhakkak Müsteşarlık nezdinde ortak bir AR-GE, pazarlama ve planlama merkezi kurulmalı,  Tersanelerin ellerindeki gemi yapamadıkları ana makine ve diğer ekipmanları da değerlendirerek yerli koster filosu acilen yenilenmeli, kamu kuruluşları gemi siparişlerini bu döneme denk getirmelidir. 1990’lı yıllardaki krizde kaliteyi öğrendik, 2000’li yılların başındaki krizde verimliliği öğrendik, bu kriz sonrasında da yenilenmeyi öğreneceğiz. Devlet, banka kredileriyle ilgili ( özellikle uzun vadeye geçişlerde ) bizleri ve sektörün uzun vadede güvenirliliği konusunda bankalara daha tanıtıcı ve referans verici olsun’’ diyerek sözlerini sürdürdü.

Geçmişte yaşanan ekonomik krizlerde vergileri indiren ülkelerde gelirlerin yükseldiğine dikkat çeken Yaltır, “Türkiye bu kriz döneminde vergilerin indirilmesi yoluyla deyim yerindeyse sürümden kazanma yolunu tutmalı ve bu şekilde yaşanacak olan ekonomik hareketlilik ile krizi en iyi şekilde atlatma yoluna gitmelidir. Bu dönemde en azından normalden çok yüksek seviyede olan Dolaylı Vergi indirimine gidilirse kriz döneminde halka binen yük indirilmiş olacağı gibi gelirler de artacağından bütçede de olumlu gelişmeler yaşanacaktır.” dedi. Sektör özellikle SSK ve enerji gibi masraflarda en az 3 yıllığına kalkınmada öncelikli bölgelerin statüsüne sokulmalı.

Vergide Yeni Düzenlemelere Gidilmeli

Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Ticareti Genel Müdürü M. Mehdi Gönülalçak, krizden çıkış yolunun öncelikle istihdam ve enerji gibi girdi maliyetlerine yansıyan vergilerde yeni düzenlemelere gidilmesi gerektiğini vurguladı.

Koşullar ne olursa olsun sektörün büyüme hedefinden vazgeçmemesinin altını çizen, Gönülalçak,”İlk etapta, hedefimiz elimizdeki mevcut potansiyelini ve kontrol altında tutabileceğimiz finansal risklerin daha olumsuz yönde değişmesine izin vermeden istikrarı korumak olmalıdır. Ülkemiz, son yıllarda küresel sistem ile ticari ve finansal açıdan önemli ölçüde bütünleşmiştir.  Önemli olan küresel sıkıntıların etkilerini asgaride tutabilmek ve riskleri yönetebilmektir. Koşullar ne olursa olsun büyüme hedefinden vazgeçilmemelidir. Üretimi, istihdamı, ihracatı artırmaya odaklanmış bir strateji benimsenmelidir,  Mali krizin reel sektörü etkilemesinin önüne geçilmeli, piyasaya likidite enjekte edecek bir hazırlık başlatılmalıdır. Hazinece, firmalara doğrudan likidite sağlanmasına yönelik formüller ve mekanizmalar geliştirilmelidir. Kredi maliyetleri yükseldiği oranda işletmelerde bu maliyeti en azından sabit tutacak projeler çoğaltılmalıdır.” şeklinde konuştu.

Korumasız Ekonomi Bizi Bitirir

Armatör Kaptan Salih Zeki Çakır’da Türkiye için tehlikeli olanın korumasız ekonomi olduğunu dile getirdi. Denizcilerin korunmasız liberal ekonomiden korkması gerektiğine dikkat çeken Çakır, “Dünya ekonomisini bekleyen en büyük tehlikenin korumacılık. Türkiye de ise durum tam tersi tehlikeli olan korumasız, tedbirsiz, liberal ve serbest ekonomi rehaveti içinde olmak ekonomiyi bitirir.” dedi.

2008 öncesi dünya siyasi ekonomileri politika yapıcıları uzun yıllar liberal ekonomik uygulamaları savunduğunu belirten Armatör Çakır, “Milli ve milletlerarası politika yapıcıları uzun yıllar liberal ekonomik uygulamalara göre dizayn edilmeye çalışılmıştır. Şu an yaşadığımız sürece büyük küçük bütün ülkeleri müdahaleci karma merkezi planlamacı yeni ve kapsamlı anlayışlara götürmüştür. Ülkemizde de 1980’ler sonrasında uygulamaya başlanan Liberal ekonomik politikalar ve de özellikle kapsamlı özelleştirmeler sonucu devlet bürokrasisi ekonomiden büyük oranda çekilmiştir. Yeni sürece uyum sağlanıp sağlanmayacağı konusunda endişe taşımaktayım. Yeni şartlara çabuk adapte olunması gerekmektedir. Ayrıca ikinci el gemi almanın tam zamanıdır. Bundan daha düşük gemi fiyatlarının hurda gemi fiyatı oluyor ” şeklinde konuştu.

Avrupa Gemi Yan Sanayine Önem Veriyor

 Gemi Yan Sanayici Özkan Göksal’da Avrupa gemi inşaatı alanında çalışmalarını yavaşlatmasına rağmen, yan sanayi alanında var gücüyle çalıştığına dikkat çekti. Gemi Yan Sanayine önem veren ülkelerin kriz ortamında kazanç sağlamaya devam ettiğini anlatan Göksal, sözlerini şöyle sürdürdü ” Gemi Yan Sanayi şu sebeplerden dolayı önemlidir. Önemli bir katma değer üretmesi, teknolojik birikim sağlaması, istihdam oluşturması. Gemi yan sanayi ürünleri, son dönemlerde çok birleşik hale gelmiştir. Tersanelerde gemi yapımı, Lego montajına dönüşmektedir. Eskiden, tersanelerde işçilik harcanarak yapılan pek çok iş, bugünlerde gemi yan sanayi fabrikalarında, tesislerinde yapılmakta,  bir bütün olarak tersaneye getirilmekte ve kullanılmaktadır. Bu durum, tersanelerin gemi yapım sürelerini kısaltmış, gemi yapımı için harcanan zaman miktarını azaltmıştır. Gemi inşaatını destekleyen, önemli ölçüde, organizasyon kolaylığı sağlayan, maliyet ve zaman avantajları sunan bir sanayidir.”

Navlun Fiyatlarının Artması Küresel Ticaretin Canlanması Gerekir

Gemi Yan Sanayici Göksal, navlun fiyatlarının artmadan siparişlerin artmayacağını belitti. Navlunun küresel bir parametre olduğunu alınacak tedbirlerle değiştirilemeyeceğini kaydeden Göksal,”Navlunların yükselmesi için küresel ticaretin canlanmasını, artmasını beklemek gerekecektir.2009 yılında bu konuda ciddi bir beklenti yok. En erken, 2010 başında böyle bir beklenti var. Navluna bağlı olmayan gemilerin, yat, araştırma gemisi, askeri gemi siparişleri olabilir. Ancak denizcilik sektörünün en önemli parametresinin navlun olduğunun altını çizmeliyiz. Her şey navlunla başlar, navlunla biter. Sektörün tedarikçileri, tersaneler, yan sanayiciler, kumanyacılar vs. hepsi navlundan pay alırlar. Bu nedenle gemi siparişleriyle ilgili en önemli belirleyici faktör navlunlardır. Gemi siparişleriyle ilgili en önemli belirleyici faktörün gemi fiyatları olduğu söylenebilir. Ama aslında gemi fiyatlarını da navlunlar belirler. Sipariş iptalleri, navlunların toparlanmasını hızlandırır, dolayısıyla sektörün krizi kısa sürer diyenler de var. Bu görüşte, tersane ve gemi yan sanayicilerinin hoşuna gitmese de doğruluk payı var.” Dedi.

Devam etmekte olan projeler bitirilmeli

Acil yapılması gerekenin başlamış ve devam etmekte olan projelerin bitirilmesini sağlayıcı çalışmalar yapmak olduğuna değinen Gemi Sanayici Göksal, “Durdurma ve dondurmalar, tersaneler ve yan sanayi için en etkin kriz şartlarını oluşturmaktadır.

Başlanmış projelerin devamı ve bitirilmesini sağlanırsa, yan sanayi 2009 yılını düşük yoğunlukta bir çalışma temposuyla geçirebilir.2010 yılından itibaren, yeni sipariş beklentilerinin, gerçekleşeceğini öngörüyorum. Dolayısıyla kalıcı hasar görmeden, çekirdek kadroyu kaybetmeden krizi geçirmek mümkün olacaktır. Ancak, krize yatırımda yakalanan firmaların finansman sıkıntısı mevcuttur. Bu firmaların, geri ödemelerin ilk 1-2 yılını pas geçen finansman desteğine ihtiyaçları vardır. Çalışanların SSK primlerinin ve muhtasar vergilerinin ertelenmesinin de finansman katkısı elbette olacaktır. Denizcilik sektöründeki kamu yatırımlarının öne alınarak ve ihtiyaca göre arttırarak yapılması, krizin etkilerini azaltacaktır. Genelde armatör ve tersanelerin sorunları, dolaylı olarak gemi yan sanayinin de sorunlarıdır. Tersanelerin çalışıyor olması, gemi yan sanayinin de çalışıyor olması demektir.” şeklinde konuştu.

Sigorta uzmanı Ufuk Teker, gemilerin uluslar arası kurallara uygun sigorta yapıldığı takdirde kriz de bile uygulanacağını söyledi.
Sigorta Uzmanı Teker, Armatörlerin gemilerini uluslar arası kurallara göre sigortalatmak gerektiğine vurgu yaparak” Gemi ile ilgili bir sorun olduğunda sigortacının yaklaşımı şu şekilde oluyor.  Geminin piyasa rayiç fiyatın araştırıp o fiyatı ödemeyi istiyor. Buna dayanak noktası olarak ta Türk ticaret kanunu sebepsiz zenginleştirmeyi engelleyici hükmüne dayanarak yerli sigortacılar böyle bir uygulama yapıyorlar. Fakat sigortacının Londra’da uluslararası kurallara uygun yapıldığı takdirde poliçe üzerindeki sigorta değeri mutabık kalınmış değerdir. Türkiye’de de bunu yapabilirsiniz. Bunun için poliçenin üzerine ‘Mutabakatta kıymet esasına göre tanzim edilmiştir’ yazısının olması lazım.  Bu ibarenin bulunduğu poliçelerde sigorta bedeli tartışılmaz.  Üzerindeki sigorta değeri taraflar arasında mutabık olur.” dedi.
 
Teker, Tüm P&I Club’ler geçtiğimiz yıl oluşan faaliyet ve finansal kriz yüzünden oluşan zararlarını kompanse edebilmek için yüksek genel artışlar uyguladıklarına değinerek
“2010 Şubat yenilemelerinde yine artış yapabileceklerinin sinyallerini verdiler.
S&P kayıtlarına göre, Finansal Kriz sebebi ile P&I Kulüpleri son 5 yıl içerisinde elde ettikleri tüm kazançları erittiler.P&I Kulüpler sigortalarından toplayamadıkları primler olur ise gemilerin tutuklanması ve haciz yapılmasına kadar gidebilmektedirler.” şeklinde konuştu


Barbaros Denizciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Ali Şeyhun, kurulduğu günden bu yana seminerler ve organizasyonlarla BADER in sektöre hizmet ettiğini söyledi. Panel ve seminerlere hız kesmeden devam edeceklerini belirten Başkan Şeyhun, sektörün sorunlarına bu tür programlara çözüm yolarını arayacaklarını dile getirdi.

 

 

Editör: TE Bilişim