Türkiye; tarihte ilk defa terör devleti İsrail’in yargılanabileceğini bütün dünyaya gösterdi. Gazze’ye insani yardım taşıyan “Mavi Marmara” gemisine Akdeniz’in uluslararası sularında, 4 denizaltı, 1 savaş gemisi, 2 helikopter ve çok sayıda komandoyla saldırılması emrini veren ve 9 vatandaşımızı katleden İsrail’in askeri yöneticilerinin Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nde yargılanmasına başlandı. 37 ülkeden aktivist davaya müdahil oldu.

Katliam Emrini Veren Askerler Duruşmaya Gelmedi

İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce büyük salonda yapılan duruşmaya; davada sanık olan dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi katılmadı. Sanıkların ‘Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçuna azmettirmek’ suçundan 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor. İddianamede şüpheliler hakkında ‘silahla yaralama suçuna azmettirmek’, ‘kemik kırığına neden olacak şekilde yaralamaya azmettirmek’, ‘yaralama suçuna azmettirmek’ gibi suçlardan hapis cezası isteniyor.

Çete Ve Darbe Dâvâlarına Avukat Göndermeyen Baro; İsrailli Sanıklara Avukat Gönderdi

Ergenekon Terör Örgütü ve Balyoz Darbe Planı davalarında sanıklara avukat tayin etmeyen ve yargılamanın durmasını sağlayan İstanbul Barosu’nun Mavi Marmara davasının ilk duruşmasında avukat gönderdi. Türkiye’de çete ve darbe sanıklarına destek veren İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal; Ashknazi, Marom, Yadlin ve Levi’yi savunmak için avukat görevlendirdi. Baronun görevlendirdiği iki avukattan biri olan Süleyman Göktan, “Siyonist yönetimi savunmam” diyerek bu görevi ret ederken, terör devleti sanıklarını savunmak İstanbul Barosu avukatlarından Alev Pekün’e kaldı.

Adliye Önünde İsrail’e Protesto

Duruşma öncesinde Çağlayan Adliyesi’ne gelen çok sayıda vatandaş, afiş ve dövizlerle İsrail’i protesto etti. Duruşmaya mağdurların avukatı olarak Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, gazetemiz yazarları Abdurrahman Dilipak ile Kenan Alpay, AK Parti Eski Milletvekili Avukat Hüsnü Tuna, TGTV Başkanı Avukat Necati Ceylan, Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Cavit Tatlı, KODİBER Başkanı Nurettin Özgenç ve Özgür-Der Başkanı Rıdvan Kaya’nın yanı sıra çok sayıda yabancı avukat duruşma salonunda yer aldı. 250 kişilik duruşma salonunun hınca hınç dolduğu gözlendi.

Kamalak, Fahri Yaldız’ın Avukatı

Saadet Partisi Lideri Mustafa Kamalak da Çağlayan Adliyesi’ne gelerek Şehit Fahri Yaldız’ın ailesinin avukatlığını üstlendiğini açıkladı. Mavi Marmara aktivistlerinden Filistinli Şeyh Raid Salah da duruşmaya katılan isimler arasındaydı. Ayrıca mahkemenin ara kararı doğrultusunda Arapça, İngilizce ve İbranice tercüman da duruşmada hazır edildi. Duruşmada, sanıkları İstanbul Barosu tarafından atanan avukat temsil etti.

İsrailli Sanıklar Tebligatı Almamış

İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ümit Kaptan, sanıklara gönderilen tebligatın ulaşmadığını bildirdi. Duruşmada hazır olmadıkları için sanıkların kimlik tespitleri alınamazken, mağdurların kimlik tespiti yapıldı. Bu arada duruşma nedeniyle adliyenin içerisinde ve dışında geniş güvenlik önlemleri alındı. Salona, sadece ana bloktan giriş sağlanabiliyor. Salona geçiş yapılan diğer koridor ve geçişler güvenlik gerekçesiyle kapatılırken, asansörlerin de bu katta durması engellendi.

“Can Çekişen İnsanlar Ve Cesetler Gördüm”

Duruşmada ifade veren İngiliz aktivist Alexandra Lort Phillips, Özgürlük filosu Mavi Marmara’nın, uluslararası basın yoluyla farkındalık sağladığını söyledi.

İsrail askerleri Mavi Marmara’ya baskın düzenlediği sırada neler hissettiği sorusuna Phillips, şu cevabı verdi: “Askerler gemiye çıkmadan önce saldırının olacağını biliyorduk. Bu yüzden damarlarımızda dolaşan adrenalin miktarı zaten artmıştı. Normalde yaşadığım korkudan çok daha farklı bir duyguydu. Bunu ancak benim için tamamen travmatik ve yeni bir deneyim olarak tanımlayabilirim.” Phillips, “Ağır yaralı, can çekişen insanlar ve hatta cesetler gördüm. Sahip olduğum tüm kişisel eşyalarımı aldılar ve geri vermediler” dedi.

Ann: Ses Ve Şok Bombaları Attılar

Chalenger 1 gemisinde bulunan Amerikan ordusunun emekli albayı Ann Wright ifadesinde İsrail ordusunun 20 gemi, 2 helikopter ve onlarca zodyakla saldırdığını söyledi. Ann, “26 yıl ABD ordusunda albay olarak görev yaptım. ABD’nin Irak’a saldırısını kabul etmeyip istifa ettim. Mavi Marmara’ya 100 metre mesafedeydik. Bizim gemiye önce saldırdılar. Ses ve şok bombaları atarak gemiye bindiler. Gerçek mermi kullandılar. Çünkü amaçları gemileri durdurmak değildi” dedi

Doğan: Oğlum Furkan Gülüyordu

Saldırı sonucu hayatını kaybeden Furkan Doğan’ın babası Ahmet Doğan duruşma salonunda ifade verirken zaman zaman duygusal anlar yaşandı. O gün yaşananlara ilişkin bilgi veren Ahmet Doğan, “Furkan çok çabaladı bu gemiye binmek için. Sonuçta Kayseri’den bu gemiye binen 9 kişiden biri oldu. 31 Mayıs sabahı televizyondan izlerken annesinin çığlığı ile sarsıldık. Saldırı başlamıştı. Bir daha da kendisinden haber alamadık. Havaalanında kendisini karşılamaya gittim. Ama kimse onun nerde olduğunu bilmiyordu. Bana Adli Tıp’ta henüz tespit edilmemiş cesetler olduğunu söylediler. Gittiğimizde Adli Tıp’ta bana gösterdikleri Furkan’dı. Alnından vurulmuştu. Gülüyordu” ifadelerini kullandı. Ahmet Doğan bu ifadeleri kullandığı sırada salonda duygusal anlar yaşandı. Bazı müştekiler ve yakınlarının gözyaşlarına hakim olamadıkları gözlendi. İfadesini tamamlayan Ahmet Doğan sanıklar hakkında şikayetçi olduğunu söyledi.

Murat Göğebakan Destek İçin Geldi

Sanatçı Murat Göğebakan, Mavi Marmara saldırısının mağdurlarına destek vermek için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önüne geldi. Eyleme sembolik olarak katıldığını belirten Göğebakan, “Her ne olursa olsun, bir daha böyle bir şey olmasın” dedi.

Yıldırım: İsrail 18 Bin Yıl Ceza Alabilir

İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Mavi Marmara saldırısıyla ilgili İstanbul Adalet Sarayı’nda başlayan davanın, İsrail’in yargılanamayacağı görüşünü ortadan kaldırması bakımından önemli olduğunu ifade etti. İsrail basınının dava haberlerine ambargo uygulayarak kendi halkını kandırdığını söyleyen Yıldırım, İsrail hükümetini saldırıya katılan tüm askerlerin kimliklerini açıklamaya davet etti. Mavi Marmara ile insanlık için 37 ülkeden aktivistle yola çıktıklarını belirten Yıldırım, “Şu anda Türkiye’de 37 ülkeden insan hakkını arıyor. Yani Türkiye nasıl afet bölgeleri ve savaş bölgeleri için merhamete ev sahipliği yaptıysa, şimdi de adalete ve özgürlüğe ev sahipliği yapıyor. Türkiye’nin cesur yargıçları ve savcıları bu davayı alıp sürdürülebilir olduğunu da gösterdiler. Suçluların 18 bin yıl ceza alması söz konusu” dedi.

“İsrail Katillerin İsimlerini Vermiyor”

İsrail’in İstanbul’da yürütülen davayı tiyatro olarak gördüğünü dile getiren Yıldırım, “Madem bu mahkeme tiyatro. Niçin Mavi Marmara’da katliam yapan diğer askerlerin isimlerini vermiyorsunuz. Saklıyorsunuz. Hani bu mahkemeden korkmuyorsanız yiğitçe çıkın deyin ki; ‘Mavi Marmara’da Furkan Doğan’ı katleden biziz. İbrahim Bilgen ve diğerlerini katleden biziz’ o kadar cesur olun o zaman. O da yok” şeklinde konuştu.

“İsrail Medyası Dâvâ Haberlerine Ambargo Koydu”

İsrail basınının bu davayla ilgili haberlere ambargo koyduğunu ve davadan hiç bahsetmediğini belirten Yıldırım, “İsrail’i ambargoya tabi tutacağız demiştim 2 sene önce. Şimdi ilk planda kendi medyası ambargo uyguluyor. Halkını sağlıklı bilgilendirmekten vazgeçti. Yarın bu Genelkurmay Başkanları ve Kuvvet Komutanları da yurtdışına çıkamayacak. Hiç merak etmeyin. Gemiye saldıran bütün askerleri tek tek tespit edeceğiz. Hepsini mahkeme önüne çıkaracağız. Hepsi ceza alacak” dedi.

“Bu Dâvâ Örnek Teşkil Edecek”

İsrail’in Mavi Marmara olayında çok büyük bir hata yaptığını ifade eden Yıldırım, olayla ilgili delillerin çok somut ve açık bir şekilde ortada olduğunu aktardı. Yıldırım şunları söyledi: “Bu davada herkes bir imtihan veriyor. İsrail Türk yargı sistemini küçümsedi göreceğiz İsrail’e nasıl tokat vuracağız. Bu kadar maddi delilleri olan bir davada gerçekten hukukçuysa geri adım atamaz. Ayrıca Türkiye’de açılan bu davadan sonra dünyanın dört bir yanından da davalar gelecek. Örnek teşkil edecek. Filistin için açılan bütün davaların önü açılacak.”

‘Tazminat Dâvâları Sonrası İsrail’in Uçağına Ve Gemisine El Koyacağız’

İsrail’in süreç sonunda özür dileyeceğini ve tazminat ödemek zorunda kalacağını aktaran Yıldırım, “Bu davanın dışında tazminat davaları da açtık. Onları da kazanacağız. Allah nasip ederse gerekirse işgalci İsrail devletinin uçağına, gemisine el koyacağız, tazminat davalarını kazandıktan sonra. Gazze ablukasını kaldıracaksınız. Ama bir şey daha olacak artık kasten adam öldürmenin karşılığında işlediğiniz cinayetten dolayı da yargılanıp hakkınızda inşallah tutuklama kararları çıkacak. O Filistin’in etrafına ördüğünüz duvarı yargılamayla, hukukla sizin etrafına öreceğiz” dedi.

“İsrail Dışına Çıkamayacaklar”

Aralarında Mavi Marmara gemisinin de bulunduğu Özgürlük filosu, Filistin’e insani yardım malzemesi götürürken 31 Mayıs 2010 tarihinde uluslararası sularda İsrail donanmasının kanlı baskınına maruz kalmış, saldırıda 9 vatandaşımız şehit olmuştu. Olay sonrasında birçok ülkede İsrail aleyhine davalar açıldı.

Mahkeme sanıkları ifade vermek için İstanbul’a çağıracak. Sanıklar cevap vermezse İsrail’de ifadelerinin alınması sağlanacak. Bu da olmazsa sanıklar hakkında yakalama kararı çıkarılacak. Davanın avukatlarından Ramazan Arıtürk, İsrailli sanıkların mahkum olması halinde bütün ülkelerde İnterpol tarafından aranacaklarını söyledi. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinde çıkan kararın uluslar arası hukuku bağlayacak bir karar olacağına dikkat çeken Arıtürk, “Burada iki husus var. Öncelikle sanıkların ifadesinin alınması gerekiyor. Sanıklar gelip de savunma vermezlerse veya ülkelerinden ifadelerini göndermezlerse o zaman mahkeme yakalama kararı verecek ve burada İnterpol devreye girecek. Sanıklar mahkum olduklarında da tutuklanmaları için yine İnterpol devreye girecek. Her durumda bu sanıklar için İsrail bir açık hava hapishanesine dönüşecek. Yani bu sanıklar İsrail dışına başka bir ülkeye gittikleri anda tutuklanacaklar.” dedi. Dava bugün ve cuma günü de görülecek.

Müebbet Hapis İsteniyor

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Akif Ekinci tarafından hazırlanan 109 sayfalık iddianameye göre 4 İsrailli komutan, ‘kasten adam öldürmek, kasten adam öldürmeye teşebbüs, nitelikli kasten yaralama, kasten yaralama, nitelikli yağma, deniz veya demiryolu ulaşım araçlarını kaçırma ve alıkoyma, nitelikli mala zarar verme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve eziyet suçlarını azmettirmek’ suçlarından yargılanacak. Sanıklar hakkında 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemi dışında, toplam 8 bin 578 ile 18 bin 32’şer yıl arasında hapis cezası istenmişti. BM İnsan Hakları Konseyi de hazırladığı raporda İsrail’in kanlı eylemiyle kasten adam öldürme suçunu işlediğini teyit etmişti. 


Editör: TE Bilişim