Marmara'nın tabanından gaz çıkışı alarmı...

İSTANBUL - Marmara Denizi tabanında gaz ve petrol çıkışları olduğu saptandı. Bu çıkışların Küçükçekmece’nin güneyinde ve Tekirdağ ile Silivri arasında zirve yaptığı belirlendi. Prof. Dr. Naci Görür, “Artık Marmara’da deprem alarmı verildi” dedi.

Fransız Le Suroit gemisinin, 4 Kasım-14 Aralık tarihleri arasında, AB projesi çerçevesinde Marmara Denizi’nde kurulacak denizaltı gözlem istasyonlarıyla ilgili yaptığı çalışmanın sonuçları açıklandı.

Fransız Sarayı’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Naci Görür, araştırmalarla, Marmara Denizi altındaki fay sisteminin geometrisi, boyutları, birbirleriyle olan ilişkileri, olası kırılmanın nasıl olacağı, İstanbul’un hangi bölgelerinin nasıl etkileneceği gibi konulara ışık tutulduğunu söyledi.

Son araştırmayla Marmara Denizi tabanındaki fayların bazı bölümlerinde gaz ve sıvı çıkışları olduğunun tespit edildiğini vurgulayan Görür, şunları söyledi:

“Marmara’nın tabanından geçen fay, Trakya havzasının mikrokarbon rezervlerini parçalamış durumda. Marmara tabanına gelen hidrokarbonlar Trakya havzasının petrolü ve gazı. Bizim bulduğumuz şey, bunların fayın bir yerinden çıktığı. Yoksa bu bilinmeyen bir olay değildi. Gaz ve su çıkışı arzın derinliklerinde başlar; birtakım değişikliklere neden olur, kayalar kırılır ve çatlar. Bu değişiklikler fay düzlemini kırarak çıkan gaz ve sıvı içinde kimyasal ve fiziksel birtakım değişikliklere neden olacaktır.

Bu farklılıkları denizaltı gözlem istasyonu kurarak onları ölçmek,  deprem süreci başladığı zaman o depremin ayak seslerini duymak anlamına gelir. Bilim adamları 1999 depreminden sonra Marmara’da 30 yıl içinde deprem olacağını söylemişti. Artık Marmara’da deprem alarmı verildi. Deprem tehlikesi kapıda.  Bu alarmın ülkeyi yönetenlerce de ciddi alınması lazım.”

Silivri-İstanbul arası

Fransa Deniz Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Lois Geli de gaz çıkışlarının Küçükçekmece’nin güneyinde ve Tekirdağ ile Silivri arasında zirve yaptığını söyledi. Geli, Türkiye’deki fayların genel olarak kol kol kırıldığını, kırılmayan tek kolun İstanbul’da olduğunu vurguladı. Bu kolun en son 1509 ve 1766’da kırıldığını anımsatan Geli, “1999’u takiben fayda tehlikeli segmentin kırılma ihtimali çok yüksek. Bu bölge de Silivri-İstanbul arasındaki bölge. Faya en yakın yerde gözlemevi yerleştirilmesi önemli” dedi.

Editör: TE Bilişim