LNG tankerlerinin eli daha da güçlenecek

Artması beklenen LNG ticareti, sıvılaştırılmış doğlagaz tankerleri piyasasında büyüme beklentisi yaratıyor. 

Sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) sanayi sektör temsilcileri geçtiğimiz günlerde Brüksel’de toplandı. Toplantı sonrası yayınlanan sonuç bildirisinde “Yüksek karbon fiyatlarının gazla çalışan santraller için oldukça güçlü bir ivme yarattığı” özellikle belirtildi. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Enerji Çeşitliliği Programı Başkanı Ian Cronshaw, geçen yılın başında ton başına belirlenen 25-28 Euro’luk fiyatın İngiltere’de rekabete büyük katkıda bulunduğuna dikkat çekti. Konuyla ilgili olarak düzenlenen seminerde konuşmacılar yine de gaz piyasalarında uzun vadeli gelecek planları için kısa vadeli işaretlere güvenmemenin esas olduğunu kaydettiler.

Eski IEA Başkan Yardımcısı William C. Ramsay kömür ve gazın ABD’de rekabet halinde olduğunu halbuki AB’nin emisyon ticaret planının İngiltere’de rekabeti gaz lehine desteklediğini ifade etti. Geçen hafta Amerikalı eski bir hükümet yetkilisi, ülkesinin gaz esaslı güç tesisleriyle ilgili olarak Başkan Barack Obama döneminde tavan fiyatın desteklendiği bir kanun tasarısının hazırlanacağını bildirmişti. Amerikan Enerji İstihbarat İdaresi eski Başkanı Guy Caruso

 “Nükleer gücün bir miktar büyümesi halinde 2010-30 döneminde doğal gaz kazanacak,” öngörüsünde bulundu. “Obama hükümeti fosil yakıtlarını desteklemekte son derece ihtiyatlı davranmasına rağmen şahsi kanaatim muhtemelen bunun gerçekleşeceği yönündedir.”

Caruso ayrıca ABD’de kömürün şu anda elektrik enerjisinin yüzde 50’sinin temininde kullanılmasına rağmen emisyon ticaret yasasının geçirilmesiyle bu payın yüzde 40’ın altına düşebileceğini söyledi. Doğal olarak bu süreç enerji alanında sıvılaştırılmış doğal gazın elini güçlendirecek.

 “LNG, son yıllarda OECD’de enerji üretiminde en fazla tercih edilen seçeneklerden biri haline gelmiştir” diyen Caruso bölgesel gaz piyasasının artık küresel pazara dönüştüğünü ifade etti. Mevcut düşüşlere rağmen yakında fiyatların daha da yükseleceğini belirten Guy Caruso ayrıca “Gaz fiyatları artık enerji fiyatlarını belirliyor.” tespitinde bulundu. Öte yandan AB iç pazar doğal gaz üretiminin önümüzdeki yıllarda düşmesi bekleniyor ki bu da ithal talebinin artacağı anlamına geliyor.

Avrupa ciddi şekilde Rus gazına bağımlı ve enerji ithalatının yüzde 44’ünü Rusya’dan karşılıyor. Bağımlılığın ne kadar büyük olduğu ise Rusya ve Ukrayna arasında kış aylarında yaşanan doğal gaz kriziyle iyice ortaya çıkmıştı. Bu durum AB’yi enerji ithal yollarını yeniden gözden geçirmek durumunda bırakırken tankerler yoluyla LNG ithalatı konusunu da gündemin ana maddelerinden biri yapıyor. Bilindiği gibi, Avrupa Komisyonu’nun Kasım 2008’de yayımlanan 2. Stratejik Gözden Geçirmesi’nde sıvılaştırılmış doğal gazın (LNG) Avrupa’nın boru hatlarıyla birbirine bağlı olmayan kaynaklardan enerji tedarik etmesi teklif ediliyor.

Böylece AB’ye LNG’nin büyük bir kısmı Cezayir ve Nijerya üzerinden sağlanmış olacak. Bu süreçte gazın kaynağında sıvılaştırılması ve daha sonra sevk edileceği yere olduğunca fazla sıkıştırılarak gönderilmesi planlanıyor. Gazın nakliyesinde doğal olarak en kritik görevler yeni nesil LNG tankerlerine düşecek.

Komisyon’un Enerji ve Ulaşım Dairesi’nden Tom Vanden Borre’a göre, LNG Avrupa’nın enerji güvenliğinin artırılması açısından önemli. Borre Brüksel’deki seminerde katılımcılara Avrupa’nın yedi LNG terminalinin şu andaki yıllık kapasitelerinin 102,4 milyar metreküp olduğunu ve ek 60 milyar metreküplük tesislerin inşasının devam ettiğini bildirdi.

Borre, “Açıkçası AB’de LNG terminal kapasitesinin artırılması yönünde bir eğilim söz konusu,” dedi. 2005’ten bu yana yaklaşık 10,000 büyük sanayi tesisi karbon ticareti yapmaya devam ediyor. Emisyon ticaret şemaları adı verilen projede şirketler tek başlarına başarmaları gereken CO2 salım miktarı hedeflerini satın alıyor ve bu şekilde daha “yeşil” bir çevreye katkıda bulunmuş oluyorlar. Dolayısıyla AB Koyoto Protokolü çerçevesinde emisyon hedeflerinde başarı kaydediyor.

Önceleri kirlilik kredileri tahsis edilirken 2005-2007 döneminde karbon fiyatları düşürüldü. Karbon piyasasının çökmesini önlemek amacıyla Avrupa Komisyon birlik genelinde 2008-2012 dönemi için CO2 salımında tavanı 2,08 milyar ton olarak belirledi. Bu şekilde üye devletlerin CO2 tahsisleri yüzde 10 indirildi.

Buna rağmen son aylarda fiyatlarda düşüş görülürken sanayi emisyonlarının ekonomik kriz nedeniyle azaldığı ve şirketlerin elinde gereğinden fazla tahsis kalmış oldu. Aralık 2008’de AB şemayı yenileme kararı aldı ve sanayi tesislerinde indirimleri daha da aşağı çekti.

Yeni plan 2013 yılında yürürlüğe girecek. CO2 tavan emisyon değerleri en fazla 1,72 milyar olabilecek ki bu değer toplam sanayi emisyonlarının 2020’ye kadar 2005 değerlerinin yüzde 21 altında kalmasını sağlayacak. AB kurumları bu konuda uzlaşmaya varırken 2027’ya kadar yalnızca tam kapasite açık artırma öngörüsünde bulundular.

Dünya çapında LNG taşımacılığının ve dolayısıyla LNG gemi inşasının önemi günden güne artıyor. Çünkü en temiz ve doğayla dost yakıtlardan olan LNG ticaretinin 2020’ye kadar yüzde 35 artması bekleniyor. Sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) tankerleri, devasa konteyner gemileri ve gelişmiş petrol platformları inşası bugünlerde basit maden cevheri gemileri ve petrol tankerlerinin inşasından daha popüler olmaya başladı.

Dünyanın en büyük tersanesi Hyundai Heavy Industries’in gemi inşa bölümünün baş pazarlama müdürü Han Dae Yoon bunun bir kanıtı olarak, “Biz daha çok LNG tankerleri, daha komplike konteyner gemileri, buz sınıfı gaz tankerleri gibi katma değeri yüksek gemileri istiyoruz,” diyor. Dünya LNG ticaretinin 2020 yılına kadar kayda değer ölçüde artması bekleniyor. Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya LNG ithalatının artış gösterdiği belli başlı bölgeler. Bu süre boyunca dünya LNG filosunun yaklaşık 250 gemiyle ikiye katlanması bekleniyor. Günümüzde yalnızca az sayıdaki tersane ve ülkenin LNG tanker inşasında uzmanlaştığı biliniyor.

Tüm bu gelişmeler gösteriyor ki, LNG tankerleri inşa pazarını önümüzdeki dönemde hareketli günler bekliyor. Dünyanın ilk LNG tankeri; 2. Dünya Savaşı’nda kullanılmış yavaş bir yük gemisi olan “Methane Pioneer” isimli gemi, 1959 yılı Ocak ayında ABD’nin Louisiana Eyaletinde bulunan Lake Charles limanından İngiltere’ye LNG taşıdı. Tüm LNG gemileri çift cidarlı olup, LNG’yi eksi 162.2 °C’de sıvı halde tutabilmek için yalıtılmıştır. Yük, geminin iç tekne kısmında bulunan özel olarak yalıtılmış tanklar içerisinde atmosferik basınç altında taşınır.

Tanklar Moss küresel tip olabileceği gibi, prizmatik, membran tipi veya piramit tipi olabilir. Moss tipi ilk olarak Norveçli Moss Rosenberg tarafından 70’li yıllarda kullanılmış. Dizaynın bugünkü sahibi İtalyan Eni Saipem firmasının bir bölümü olan ve Norveç’in Lysaker kentinde bulunan Moss Maritime A.Ş. firması. Toplam üç tip membran sistemi, Gaz Transport ve Technigaz sistemleri ve ayrıca Japon IHI firmasının bağımsız prizmatik membran tasarımı bulunuyor.

Gemilerin birçoğu belirli LNG projeleri için kullanılmakta olup sahipleri genelde LNG ithalatı ve ihracatı yapan şirketler veya denizcilik şirketleri. Bağımsız denizcilik şirketlerinin LNG tanker filosunda sahip olduğu gemi sayısı yalnızca bir düzine kadar. Bunlar aynı zamanda ortalama 18-20 knot gibi oldukça yüksek bir hıza sahipler. Yükleme/boşaltma süresi de 10-18 saat civarında. 

Editör: TE Bilişim