“Kredi gecikti, proje tehlikede”

KADA Denizcilik Şirketi Sahibi Cafer Gürcafer, Gazimağusa ile Hayfa arasında turist taşımacılığı projesinin, 4 milyon dolarlık kredinin gecikmesi nedeniyle tehlikeye girdiğini belirtti.Projenin “şahsı ve siyasi kimliğiyle ilişkilendirildiğini” belirterek bunu kınayan Gürcafer, toplumsal bir proje olduğunu belirttiği Gazimağusa ile Hayfa arasında turist taşımacılığı projesine destek istedi.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’nde basın toplantısı düzenleyen Cafer Gürcafer, bu projenin suya düşmesi halinde KKTC’nin de büyük bir kayba uğrayacağını ifade etti.

Basın toplantısına, KADA Denizcilik Şirketi Koordinatörü Ali Kanlı ile proje ile İsrail’den getirilecek turistlerle ilgilenecek Dream Tour Direktörü Alev Uluğ da katıldı.

Proje hakkında bilgi

KADA Denizcilik Şirketi Sahibi Cafer Gürcafer son günlerde basında konunun spekülatif haberlerle çok tartışılmakta olduğunu belirterek, proje hakkında kamuoyuna ilk ağızdan bilgi vermek istediklerini söyledi.

KKTC’ye uygulanan ambargoları aşma çalışmaları çerçevesinde sivil toplum örgütü olarak Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği olarak Baku ve Telaviv ile bağlantılar kurduklarını anlatan Gürcafer, Telaviv Ticaret Odası ile bir ilişki geliştirilerek oraya ziyaret gerçekleştirildiğini belirtti. Ziyaret sırasında 1994 yılında KKTC’ye gemi seferleriyle 20 bin turist getiren bir şirket sahibiyle görüşüldüğünü, bunun neticesinde bir proje ortaya çıktığını kaydeden Cafer Gürcafer, Başbakanlıkta yapılan toplantıda, İsrail ile KKTC arasında uluslar arası ambargoları aşarak ilişki geliştirilmesinin tartışmasının yapıldığını da söyledi.

İsrailli şirketin 1994’deki seferlerin iptalinin siyasi olmadığını, geminin uluslar arası standartlarda olmamasından kaynaklandığını anlatarak, kendilerinin istediği uluslar arası standartlarda bir geminin satın alınması halinde KKTC’ye yılda 50 ile 70 bin turist gönderebileceklerini belirttiğini ifade eden Gürcafer, kendisinin de dahil olduğu KKTC’li işadamlarının konuyu bir süre Rumların engellememesi için gizlice tartıştığını anlattı.

TC’nin de projeye destek verdiğini ve yetkililerinin yardımcı olduğunu da belirten Cafer Gürcafer, “Proje düşünce olarak ortaya çıktı. Biz 8-10 işadamı projeyi hayata geçirmeyi düşündük. Ancak sonrasında riskli olduğundan diğer arkadaşlarımız geri çekildi. Biz iki işadamı olarak şahsım ve Türkiye’de turizm dalında faaliyet gösteren ortağım bu işe girmeye karar verdik” dedi.

12 milyon dolarlık proje

İlk olarak projenin güvenilirliğini araştırmak için konuyu TC yetkililerine açarak, KKTC’ye gelen komiteyle, TC’nin o dönemdeki Büyükelçisi Türkekul Kurttekin ve TC Yardım Heyeti Başkanı ile görüştüklerini anlatan Gürcafer, onların da cesaretlendirmesiyle önemli bir proje olduğuna karar verildiğini söyledi.

Projenin fizibilite çalışmasının 12 milyon Dolar civarında olduğunu belirten Gürcafer, bunun 1.5 milyon dolarının Mağusa Limanı’ndaki yolcu salonuyla ilgili olduğunu, bunun İsrailli şirketlerin taleplerinden biri olduğunu ve uluslar arası standartlardaki salonun bitmek üzere olduğunu kaydetti.

9 milyon doların gemi alımı ve 1.5 milyon doların da Hayfa ve Mağusa’da yapılacak turizm yatırımlarıyla ilgili olduğuna işaret eden Gürcafer, projeyle ilgili olarak doğrudan TC Büyükelçiliği’nden kredi talep ederek onay aldıklarını ve yola çıktıklarını ifade etti.

İspanya’da bulunan gemi

Geminin alınmasıyla ilgili olarak TC’deki bir şirketten hizmet satın alındığını da kaydeden Gürcafer, geminin alımının birtakım şartlar nedeniyle zor olduğunu belirterek bu zorlukları anlattı.

Antalya ve Rum tarafı ile İsrail arasındaki seferlerle rekabet edebilecek bir gemi arandığını ifade eden Gürcafer, 3 aylık bir araştırma döneminin ardından 6 milyon 650 Euro değerinde bir geminin İspanya’da bulunduğunu, geminin alımı için anlaşma yapmadan TC yetkililerinden onay alındığını ve 3 milyon 350 bin Euro peşinat vererek anlaşma yaptıklarını söyledi.

Kalan 4 milyon Dolarlık kredi için de TC-KKTC protokolünün imzalanacağı döneme denk gelecek bir tarih için anlaşma yaptıklarını belirten Gürcafer, geminin Türkiye Deniz Filosu’nu temsil eden Türkloyt’a kayıt ettirildiğini vurguladı.

Geminin özellikleri

Geminin casinosu, sineması, 2 barı, duty free dükkanları ve çocuk oyun salonları bulunduğunu da anlatan Cafer Gürcafer, bunun Türkiye ve Rum tarafına olan seferlerle rekabet için gerekli olduğunu, ancak bunun bazı basın yayın organları tarafından çarpıtılarak amacın “yüzen casino yaratmak” olarak yansıtıldığını, bunun yanlış olduğunu söyledi.

300 ile 500 bin arası geceleme

Paket turlarla getirilecek turistler için de 19 otelle anlaşma yapıldığını da anlatan Gürcafer, projeyle KKTC’ye 300 bin ile 500 bin arasında geceleme yapacak turist getirilmesinin sağlanacağını, bunun da KKTC turizmi için büyük bir operasyon olacağını ifade etti.

TC’den kredi ve gecikmeler

Kredinin Kalkınma Bankası ve KKTC devletinin kaynakları sınırlı olduğundan TC’den istendiğini de belirten Gürcafer, Türkiye’den kredinin mevzuat gereği Kalkınma Bankası aracılığıyla kendilerine verilmesinin öngörüldüğünü kaydetti. “Gelinen noktada büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız” diyen Gürcafer, Rum Dışişleri Bakanı’nın projeyi engellemek için Hayfa’ya iki ziyaret gerçekleştirdiğini söyledi.

İsrailli firmalarla da kredinin gecikmesi nedeniyle bazı sıkıntılar yaşamakta olduklarına işaret eden Gürcafer, Nisan’da hayata geçecek projenin Mayıs’a daha sonra Haziran’a kaydırıldığını, biletlerin satılması ve organizasyonların yapılması nedeniyle de ucunda büyük tazminatlar bulunduğunu vurguladı.

Proje tehlikede

Şahsı ve siyasi kimliğiyle projenin özdeşleştirilerek engellenmeye çalışıldığını savunan Gürcafer, projeyle haksız kazanç elde edecekleri söylemlerinin kendilerini üzmekte olduğunu söyledi.

Çıkan haberlere de atıfta bulunan Gürcafer, “Bakiyeyi ödeyemememiz durumunda 50 ile 70 bin arası insanı ülkeye taşıyacak proje tehlikeye girecek. Bunun yanı sıra yolcu salonu için harcanan para boşa gidecek ve İspanya’da geminin alımıyla ilgili verilen yaklaşık 3.5 milyon Euro’luk paramız da gidecek. Bir haftalık süremiz kaldı” dedi.

Toplumsal Proje

Yatırım yapan insanların siyasi kimliğine bakılmadan değerlendirilmesi gerektiğini belirten Gürcafer, önemli ve sıkıntılı bir süreçten geçildiğini, herkesin birbirine destek olup sahip çıkması gerektiğini söyledi.

Projelerin toplumsal olduğunu ve böyle değerlendirilmesi gerektiğini de vurgulayan Gürcafer, “Halbuki ortada korkunç bir intikam duygusuyla olayı değerlendiren bir kesim görüyorum” dedi.

TC Büyükelçisi ve Yardım Heyeti Başkanı’nın görev sürelerinin dolup ayrılması ve olayın politize olmasından dolayı bir gecikme bulunduğunu belirten Gürcafer, projeye destek istediğini açıkladı. KKTC’nin de projenin suya düşmesinden büyük kayba uğrayacağını ifade eden Cafer Gürcafer, kredi için teminat verdiklerini de dile getirdi.
 

Editör: TE Bilişim