Korsanlara fidye sigorta şirketinden

Aon Benfield'in gemi nakliyat sigortalarına eklediği "gemi kaçırma ve fidye teminatı", fidyenin sigorta şirketince gemi korsanlarına ödenerek geminin kurtarılmasını sağlıyor.
 
Aden Körfezi ve Somali açıklarında gemilere saldıran Somalili deniz korsanları dehşet saçmayı sürdürüyor. Son 4 ayda 100'e yakın saldırıdan Türk gemileri de nasibini alırken, geçen haftalarda Suudi Arabistan'dan Ürdün'e giden "Horizon 1" isimli yük gemisi kaçırıldı. Horizon'un, Somali korsanları tarafından kaçırılan 5. Türk gemisi olduğu kaydedildi.

Gemileri kurtarmak için korsanların istediği fidyeleri ödemek de gemi sahipleri için başlı başına sorun teşkil ediyor. Yük gemilerine yönelik korsan tehdidinin artması karşısında, sigorta ve brokerlik şirketleri de harekete geçti. Dünyanın en büyük sigorta ve reasürans brokerliği şirketi Aon Benfield, gemi nakliyat sigortaları ya da tekne sigortalarına "gemi kaçırma ve fidye teminatı"nı ekledi.
 
Nakden teslim ediliyor

Gemi sahibi (donatan) veya armatör, nakliyat ya da tekne sigortası yaptırdığında söz konusu teminatı alırsa, geminin korsanlar tarafından kaçırılması durumunda fidye, sigorta şirketi tarafından gemi korsanlarına ödenerek geminin kurtarılması sağlanıyor. Bu konuda uzmanlar tarafından helikopter, denizaltı, sürat motoru gibi özel araçlarla gemiye ulaşılıyor. Fidyenin, korsanlara teslimi, genelde gemide ve nakden gerçekleşiyor. Gemi kaçırma teminatının üst limiti ise geminin ve içindeki malın değeri kadar olabiliyor. Söz konusu teminatı, uluslararası büyük sigorta şirketleri verirken, Türkiye'de bu teminatı veren bir sigorta şirketi ise henüz yok.

Gemi kaçırma teminatı verilmeden önce sigorta şirketleri daha önce yat, tekne sahiplerine, soygun amaçlı girişimlere karşı teminat veriyordu. Ancak bunların da küçük çaplı olduğu kaydediliyor. Henüz 1-2 yıllık bir geçmişi olan gemi kaçırma teminatının verilmesinde ise Somali korsanlarının gerçekleştirdiği saldırılar etkili olmuş.

Referans'ın soruların yanıtlayan Aon Benfield Türkiye CEO'su Servet Gürkan, gemi kaçırılma teminatının en önemli fonksiyonunun, tespit edilen teminat limiti içinde saptanacak fidye tutarını, gemiyi kaçıranlara, zamanında, hiç bir risk almadan teslim edip, geminin, içindeki insanların ve malın serbest bırakılmasını sağlanması olduğunu vurguluyor.Burada en önemli konunun, fidyenin alıcılara veya taraflara ulaştırılması olduğuna dikkat çeken Gürkan, şunları söylüyor:

"Bu da uzman kişilerce ve ciddi araçlar kullanılarak yapılabilir. Bu bir know-how'dır. Bu parayı nakden temin edip, özel araçlarla korsanlara ulaştırmanız, bu teslimat sonucunda da geminin serbest bırakılmasını sağlamanız gerekli." Gemi kaçırma ve fidye teminatının diğer teminatlara ek olarak alınması gerekli bir teminat olduğunu ifade eden Gürkan, gerek sigorta şirketlerine gerekse nakliyat firmalarına çıkardıkları bu ürünü duyurduklarını ve artan risklerden dolayı armatörlerin ilgi göstermesini beklediğini ifade ediyor.
 
Türklerden yaptıran yok

Şu ana kadar herhangi bir Türk gemi sahibine ise bu konuda bir tazminat ödenmediğini belirten Gürkan, "Çünkü, meydana gelen olaylarda Türk gemilerinden korsanlıkla ilgili sigortalı bir gemi yok. Son yaşanılan olaylardan sonra gemi sahiplerinden yeni yeni talepler gelmeye başladı" diyor.

"Bugüne kadar korsanlara ne kadarlık tazminat ödendi?" sorumuzu Gürkan şu şekilde yanıtlıyor: "İki defa AON Benfield kanalıyla tazminat ödendi. Ancak bu bir fidye. Resmi bir ödeme olmadığı için rakamsal boyutunu deklare etmek mümkün değil."
 
Deniz sigortacılığını başlattı

Geçmişte de özellikle Akdeniz'de deniz ticaretinin doğduğu yıllarda gemileri yağmalayan korsanlar, sigortacılık tarihinde de önemli bir yere sahip. 12-13. yüzyılda, İtalya ve İspanya limanları arasında yapılan deniz ticareti sırasında korsanların saldırısına uğrayan kalyonlarda tüccarların zararlarını karşılama fikri deniz sigortacılığın da başlamasında etkili oldu.
 
 
Reasürans fiyatlarında artış olmaz
Küresel krizin yaşandığı 2008 yılından bu yana uluslararası reasürans kapasitelerinde çok büyük azalma yaşanmadığını belirten Gürkan, şunları söylüyor: "Fiyatlarda yüzde 5-10 bir artış oldu. Ancak, 2010 yılı reasürans programları yapılırken, ciddi bir negatif gelişme beklemiyorum. Aksine birtakım iyileştirmeler olabilir. Dünyayı etkileyen çok büyük bir felaket olmadığı takdirde bu yıl fiyatlarda artış olmayacağını düşünüyoruz. Türk piyasası için yeterli miktarda reasürans kapasitesi uygun şartlarda mevcut."
 
 
ULUSLARARASI KANUNLAR ÇIKARILMALI
 
Deniz Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Halim Mete

Sigorta şirketlerinde korsanlığa karşı tedbirler vardı ve özellikle gemilerdeki maddi hasarlarda ödenecek rakamlar uzmanlarca rahatlıkla çıkarıyorlardı. Son dönemdeki fidye olaylarında korsanların ne isteyeceği belli olmadığı için ciddi tartışmalar çıkıyordu. Sigorta şirketleri "gemi kaçırma ve fidye teminatı" başlığını ekleyerek bu tip anlaşmazlıkların önüne geçmek istiyor.
 
Deniz Ticaret Odası Eski Başkanı Erol Yücel

Aden Körfezi gibi tehlikeli bölgelerden geçen gemi sahiplerinin büyük çoğunluğu mutlaka gemilerine sigorta yaptırır. Geminin değerine göre bu sigorta primleri 5-10 bin dolar arasında olur. Dünyada ve Türkiye'de gemi işleten tüm firmalar bu sigortayı yaptırmak zorunda. Denizcilik deyince çok risk devreye giriyor. "Gemi kaçırma ve fidye teminatı" da bunlardan biri. Sonuçta yapılan anlaşmalar gereği sigorta şirketleri de gemilerin başına gelecek her türlü kaza durumunda belli bir miktar ödeme yapıyor.
 
Türk Armatörler Birliği Derneği Başkanı Şadan Kalkavan

Deniz korsanlarının engellenmesi için uluslararası kanunlar çıkarılması gerekiyor. Çoğu firma gemilerini korsanlara karşı sigortalıyor. Ancak firmaları buna zorunlu bırakmak mümkün değil. Sigorta şirketleri çok detaycı oluyor ve denizcilik şirketlerinden bazı şartlar arıyorlar. Büyük filosu olanlar için bu mali açıdan külfet getiriyor. 1-2 gemisi olanlar ise sigorta yaptırmayı tercih ediyor.
 

Editör: TE Bilişim