Türkiye’de inşaat malzemelerinden kimya, elektronik ve makineye kadar birçok sektörde hammadde krizi büyüyor. Dünya ticaretinde yaşanan konteyner krizinin faturasını ödemeye başlayan bazı sektörlerde maliyetler şimdiden yüzde 10-30 arasında artmaya başladı. Navlun (deniz taşımacılığı fiyatları) ile emtia fiyatlarında yaşanmakta olan artışlar, Türkiye’nin enflasyonla mücadelesinde önümüzdeki aylar için tehlike oluşturuyor.

Bu gelişmelerden etkilenen sektörlerden birisi mobilya sektörü. Hammadde konusunda sorunlar yaşayan mobilya sektöründe, hammadde fiyatlarına gelen zammın şimdiden yüzde 13 civarında olduğu belirtiliyor.

Üretici direniyor

Mobilya Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri Güray Gürses, hammadde tedarikinde sorunların arttığını belirterek, “Hammadde gelmediği için de mevcut stoklar eriyecek ve doğal olarak piyasalarda fiyatlar artmaya devam edecek” dedi. İhracatta ise özellikle Afrika bölgesine çalışacak konteyner bulamadıklarını aktaran Gürses, pazarda çok büyük kayıplar yaşadıklarını dile getirdi.

Global ekonominin 2008 krizinden daha derin bir küresel durgunluk yaşadığını hatırlatan Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, hammadde fiyatlarının artması ve navlun ücretlerinin yükselmesinin firmaların üretimini olumsuz yönde etkilediğini de vurguladı. Engin, üreticilerin bu olumsuzlukları nihai kullanıcıya yansıtmamak için direndiklerini de aktardı. Çin tarafından bu krizin manipüle edildiğini savunan Engin, “3. çeyrekten itibaren piyasalardaki normalleşmeyi görürsek nihai tüketici çok etkilenmeden fiyatların belli bir dengeye oturacağını düşünüyorum” dedi.

Türkiye’de özellikle ekim ayı itibarıyla başlayan ihracattaki ekipman sıkıntısı ve bununla beraber gemilerdeki yer sorunlarının artarak devam edeceğini vurgulayan UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi Cihan Özkal, en iyimser tahminle, bu durumun sonbahara kadar devam edeceğini söyledi.

Çin’le rekabet imkânı

UND Strateji ve İş Geliştirme Başkanı Fatih Şener ise şunları söyledi:

“Çin gibi uzaktaki pazarlardan ürünler gelemiyor, bu nedenle üretimde dışa bağımlı olmayan yerli üreticinin ürünleri bu ürünler karşısında bir avantaj sağlamış oluyor. Hatta Avrupa’ya ihracat yapan firmaların da lehinedir diyebiliriz, demiryolu gibi alternatiflerle Çin ürünleri bu pazara giremezken bizim ürünlerimiz girebilir. Ancak üretimde dışa bağımlı olan sektörlerimiz için aleyhte bir durum var” diye konuştu. 

Pandemi tedarik zincirini kırdı

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Asya Pasifik İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Murat Kolbaşı, pandemi sürecinde iş yapamayan konteynerlara özellikle aşı ve maske dolaşımının etkisiyle birdenbire bir yüklenme olduğunu belirtti.

“Petrol fiyatlarındaki artış devam ediyor, bir de bunun yanında pandemi sürecinde bu konteynerların iş yapmaması ve sonra birdenbire yoğun bir talep gelmesi konteyner fiyatlarını doğal olarak etkiledi. Bir de şu açıdan bakmanız gerek şimdi sağlık söz konusu olduğu için daha önce hiç konteyner gitmemiş ülkelere bile aşı, maske ve benzeri bazı ekipmanlar gitti ve doğal olarak konteynerların dağılım sistemi bozuldu. Eskiden belli hatlarda gidip gelen konteynerlar şimdi dünyanın her tarafına yayıldı.” diye konuştu.

Kaynak: Ali Can Polat / cumhuriyet.com.tr

Editör: TE Bilişim