Kıyı Emniyeti Facia İle İlgili Açıklama Yaptı

Rumeli Feneri açıklarında batan tekne ile ilgili olarak kıyı emniyeti incelemede bulundu. İnceleme sonucunda kıyı emniyetinden konu ile ilgili açıklama geldi.

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada şöyle denildi:

"03.11.2014 tarih, saat 02:51'de Sahil Güvenlik'ten Riva açıklarında bir mülteci teknesinin battığı ihbarı alınması üzerine, kuruluşumuza ait hızlı tahlisiye botları olay mahalline sevk edilmiştir. Anılan bölgede yapılan arama kurtarma çalışmalarında herhangi bir bulguya rastlanmaması üzerine tahlisiye botumuz istasyona geri dönmüştür"

"10 ÇOCUK ÖLDÜ "

Sabah 07:55’te Rumeli Feneri’nin 3 mil açıklarında denizde insanlar bulunduğuna dair bölgedeki balıkçılardan gelen yeni bir ihbar üzerine, KIYEM 3 ve Kıyı Emniyeti 3 hızlı tahlisiye botları olay mahalline sevk edilerek arama kurtarma çalışmalarına tekrar başlanmıştır. Torun isimli teknede Türk Kaptan dahil Afganistan uyruklu toplam 43 kişi bulunduğu ve bunlardan 24 kişinin cesedine (10 çocuk, 10 erkek ve 4 kadın) ulaşılmış, 6 kişi (erkek) ise sağ olarak kurtarılmıştır"

"24 SAAT KESİNTİSİZ OLARAK DEVAM EDİLMEKTE"

"Sahil Güvenlik koordinesinde denizden arama kurtarma çalışmalarına 24 saat kesintisiz olarak devam edilmekte olup; ilave olarak Rumeli ve Anadolu yakasında da kuruluşumuza ait iki ayrı kara tahlisiye ekibince gündüz sahil taramasına devam edilmektedir"

"BİZİ LÜKS GEMİ DİYE KANDIRDILAR"

Karadeniz’deki tekne faciasından sağ kurtulan Afgan uyruklu Ahmet Suiab (22), insan tacirlerinin lüks yatta seyahat edecekleri vaadiyle kendilerini kandırdıklarını söyledi. Suiab, “Bizi tekneye bindiren kaçakçı, çok lüks bir gemi olduğunu, yatakların falan bulunduğunu söyledi. Biz de inandık, 8 kişi için toplam 70 bin Euro ödedik.” dedi.

Rumeli Feneri açıklarında içinde kaçakların bulunduğu teknenin batması sonucu 24 kişi ölmüş, 6 kişi de sağ kurtarılmıştı. 8 kişilik ailesi ile tekneye binen ve faciadan sağ kurtulan Afgan uyruklu Ahmet Suiab, Zaman gazetesine önemli açıklamalarda bulundu. Yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatan Suiab, “Babam doktor, annem öğretmen, ben ziraat mühendisiyim, ağabeyim gazeteci. Kabil'den İran'a geldik, oradan atla Türkiye'ye geçtik. Aksaray'da bir hafta tekne bekledik. Avrupa'ya gidecektik. Kaçakçılar, ‘yataklı, çok lüks bir gemi' olduğunu söyledi

. Biz de inandık, 8 kişi için 70 bin Euro ödedik. Tekneyi görünce kandırıldığımızı anladık ama geri dönemedik.” ifadelerini kullandı. Suiab, kendisi ve abisinin dışında bütün ailesini kaybettiğini sözlerine ekledi. Önce İran’a geldiklerini, oradan da at sırtında Türkiye’ye geçtiklerini anlatan Suiab, Aksaray’da bir otele yerleştirildiklerini belirtti. Bir hafta burada beklediklerini vurgulayan Suiab, Abdullah Shohrat isimli aracının tekneyi kendilerine lüks bir gemi olarak tanıttığını ve buna inanarak para ödediklerini kaydetti.

Ahmed Suiab, "Bize teknede yatakların falan bulunduğunu söyledi. Biz de inandık, 8 kişi için toplam 70 bin Euro ödedik. Ancak bineceğimiz yerde tekneyi görünce kandırıldığımızı anladık, ama geri dönemedik ve bindik." diye konuştu.

24 kişinin öldüğü, kaptan dahil 13 kişinin de kaybolduğu tekneden kurtulanlardan Guljan Ahmadzai ise Londra'da yaşayan abisinin isteği üzerine umut yolculuğuna çıkmış. İnsan tacirliği yapan kaçakçılarla irtibatı da abisi kurmuş. Denizyoluyla Romanya'ya, oradan da İngiltere'ye kadar gitme hayali kuran Afgan genç, şimdi tekne faciasından sağ kurtulabildiği için şükrediyor. Ahmed Suiab ve Guljan Ahmadzai, tekneye gece saat 23.00 sularında bindiklerini, kısa bir süre sonra su almaya başlayan teknenin battığını dile getiriyor. Yakınlardan geçen bir yük gemisinin ise kendilerine yardım etmediğini ifade ediyor.

Editör: TE Bilişim