Kirlilik balıkların DNA’sını bozuyor
 
Haramidere’nin denize döküldüğü alanda inceleme yapan Doç. Dr. Petek, ıslâh edilmeyen derelerin tonlarca ev ve sanayi atığı taşıdığı Marmara Denizi’nde, tehlikenin canlıların DNA’sını etkileyecek boyuta ulaştığını bildirdi.

Islâh edilmeyen derelerin tonlarca evsel ve kentsel atık taşıdığı Marmara Denizi’nde tehlikenin boyutları canlıların DNA’sını etkileyecek boyuta ulaştı. Haramidere’nin denize döküldüğü alanda inceleme yapan Doç. Dr. Mustafa Petek, kirliliğin denizde yaşayan canlıların genetiğini bozucu etkiye sahip olduğunu söyledi. Petek, deniz ürünlerinin vücutlarında bulunan atık maddelerin besin yoluyla insanlara da geçeceği uyarısında bulundu. Bölgede avlanan balıkçılar ise, her gün ağlarına onlarca yaralı balığın takıldığını belirterek yetkilileri göreve çağırdı. Binlerce sanayi tesisi ve ev atıklarını Marmara Denizi’ne taşıyan Ayamama ve Haramidere, Marmara Denizi’ndeki tabi hayatı tehdit ediyor. Haramidere’de yapılan bilimsel araştırmalar, kimyasalların deniz canlılarının DNA’sını etkileyebilecek boyutlara ulaştığını açığa çıkardı. Derenin döküldüğü alana gelen balıklar oksijensizlikten ölürken, geçimlerini bölgede avlanarak geçinen balıkçılar ise her gün ağlarına onlarca yaralı balığın takıldığını söyledi. Fatih Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünün yürüttüğü “Ayamama ve Haramidere Derelerindeki Genetoksik Kirliliğin SOS-Choromotest Medodu ile Belirlenmesi” çalışması kirliliğin boyutlarını ortaya çıkardı. Araştırmaya öncülük eden Doç. Dr. Mustafa Petek, Haramidere ve Ayamama Deresi’nden örnekler aldıklarını ifade etti. Haramidere’nin E-5’le kesiştiği nokta ve denize döküldüğü bölgeden alınan örneklerde yapılan incelemenin kirliliğin vahim boyutlarını gösterdiğini belirten Petek, “Yapmış olduğumuz genetik incelemelerde DNA’yı bozucu etkileri olduğunu ortaya çıkardık. Kirlilik buradaki yaşayan canlılara doğrudan genetiğini bozucu etkiler ortaya çıkaracaktır. Bunlar da yapılarında kanser gibi değişik hastalıklarının ortaya çıkmasına ve bir sonraki nesillerin yapılarının bozulmasına sebebiyet verecektir” şeklinde konuştu.

Genetiği bozulmuş türden canlıların tüketilmesinin de ayrı bir sorun ortaya çıkaracağına dikkat çeken Petek balık ve diğer deniz ürünlerinin vücutlarında bulunan atık maddelerin besin yoluyla insanlara da geçeği ve doğrudan etkilenecekleri uyarısında bulundu. Spektrometre denilen cihazla yapılan ölçümler 1.2 değerinin üzerinde çıkarsa suyun genetoksik olduğu, yani canlıların DNA’sın bozabilecek derecede kirli olduğu anlaşılıyor. Fatih Üniversitesi’nin halen devam eden Ayamama ve Haramidere Dereleri’ndeki Genetoksik Kirliliğin SOS-Chromotest metodu ile belirlenmesi” çalışmasında yapılan deneylerde değer 1,3 ile 1,4 oranı arasında değişkenlik gösteriyor. Ayamama Deresi ve Haramidere’nin Marmara’ya verdiği zararın boyutlarının vahim noktalara ulaşması üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Ambarlı ve Ataköy İleri Derecede Biyolojik Arıtma Tesisleri’nin temelini attı. 2008 yılında temeli atılan Ataköy İleri Biyolojik Arıtma Tesisi yüzde 90 oranında tamamlandı. Ayamama ve Tavukçu Deresi’nden Marmara’ya dökülen atık suyun arıtılacağı tesisin önümüzdeki yılın ortalarında sona ermesi bekleniyor. Ataköy’de kurulacak tesisle eş zamanlı olarak başlayan Ambarlı İleri Biyolojik Arıtma Tesisi inşaatının ise ihale sürecinin yargıya taşınması sonucu yaklaşık iki sene geciktiği öğrenildi.
 

Editör: TE Bilişim