KARADENİZ KORKUTUYOR

Milliyet ekibinin de katıldığı son araştırmaya, İTÜ-EMCOL ekibinden jeoloji yüksek mühendisi Umut Barış Ülgen, jeoloji mühendisi Zeynep Erdem, jeoloji mühendisi Dursun Acar, İstanbul Üniversitesi’nden araştırma görevlisi jeoloji mühendisi Özlem Bulkan ile Bremen Max Planck Enstitüsü Deniz Mikrobiyoloji Bölümü’nden Dr. Moritz Holtappels, Dr. Anna Lichtgihlag, teknisyen Gabriele Klockgether ve araştırma görevlisi Marcel Günther katıldı.

İstanbul Teknik Üniversitesi Oksijenin azaldığı Karadeniz’de araştırma gemisiyle inceleme yapan bilim adamları, yükselen zehirli gazlarla yaşama alanının su seviyesinden 100 metreye kadar düştüğünü belirledi

Karadeniz’in derinliklerinde zehirli gazların giderek artması sonucu, deniz canlıları, su yüzeyi ile 100 metre derinliğe kadar olan bir alanda yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldı. 100 metre ile denizin 2 bin metreyi bulan en derin yerinde bakteriler dışında hiçbir canlının yaşamadığı belirlendi.

Bilim adamları, zehirli gazların yüzeye çıkması veya yaklaşması halinde, hidrojen sülfür içeren çok zehirli gazların, kuvvetli dalgaların da etkisiyle Karadeniz çevresine yayılma tehlikesinin bulunduğunu ve deniz içindeki ve çevresindeki yerleşim birimlerinde yaşayan insanlar da dahil tüm canlıları zehirleyerek yok edebileceği görüşünü öne sürüyorlar. Karadeniz’de, zehirli gazın yükselip yükselmediğini anlamak için de araştırma başlatıldı.

Metan gazı tehlikesi

Türk, Alman, Ukraynalı ve Rumen bilim adamları, 11 Kasım’dan bu yana, Karadeniz’de, İstanbul Üniversitesi’nin Arar araştırma gemisiyle incelemeler yapıyor. Bu araştırmalardan birine Milliyet ekibi de katılarak İstanbul Boğazı’ndan 21 deniz mili kuzeydeki çalışmaları yerinde gözlemledi.

Bilim adamları, belirli derinliklerden çamur ve su örnekleri alarak zehir seviyesini ölçtü. Araştırma ekibi üyeleri, “Biz 150 metre olarak biliyorduk ama, zehirli gazlar 50 metre daha yükselerek, yaşama alanını su seviyesinden 100 metreye kadar düşürmüş” dediler. Bu arada 150 metre derinlikte ölü salyangozlara rastlanırken, alınan çamur örneklerindeki metan gazı da fokurdayarak tüplerin kapaklarını patlattı.

İnsanları etkiliyor

Projenin başkanlığını yapan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Doğu Akdeniz Oşinografi ve Limnoloji Araştırmaları Merkezi (İTÜ-EMCOL) Başkanı Prof. Dr. Namık Çağatay, AB 7. Çerçeve Programı tarafından desteklenen Hypox projesinin amacının oksijenin azaldığı Karadeniz’de yerinde ölçümler yaparak, oksijensizliğin zaman içindeki gelişimini ve nedenlerini araştırmak olduğunu söyledi.

Kapalı ve yarı kapalı sucul ortamların, iklim değişimi ve çevre kirliliği gibi etkenlerle oksijensiz hale geldiğini, içinde bakteriler dışındaki canlı yaşamın yok olduğunu ve çevresinde yaşayan insan topluluklarını sağlık ve ekonomik yönden olumsuz yönde etkilediğini anlatan Çağatay, “Dünyanın en büyük oksijensiz ortamını temsil eden Karadeniz, Hypox projesi için seçilen araştırma alanları içerisinde en önemlisi” dedi.

Belli su derinliklerinde deniz tabanından çökel karotları (örnekleri) alındığını belirten Çağatay, proje çalışmalarının sonuçlarının 22-26 Mart 2010’da İTÜ’de yapılacak Hypox projesinin yıllık toplantısında sunulacağını belirtti.

YOK OLUŞ TEORİSİ HEYECAN YARATTI

Geçen aylarda Prof. Celal Şengör ve öğrencisi Saniye Atayman’ın gündeme getirdiği yeni ‘yok oluş teorisi’, dünya bilim çevrelerinde heyecan yaratmıştı. Amerikan Jeoloji Cemiyeti’nin  ‘Bir Global Jeoloji Çalışması’ adıyla yayımladığı kitabın tezi şuydu: “250 milyon yıl önceki yok oluş bir meteor düşmesi veya volkanik patlama sonucunda değil,  o zamanki büyük okyanusun Karadeniz gibi oksijensiz kalmasından kaynaklandı.”

Kitaba göre, yok oluşun temel nedeni, 250 milyon yıl önce, dünyadaki kıtaların ayrışmadığı dönemde süper kıtanın ortasında yer alan okyanusun bizim Karadeniz’e dönüşmesi, yani içinde teneffüs edilecek oksijen kalmaması. Bir süre sonra sıkışan gazlar da bir gazoz gibi köpürerek çevreye yayılıyor ve okyanusun çevresini hayat alanı olarak seçen ve bu zehirli havayı soluyan bütün canlıları öldürüyor.

 

Editör: TE Bilişim