Kanton adlı gemisi Ukrayna'nın Kherson Limanında haksız yere alıkonulan Master Denizcilik'in sahibi Tamer Demirci, Metin Kalkavan'ın son meclis toplantısında sarf etmiş olduğu sözlerden dolayı so derece üzgün olduğunu belirtti. 

Öte yandan, Kalkavan'ın "Üyemiz değil" dediği Tamer Demirci'nin şirketi DTO üyesi çıktı.  IMEAK Deniz Ticaret odası sicil no:727490/İSTANBUL  ile odaya üye olduğunu ifade eden Tamer Demirci, "Bu iş deniz ticaret odasının işi değilse , hangi işler deniz ticaret odasını ilgilendiriyor 35 senelik bir denizci olarak merak etmekteyim." şeklinde konuştu. 

Tamer Demirci'nin denizHaber'e yaptığı açıklama:

Tamer Demirci'nin DenizHaber'e yaptığı açıklamalar şu şekilde:

"Sn. Metin Kalkavan’ın 9 nisan 2014 tarihli IMEAK Deniz Ticaret Odası toplantısında şirketimize ait MV KANTON isimli gemi için Sn.Salih Zeki Çakır’ın yardım çagrısına verdiği cevap gemi aramatörü ve bir Türk denizcisi olarak bizi fazlasıyla üzmüştür.

Şirketimizin odaya üye olmadığı konusundaki beyaına karşı  IMEAK Deniz Ticaret odası sicil no:727490/İSTANBUL ile kayıtlı olduğumuzu belirtmekte fayda görüyorum.

Üzerinde 10 adet Türk gemi adamıyla UKRAYNA’nın Kherson limanında İllegal şekilde 30 gündür tutuklu bulunan MV KANTON isimli gemimiz için bir şey yapılamaz sigortacı ve avukatların işi demek ayrıca bir üzüntü kaynagı oldu.

Bu iş deniz ticaret odasının işi değilse , hangi işler deniz ticaret odasını ilgilendiriyor 35 senelik bir denizci olarak merak etmekteyim.

Türk denizciliği sıkıntılı günlerini hala atlatamamış türlü sıkıntılarla mücadele ederken,ülke olarak  özellikle birçok yardımda bulunduğumuz UKRAYNA devleti limanlarında gemilerimize yapılan olağandışı illegal davranışlar (düzmece portstate tutuklamaları, immigration, ekoloji, custom,yüksek rüşvet olayları)had safhaya ulaşmış, fakat denizcilikle ilgili kuruluşlarımız bütün bunları bilmelerine rağmen sessiz kalmayı yeğlemişlerdir.

Gemimizin tutuklanması ile ilgili UKRAYNA mevzuatı 15 temmuz 2014 tarihinde yürürlüğe geçirilmiş, fakat konu ile ilgili bildirimler UKRAYNA devleti tarafından 21 temmuz 2014 tarihinde  IMO ya ve yine 4 agustos 2014 tarihinde de Türkiye Dış İşleri Bakanlığı’na bildirilmiştir. Bu bildirimler öncesi hiçbir armatörün konu ile bilgisinin olması sözkonu değildi. Aradaki süre içinde bizimde içinde bulunduğumuz Türk ve Türk sahipli gemi bu limanlara gitmiş bulundu.Sn. Metin Kalkavan’ın beyan ettiği şekilde  ya UKRAYNA ya KIRIM seçimi hiçbir zaman sözkonusu olmamıştır.

Sefer sonrasında durumun anlaşılması üzerine UKRAYNA İlgili makamları ile temasa geçilerek tüm bilgi ve belgeler kendilerine teslim edilmiş yapılan soruşturma neticesinde gemimiz suçsuz bulunarak UKRAYNA SECURITY SERVICE den 10.12.2014 tarihinde temiz kağıdı da alınmıştır.

Bütün yukarıda anlatılan durumlara rağmen gemimiz 02.03.2014 tarihinde Kherson yüklemesi sırasında  üzerinde yükü ile birlikte illegal şekilde tutuklanmıştır.

Gemi armatörü ve bir Türk denizcisi olarak gerekli yardımların ben ve benim durumumdaki tüm Türk gemi armatörlerine yapılmasını rica ederim."

Metin Kalkavan ne demişti?

9 Nisan 2015 Perşembe günü gerçekleştirilen DTO Meclis Toplantısında Salih Zeki Çakır’ın  söz alarak Ukrayna’da tutuklu bulunan Kanton adlı geminin tutukluluk süresinin sona erdirilmesiyle ilgili DTO’dan destek istemesi üzerine Metin Kalkavan şu açıklamayı yapmıştı:

“Salih Kaptan’ın söylemiş olduğu dışarıda tutulan gemiler bu hep problem. Uzun zamandır var. Bugünün problemi değil. Gerekli mercilere de gittik. Belli konularda yardımcı olmaya çalışırız ama olay bizi aşıyor. Olayın bir hukuki boyutu var. Bir de devletler  arası boyutu var. Romanya’daki bir olayı biliyorum. Anlaşmasında olduğu halde güvenli olmayan bir limana gidilmiştir. Gemiye el konulmuştur. Dolayısıyla bu tür konularda odanın yapacakları sınırlı. Biz gerekli yerlere bildiriyoruz. Ama o olayın gerçek durumunu bilmek hukukçuların işi. Sigortaların işi. Ki bizim üyemiz de değil. Benim üyem olmayan bir şirketin varlığı için mücadele. Bunu Armatörler Birliği ya da danışmanlar yapabilir. Ama çok fazla yapılacak bir şey yok. Bu ihbarları dikkate almak lazım. Gitme deniliyorsa gidilmemesi lazım. Ya Kırım tarafına gidecek ya da Ukrayna tarafına. Ama ikisine birden gitmeyecek.” 

Editör: TE Bilişim