Akar: Körfez Çöplüğe Dönüştü

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hazırladığı ve geçtiğimiz ay onanan İzmit Körfezi’nin Bütünleşik Kıyı Alanları Plan projesi hakkında CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, “Körfez çöplüğe dönüştü” yorumunu yaptı.

 Kocaeli 3.500 km2 yüzölçümü ile Türkiye’nin alan olarak en ufak kentlerinden birisi olmasına rağmen İstanbul’un çöplüğü haline dönüştürülmekte ve halkın kaliteli yaşayacağı alanlar daraltılmaktadır diye konuşan CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, “ Kocaeli de şu anda aktif olarak 34 özel liman, 2 de kamu olmak üzere 36 liman bulunmaktadır. Ayrıca 14 yeni liman başvurusu bulunmakla birlikte mevcut liman işletmecileri de yeni dolgu alanları talep etmektedirler. Kocaeli’nin Körfez’deki sahil uzunluğu 112 km olup her 3,1 km ye bir liman düşmektedir. Bu kadar uzun sahile sahip olan Kocaeli de, sahil bandında sadece bir adet beş yıldızlı otel bulunmaktadır. Kısacası Kocaeli de yaşayanlar “denize yakın ama denize hasret yaşamaktadırlar “ dedi.

KENTİMİZE ZARAR VERİYORLAR

Deniz kirliliğinin had safhaya ulaştığını ve kahverengi denize dönüştüğü görülüyor diyen Akar, “ Yıllar önce yüzdüğümüz körfez plansız sanayileşme ve çok sayıda limanın yaratmış olduğu kirlilik nedeniyle çöplük haline dönüşmüştür. Buna bir de Derince limanın 39 yıllığına özelleştirilmesi ve özelleştirme ile birlikte mevcut alanından daha büyük bir alana dolgu yapma izni verilmektedir. Şu anda ki mevcut durumu 422 bin m2 bir alan olan Derince Limanı, özelleştirme sonucunda yapılacak 450 bin m2 dolgu ile Türkiye’nin en büyük Konteyner elleçleme limanı olacaktır. Derince limanına yapılmak istenen dolgu, körfezin en dar alanı olup kıyıya paralel 1 km ve Gölcük (Güneye) yönüne 450 metre olacaktır. Bu dolgu yapıldığında Derince den Körfezin karşı kıyısına nerdeyse yaya geçebileceğiz. Bu dolgunun miktarı 5 milyon m3 olup bu dolgu alanı için yaklaşık 312 bin kamyonluk bir çalışma yapılması gerekmektedir. Ayrıca 504 bin 883 metrekare alanda inşa edilen Dubai Port Limanı için Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermiş ancak buna rağmen yerel yönetimdekiler 2 yıl boyunca bu kararı yok sayarak liman inşaatının devam etmesine izin vermişlerdir. Danıştay tarafından da onanan karar sonrası maalesef liman inşaatı da büyük ölçüde bitirilmiştir. Hak hukuk bilmeyen bu yönetim anlayışı maalesef kentimize zarar vermektedir” diye konuştu.

KENTİ TEHDİT EDEN UNSURLARI BİLMEK GEREKİR

Oysa sadece bazı hususları bilmek bile kentimize yapılan ihaneti gözler önüne koyuyor diyen Akar, “ Kullanılabilir tarım arazileri kentsel gelişme ve sanayi kirleticileriyle ağır tehdit altında ve yok olma noktasına gelmiştir. Doğal kıyı alanlarıyla tarım alanlarının korunmasında en önemli araç olan imar planlarında yeterli çevresel tedbirlerin alınmadığı ortadadır. Bu da gösteriyor ki kıyı alanlarımızda tarım alanlarımız gibi yağmalanmıştır. Körfez noktasının birinci derece deprem kuşağında olması ve büyük aktif fayların varlığı bize 1999 depremini ve Değirmendere, Kavaklı sahillerini hatırlatmaktadır. Sanayi yatırımlarının (özellikle petrol kimya) kentsel alanla iç içe olması(Körfez, Derince, Dilovası..) da yaşayan insanlarımızın her biri bir bomba olan sanayi ile iç içe olduğunu görmekteyiz. İstanbul metropolünün çöplüğü konumuna getirilerek kentimize alan bırakmaması. Yoğun sanayinin getirdiği çevre kirliliği. Kıyıda dolgu ve yapı gerçekleşmesinin ulusal ve sektörel dengeler çevre stratejileri ile uyuşmaması. Gemi inşa sanayisinin büyümesi ve dolgu taleplerinin kıyı alanları ve ekosistemler üzerindeki olumsuz baskısı Ekolojik-ekonomi dengesinin, başta İzmit Körfezi olmak üzere kurulamaması, İstanbul-Ankara- İzmir üçgeninin odak kavşak noktası olması nedeniyle ağır bir ulaşım yükü baskısının olması, Petro-Kimya tesislerinin varlığı nedeni ile körfezin risk altında olması gibi birçok etken kentimizi tehdit eden unsurlardır” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim