İskenderun Limanı’nın işletmesini geçen yıl sonunda resmen devralan Limak, limandaki hisselerinin yüzde 20’sini uluslararası altyapı yatırım fonu InfraMed’e devretti. Bu satın alma, fonun küresel anlamda gerçekleştirdiği ilk yatırım oldu.

İskenderun Limanı’na, gelecek 8 yıl içinde yapacağı yatırım tutarını 1 milyar dolar olarak belirleyen Limak, limandaki hisselerinin 20’sini uluslararası altyapı yatırım fonu InfraMed Infrastructure’a devretti.

İskenderun Limanı’nın 36 yıl boyunca işletme hakkı ihalesini 372 milyon dolar bedelle kazanarak 2011 sonunda limanın işletmesini resmen devralan Limak, İskenderun Limanı için önümüzdeki 4 yılda toplam 250 milyon dolarlık yatırım yapacağını açıkladı. InfraMed ile yeni imzalanan anlaşmayı duyurmak üzere Perşembe akşamı gazetecilerle biraraya gelen Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, “Bu yatırımla limanın kapasitesini ilk etapta 1.3 milyon TEU’ya çıkarmayı planlıyoruz. 8 yıl içerisinde toplam yatırım tutarımızı 1 milyar dolara çıkartmayı ve limanın kapasitesini de 3 milyon TEU’ya çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.

Fonun ilk yatırımı

InfraMed Infrastructure’ın, Limak ile anlaşarak İskenderun Limanı’na yaptığı bu yatırım, yatırım fonunun hem Türkiye pazarına ilk adımını hem de kuruluşundan bu yana gerçekleştirdiği ilk yatırım olma özeliği taşıyor. Güney ve Doğu Akdeniz Bölgesi’ne odaklı çalışmalar yürütmek üzere İtalyan Cassa Depositie Prestiti, Fransız, Caisse des Deputs et Consignations, Faslı Caisse de Deput et de Gestion, Mısırlı EFG Hermes ve Avrupa Yatırım Bankası gibi 5 önemli kurumsal yatırımcının 385 milyon euroluk sermaye katkısıyla kurulan InfraMed Infrastructure’ı diğer yatırım fonlarından farklı kılan en büyük özelliği uzun dönemli altyapı yatırımları odaklı çalışıyor olması.

İskenderun Limanı işletme hakkını devraldıktan sonra InfraMed’ın teklifiyle görüşmelerin başladığını belirten Özdemir, “Dünyada artık fonlar da uzmanlaşıyor. InfraMed hem bölgesel odaklı olması, hem altyapı yatırımları uzmanlığı hem de uzun vadeli projelere ilgi göstermesi nedeniyle dikkatimizi çekti. Yatırım fonları genel olarak projelere 2-3 yıl için dahil olmayı tercih ederken, InfraMed, yatırımlarından beklediği verimi almak için girmeyi tercih ettiği ortaklıklarda 15 yıl kalmayı tercih ediyor” dedi.

İskenderun Limanı hinterlandında 28 adet organize sanayi bölgesi bulunduğunu; limanın doğal coğrafik yapısı gereği başta Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, Şanlıurfa, Hatay, Osmaniye, Adana, Kayseri, Sivas, Malatya, Elazığ, Diyarbakır ve diğer doğu ve güneydoğu illeri olmak üzere pek çok sanayi ve ticaret merkezine hizmet için en uygun konumda olduğunu söyleyen Ebru Özdemir, “Bu liman ayrıca Irak ve Suriye gibi komşularımızla transit ticaret için önemli bir aktarma noktasında bulunuyor” diye konuştu.

Çandarlı Limanı’nda inşaat başladı

İskenderun Limanı ’nın Limak Grubu’nun işleteceği ilk liman olduğunu söyleyen Ebru Özdemir, bunun dışında 2011 yılı Mart ayı itibarıyla Çandarlı Limanı’nın inşaatının da Limak İnşaat ve Kolin İnşaat ile ortaklaşa üstlenildiğini belirtti. Çandarlı Limanı proje bedelinin 230 milyon TL olduğunu ifade eden Özdemir, “Gelişen bir ekonominin en büyük göstergelerinden biri ithalat ve ihracattaki artış, bu sebeple limancılık bizim için önemli. İskenderun Limanı’nda yol aldıktan sonra farklı limanlarla da ilgilenebiliriz ” dedi.

Tahrir protestoları Türkiye’ye yönlendirdi

InfraMed’in Güney ve Doğu Akdeniz Bölgesi’ne odaklanmış uzun dönem uluslararası altyapı yatırım fonu olduğunu belirten InfraMed CEO’su Frederic Ottavy, “2010 yılında, Avrupa’nın 5 lider yatırımcının 385 milyon euroluk sermayesiyle kurulduk. Önümüzdeki dönemde fon büyüklüğümüzü 1 milyar euroya çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Ottavy şöyle devam etti: “Fonumuz 3 farklı merkezden yönetiliyor. Uluslararası ekibimiz Paris’te. InfraMed Morocco Fas’ta ve bir de InfraMed Egypt var ki bu da Mısır’da. InfraMed Egypt ile geçen yıl bir fon lanse etmek üzereyken Tahrir Meydanı’nda yaşanılan olaylar baş gösterdi. Tahmin ediyoruz ki bu yıl sonuna doğru Mısır pazarında ki girişimlerimizi de gerçekleştirebileceğiz. ”Mısır’da yatırımını ülkedeki siyasi ayaklanmalar dolayısıyla gerçekleştiremeyince, InfraMed olarak Türkiye’ye gelmeye mecbur mu kaldınız?” sorusunu Ottavy, şöyle yanıtladı: ”Mısır’da siyasete dayalı bazı problemler yaşanıyor olması, ülkedeki yatırım fırsatları olmadığı anlamına gelmez. Örneğin, başka bir firma hükümetle 4.7 milyon tonluk kapasiteye sahip bir enerji rafinerisinin altyapı projesine dair anlaşma imzalamak üzere. Daha bir ay önce, İskenderiye Hastanesi’nin kamu-özel sektör oraklığı ile özelleştirilmesine karar verildi. İhaleyi de 414.7 milyon dolar teklif eden Suudi, Mısır ve İngiliz şirketlerinden oluşan bir konsorsiyum kazandı. Yani, demem o ki Türkiye, InfraMed ayrı bir değer teşgil ettiği için buradayız. Daha şimdiden bir merkez de Türkiye‘de kurmak diye düşünmeye başladık.” Ottavy, Inframed’in, Türkiye’de enerji, ulaştırma ve şehircilik sektörlerinde birçok büyük projeyi değerlendirdiğini de sözlerine ekledi.

Editör: TE Bilişim