Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır'ın konuşmasıyla açılan toplantı, Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran'ın konuşmasıyla devam etti. Ardından Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu katıldığı Deniz Ticaret Odası Meclis Toplantısı'nda değerlendirmelerde bulundu ve sektör hakkında konuştu.

Konuşmacıların ardından ''Denizci Millet, Denizci Ülke'' ödül töreni gerçekleştirildi ve ödüller sahiplerini buldu.

3 aydır toplantıları video konferans yoluyla gerçekleştirdiklerini belirten Tamer Kıran salondaki herkesi selamladıktan sonra sözlerine şöyle başladı;

‘’COVID-19 salgını nedeniyle 3 ay boyunca video konferans yöntemiyle yapmaya mecbur kaldığımız Meclis toplantımızı bugün yeniden bir araya gelerek yapmanın mutluluğu ve heyecanını yaşıyoruz.  Maalesef henüz bu salgına doğrudan karşı koyacak etkili bir ilaç bulunamadı, aşı geliştirilemedi. Bu nedenle toplantımızı kısıtlı sayıda katılım, sosyal mesafe ve maske kullanımı kurallarına riayet ederek gerçekleştirebiliyoruz. ‘’

Toplantının Piri Reis Üniversitesinde gerçekleştirildiğinin üzerine çizen Tamer Kıran, ‘’Toplantımızı, Piri Reis Üniversitesi kampüsünde yapıyoruz. 2004 yılında üniversite kurulması fikri ortaya çıktığında Türk ve Dünya denizciliğinin ihtiyacı olan yetişmiş deniz çalışanı yetiştirmek amacıyla yola çıkan üniversitemiz, sonrasında vizyonunu çok daha ileri götürerek, 5 fakülte, 1 Meslek Yüksek Okulu, 2 Enstitü (Sosyal ve Fen Bilimleri) ve İngilizce Hazırlık Bölümü ile şu anda yaklaşık 4.500 öğrenciye eğitim öğretim veren bir yapıya kavuştu. Tamamen odamızın maddi imkanlarıyla kurulmuş olan Piri Reis Üniversitesi, ülkemizin denizcilik sektöründe, lojistik, ulaştırma, mühendislik, hukuk ve işletme yönetimi alanlarında uluslararası standartlarda eğitim almış, bilgi ve donanımı en üst düzeyde, aranan ve talep edilen bireyler yetiştirme hedefiyle eğitim vermekte ve sektörümüz için gurur kaynağı olmaya devam etmektedir. ‘’ diyerek denizcilikte eğitimin önemini vurguladı.

‘’Denizcilik sektörünün Türkiye Ekonomisine katkısı bugün itibarıyla 20 milyar Dolar!’’

Denizcilik sektörünün gerek sanayi gerekse turizm olarak ülkemize yaptığı katkıların önemini belirten Kıran, ‘’Denizcilik sektörümüzün hem sanayi hem hizmet sektörü olarak Türkiye Ekonomisine doğrudan ve dolaylı katma değeri artarak devam etmektedir ve bugün itibarıyla 20 milyar dolar seviyelerine gelmiştir. Sektörün doğrudan ve dolaylı yoldan ülkemiz istihdamına katkısı da 1 milyonun üzerindedir. 

Bunu başarırken sektörümüzün gelişmesinde, bugünlere gelmesinde önemli tarihler vardır. 14 Ocak 1982 yılında çıkarılan, 2581 sayılı Deniz Ticaret Filosunun Geliştirilmesi ve Gemi İnşa Tesislerinin Teşviki Hakkında Kanun… Bu kanun,  hem filomuzun hem de gemi inşa sanayimizin büyütülmesi olmak üzere 2 önemli denizcilik alanını kapsamaktadır.  Kanun ile, “Yurt dışında inşa suretiyle veya hazır olarak satın alınan gemilerle yurt içinde inşa, tadil veya onarılan gemilerde ve bu gemilerin donatım ve seyirlerinde kullanılan makine teçhizat ve demirbaş ile gemi üretim tesislerinin inşa tadil tevsi veya onarımlarında kullanılan makine teçhizat ve demirbaşlar, ilgili mercilerin müsaadesi şartıyla gümrük vergisi ile ithalde alınan diğer vergi ve resimlerden (damga resmi dahil) muaf” tutulmuştur. ‘’ dedi.

‘’1980–1983 yılları arasında sektöre verilen destek ve teşviklerle, 1980 yılında 2.1 milyon DWT kapasitedeki Deniz Ticaret Filomuz, 1983 yılı sonunda 7 milyon DWT’lar seviyesine ulaşmış, bu sayede filomuz Karadeniz, Akdeniz çanağında hakim duruma gelmiş ve özel sektör armatörlerimiz gerçek manada uluslararası bir oyuncu olmaya başlamışlardır. ‘’

Türk Uluslararası Gemi Sicili (TUGS) kanunu Türk armatörlere uluslararası rekabet gücü verdi!

Türkiye’de denizciliğin ve armatörlerin ileriye taşınması için bu konuda gelişmiş ülkeleri örnek almak gerekliliğinden bahseden Kıran sözlerine şöyle devam etti;

‘’İlerleyen yıllarda dünyadaki gelişmelere paralel olarak ikinci sicil fikri gündeme gelmiş ve ciddi bir çalışma neticesinde 2000 yılında Türk Uluslararası Gemi Sicili (TUGS) kanunu çıkarılmıştır. Bu kanun ile Türk armatörleri yabancı rakipleri ile daha eşit şartlarda rekabet etme imkanına kavuşmuştur.  

Türk armatörlerin küresel rekabet gücünün artması için yapılması gerekenler aslında halihazırda bu işi yapmış olan ülkelerin neler yaptığı dikkate alınarak kolayca görülebilir. Bu sektör, karada yerleşik bir sanayi, bir hizmet sektörü gibi değil, kuralları uluslararası belirlenmiş ve uygulanmakta olan bir sektör olduğu için dışarıdaki rakiplerimiz hangi imkanlara sahipse, bizim de benzer imkanlara sahip olmamız gerekmektedir.

Bu çerçevede; gemilerin temin ve işletilmesinde uluslararası eşit rekabet koşulları sağlamak amacıyla Türk denizciliğinin gelişimine katkı sağlamak, ülkemizi uluslararası bir denizcilik merkezi haline getirmek, deniz ticareti ve deniz taşımacılığının ülke ekonomisine katkısını arttırmak için gemilerin sahipliğine ve bayrak devletine bakılmaksızın, sadece tonaj harcı alınmak suretiyle denizcilik alanında uluslararası faaliyet gösteren müteşebbislerin çalışma, sosyal güvenlik, sigorta ve şirket yönetiminin esaslarının belirlenmesi amacıyla Odamız koordinasyonunda sektör paydaşlarımızın katılımıyla “Tonaj Harcı Kütüğü” oluşturulması çalışmaları yapılmış olup, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın takdirlerine sunulmuştur.’’

‘’Bu kanunun bir an önce çıkarılması konusunda yardım ve desteğinizi istirham ediyoruz.’’

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Geliştirilmesi ve Desteklenmesi

Sorunlara ve çözüm önerilerine değinen Kıran, ‘’Diğer bir konu ise bildiğiniz gibi; “Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Geliştirilmesi ve Desteklenmesi Amacıyla KOSGEB tarafından uygun koşullarda Finansal Destek Sağlanması Hakkında Karar”, 3 Nisan 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yapılan görüşmeler neticesinde geldiğimiz noktada, bu faiz desteği ile Koster Filosunun yenilenmesi projesinin hayata geçirilmesi hedefine yönelik çok önemli bir adım atılmıştır.

Ayrıca, sektörümüzle ilgili sorunları ve üyelerimizin beklentilerini, çözüm önerileri ile birlikte içeren “Sorunlar ve Çözüm Önerileri” dosyamızı zatıâlinize birazdan takdim edeceğim. ‘’ dedi. 

‘’Gemiadamı cüzdanı, yeterlik belgesi ve STWC sertifikalarının süreleri uzatıldı’’

Ülkemiz limanlarında pandemi sürecinin yönetimi hakkında konuşan Kıran şu sözlere yer verdi; ‘’Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızla her zaman çok yakın ve verimli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Hem bakanlığı direkt ilgilendiren konularda, hem de diğer bakanlıklar ile olan sorunlarımızın çözümünde adeta bir köprü vazifesi görerek yaptıkları çalışmalar ile özelikle pandemi sürecinde üyelerimizin sorunlarına çözümler aradık.

Çalışmalar çerçevesinde; deniz turizminde ve deniz yoluyla yolcu taşımacılığında pandemi sürecinin getirdiği kısıtlamalar Bakanlığımızın etkin çalışmaları neticesinde 1 Haziran’da kaldırıldı. Ülkemiz limanlarında yapılan Türk gemiadamları değişimlerinde kolaylık sağlandı. Gemiadamı cüzdanı, yeterlik belgesi ve STWC sertifikalarının süreleri uzatıldı. Türk bayraklı gemilere aylık ve 3 aylık periyotlarda uygulanan önsörvey denetimlerinin 2 ve 4 aylık periyotlarla yapılması sağlandı.   

Stajlarının 2 aylık bölümü, deniz eğitim süresinden sayılmak üzere denizcilik işletmelerinde yapılabiliyor!

Staj sorununa da değinen Kıran, bakanlığımızla yakın çalışmanın bir güzel örneğini de denizci öğrencilerin staj sorununda yaşadık. Yaptığımız görüşmeler neticesinde, denizcilik eğitimi veren okullarda öğrenim gören güverte sınıfı öğrencilerini kapsamak üzere eş değer staj uygulamasına gidildi. Buna göre, bu gruptaki öğrencilerin, stajlarının 2 aylık bölümünü, deniz eğitim süresinden sayılmak üzere denizcilik işletmelerinde yapmalarına müsaade edildi. ‘’ dedi.

‘’Deniz çalışanlarımızı, evlerine ve ailelerine kavuşturma zamanının çoktan geldiğini düşünüyorum’’

Mürettebat değişikliklerinde yaşanan küresel krizden bahseden Kıran gerekli girişimler için bakana hatırlatma yaparak, ‘’Bir konuyu daha önemine binaen dikkatinize sunmak istiyorum. Bildiğiniz gibi COVID-19 salgını ve ardından ülkelerin uygulamaya koyduğu seyahat kısıtlamaları nedeniyle birçok gemi çalışanı normal hizmet sürelerinin dışına çıkarak uzun süredir görev yapmaya devam ediyorlar. Normalleşme sürecinde ülkeler arasındaki uçuşlar açılmaya başlasa da bu sorun hala sürüyor.  Sorunun çözümü için Uluslararası Denizcilik Örgütü,  Uluslararası Deniz Çalışanları Sendikası ve Uluslararası Çalışma Örgütü hükümetler nezdinde çaba gösteriyorlar. Deniz Ticaret Odası olarak bizim de konunun takipçisi olduğumuzu belirtmek istiyorum. Salgın döneminde toplumsal ihtiyaçların temini ve tedarik zincirinin sürdürülebilirliğinin sağlanması konusunda çok önemli görevler ifa eden deniz çalışanlarımızı,  evlerine ve ailelerine kavuşturma zamanının çoktan geldiğini düşünüyorum. Bu konuda uluslararası platformda gerekli girişimleri yapmanızı arz ediyorum. ‘’ dedi.

‘’Kabotaj Kanunu ile denizciliğimizin gelişmesi için hayati önemi haiz bir adım atılmıştır’’

Kıran, Kabotaj ve Denizcilik bayramını Anarak, ‘’Dün denizlerimizdeki egemenliğimiz anlamına gelen 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramını kutladık. Yüzlerce yıldır yabancılara verilen imtiyazları sona erdiren Kabotaj Kanunu ile sadece bağımsızlığımız ve denizlerimizdeki hükümranlık haklarımız perçinlenmemiş, aynı zamanda denizciliğimizin gelişmesi için de hayati önemi haiz bir adım atılmıştır. Hatta Kabotaj kanunundan 10 yıl sonra, 20 Temmuz 1936’da imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile de Türkiye’nin egemenlik haklarındaki bütünlük çok daha anlamlı tesis edilmiştir. Kazanılan bu değerlerin bilinci içerisinde ve Mustafa Kemal Atatürk’ün “Denizciliği Türk’ün büyük milli ülküsü olarak benimsemeli ve onu az zamanda başarmalıyız” vasiyeti doğrultusunda, yüce milletimizce büyük bir azim ve kararlılıkla çalışılarak, denizciliğimiz bugünkü seviyesine getirilmiştir. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tarihimizin tüm büyük denizcilerini, deniz savaşlarında, deniz kazalarında hayatını kaybeden bütün şehitlerimizi, bu mesleğe emeği geçen ve ebediyete intikal eden tüm denizcilerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum. ‘’ dedi.

Son olarak Oda tarafından hazırlanan 2020 Denizcilik Sektör Raporu’nu tamamlayarak, kurumsal web sitemizden yayımladıklarını söyleyen Kıran, ‘’İngilizce de hazırlanan raporu kısa bir süre içinde kitap haline getirerek, dağıtımını da yapacağız. Türkiye’de ve Dünya’da denizcilik sektörünün gösterdiği gelişmeleri ve 2019 yılı itibarıyla ulaştığı durumu çeşitli yönleriyle inceleyerek ortaya koymayı amaçlayan rapor, rehber bir kaynak olarak istifadelerinize sunulmuştur.’’ dedi.

“Denizci Millet, Denizci Ülke” yarışması

Adil Karaismailoğlu’nun konuşmasının ardından gerçekleşen ödül töreninde İMEAK Deniz Ticaret Odası olarak ülkenin kalkınma hedeflerine uygun ilerleme gayreti içinde “Denizci Millet, Denizci Ülke” adıyla düzenlenen yarışmanın ödülleri sahiplerini buldu.

Yarışmaya 53 adet Fikir/Proje başvurdu!

Deniz ulaştırması, gemi ve yat inşa, deniz turizmi, deniz kaynakları, limanlar, lojistik, denizcilik eğitimi ve istihdam alanlarında yeni ve uygulanabilir fikirleri ve projeleri kapsayan ve 2 Ocak’ta başlayan yarışmaya, son başvuru tarihi olan 27 Mart’a kadar toplam 53 adet Fikir/Proje başvurduğu belirtildi.

Ön değerlendirme aşamasında tüm denizcilik fakültelerinden 13 öğretim üyesi, final aşamasında 6 profesör ve sektörün değerli temsilcileri tarafından gerçekleştirilen değerlendirmeler sonucu 6 proje finale kalmaya hak kazandı. Son olarak 29 Haziran Pazartesi günü Odanın Meclis Salonu’na davet edilen adayların proje sunumlarının ardından yapılan değerlendirme sonucu derece ve mansiyon alan eserler belirlendi.

Toplantıdan göze çarpan kareler;

Editör: TE Bilişim