Bugün gerçekleşen DTO Meclis Toplantısı ilginç gelişmelere sahne oldu. Başkan Metin Kalkavan'ın 15 Temmuz  gecesi Zeyport'ta olanları aktarırken bir ismi koruduğuna dikkat çeken Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği Başkanı ve DTO Meclis Üyesi Recep Düzgit, bu ismin Zeyport  Yönerim Kurulu Başkanı ve DTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rıdvan Kartal olduğunu iddia etti...

Deniz Eraydın'ın konuşması meclis'i karıştırdı

DTO Eylül meclisinde bir konuşma yapan Deniz Eraydın Başkanlık seçimlerinde adaylığını açıklayan Tamer Kıran ve ekibini meclis kürsüsünden eleştiri yağmuruna tuttu. Deniz Eraydın Hepimizin Odası mottosuyla hareket eden Tamer Kıran ve ekibini önce, Mustafa Muhtaroğlu’nu kastederek,  aralarına aldıklarını söyleyerek eleştirdi. Yine ismini vermeksizin, Muhtaroğlu’nun Bunker Konferansını kötüleyici mailler gönderdiğini söyleyerek “Hadi Salih Zeki Çakır ile Recep Düzgit’i anlıyorum Tamer Kıran ve Şadan Kaptanoğlu’nu anlayamadım onlar nasıl onay veriyor bu kişiye” dedi. Eraydın, arıca önceki seçimde Başkanlığa adaylığını koyan Değişim Grubunu FETÖcü olmakla suçlayarak onlar seçilseydi herhalde 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra meclis üyelerinin bir kısmı hapiste olurdu şeklinde sözler sarf etti. 

Salih Zeki Çakır: "Hiç bir cemaate yakın olmadım..."

Deniz Eraydın’dan sonra söz alan Salih Zeki Çakır değişim grubu ile ilgili sözleri şiddetle reddederek "Hayatım boyunca hiçbir cemaate yakın olmadım değil ki Fetö gibi bir terör örgütüne yakın olacağım. Bu sözleri söyleyen kişi eğer elinde belge ve bilgi var ise bunu adalete teslim etmelidir yok ise ve bu şekilde konuşuyorsa şerefsizdir” dedi. 

Çakır, şöyle konuştu:“İftiralarla dolu bir konuşma oldu. Benim kim olduğumu herkes bilir Of’luyum, 1975 yılında Yüksek Denizcilik Okulu’na girdim. O günden bugüne beni tanıyan birçok arkadaşımız var.  Bırakın bu terör örgütünü, FETÖ denilen lanet, iblis teşkilatı, herhangi bir cemaat lehine ne sözüm ne de bir eylemim olmuştur. Eğer bu konuda elinde bir delil ya da belge olup da, bunu adalete teslim etmeyen şerefsizdir, namussuzdur. 2013 seçimlerini FETÖ ile ilişkilendirmek hainliktir, iftiradır ve sektöre yakışmaz. Öğrencilik yıllarımdan bu yana DTO için bir nefer gibi çalıştım. Ben reklamımı yapmayı beceremem. Bu konuda Metin Başkan ile de örtüşüyoruz. O da benim gibi yaptıklarını çok da anlatamadığından yakınıyor. Ben yaptığım işi Allah rızası için yaparım.

“O gün yaptıklarımız iftirayla sulandırılamaz”

2013’te destan gibi bir çalışma yaptık. Yüzde 7-8 katılımlarla yapılan seçimi 38-40’lara taşıdık. O gün yapılanlar böyle bir iftirayla sulandırılacak bir çalışma değildi. Türkiye’nin genel ortalamasında her konumda maalesef tanıyamadığımız, tanımlayamadığımız insanlar oldu, olabilir. Bununla başkalarına çamur atmak arkadaşımıza yakışmadı. Çünkü, biz onun yaptığı çalışmaları takdirle izliyoruz. Fırsat ve zamanımız oldukça da katkı vermeye çalışıyoruz.

“FETÖ bir terör örgütüdür, Eraydın’ın elinde belge var da yargıya sunmuyorsa suça iştirak eder”

Soruyorum sizlere böyle bir konuşmaya gerek var mıydı? İnsanların yargılanması, söylemleri ve eylemleriyle olur. Oda kayıtlarını çıkarsınlar, bunlarla ilgili bir tane söylemimi bulsunlar ben bütün sorumluluk alanlarımdan istifa edip, köşeme çekilmeye hazırım. Yakışmıyor. Süreci sulandırmayalım, nitelikli projeler sunun, biz öyle yapıyoruz. Benim denizciliğe zarar verecek hiçbir aykırı söylemim olmadı. Bundan sonra da böyle olacak. Bana yapılan çok büyük bir iftiradır. FETÖ bir terör örgütüdür. Terör örgütüne destek vermek suçtur. Böyle bir suçlama da yapılıyorsa, elinde belge olan Deniz Eraydın da yargıya ulaştırmıyorsa suç işlemektedir.”

Recep Düzgit: "Söylediğini yapıyor mu, o önemli"

Yine bu sataşma üzerine kürsüye gelen Recep Düzgit ise şöyle konuştu:” Öncelikle yine bir seçim dönemi, tarihi de belli oldu iki ay sonra…Çok üzülerek söylüyorum; önümüzdeki dönemde DTO Meclis yapısı komite yapısı için bugüne kadar şikâyetçi olduğumuz konularda bir değişiklik olmayacak. Seçimi kim alırsa alsın…Eylül ayındayız ve seçim var üstelik. Mecliste çoğunluğu ancak sağlayabiliyoruz. Meclisin yarısı gelmiyor. Ama bugünlerde herkes meclis üyesi olmak için arıyor. Sonrasında katılım ve çalışmak için katılım yok laf çok. Mühim olan iş kim yapıyor. “ 

Recep Düzgit Deniz Ticaret Odasının iş yapmak yeri olduğunu, buralara seçilerek gelindiği için hakkını vermek gerektiğini söyledi. Bugün bunun mümkün olmadığını sözlerine ekleyen Düzgit zorlamalarla oluşmuş komitelerin olduğunu belirtti. Kişilerin kendilerinin ticari sorunlarını buraya yansıtmamaları gerektiğini anlatan Recep Düzgit sözlerine şöyle devam etti: ”Sizin ticari rakibiniz olan kişiler ve deneğinizle olan komplekslerin yeri burası değil. Bahsettiğiniz kişi bir önceki meclis üyemizdir. Diğer tarafa aday olmasaydı yeniden meclis üyemiz olacaktı. Siz bugün burada oturuyorsanız sizin adınızı Metin Beyin yaptığı ankete yazıldığı içindir. Biz sizi tanıdığımız için yazmadık. Gemi Yakıt İkmalcileri Derneği Başkanı olduğunuz için burada olmanız yakışık alır diye düşündük. Eğer bu tip odaları oluştururken eşimiz dostumuz bana yakın benim akrabam iş yaptığım kişilere göre yaparsanız pozitif ilerleme sağlayamazsınız. Ankara en çok bunu eleştiriyor; siz birlik beraberlik diyorsunuz ama 7 kişi bir araya gelince biri kapıdan çıkarken hemen öbürünü eleştiriyor diyor. Metin Başkan çok güzel bir sunumla başladı. 75 yıl süren bir incelemenin sonucu hazırlanan bir sunum. Ben de 40 yaşında şunu öğrendim; kişilerin ne dediğinin pek önemi yok acaba o dediğini yapıyor mu? Bu önemli. Eğer dediği ile yaptığı arasında bir uyum varsa o güzel, yoksa, dediklerimiz lafta kalıyorsa o zaman orada bir sıkıntı var. Şimdi ben şunu bilmek istiyorum; az önceki konuşmanın yapılmasından, Başkanım sizin haberiniz var mıydı? Deniz Beyin konuşmasından böyle bir konuşma yapılacağından haberiniz var mıydı? Ama siz cevap vermeden söyleyeyim ben bu sorunun cevabını biliyorum. Oda seçimleri ile ilgili geçen meclis toplantısında da söylemiştim; bir şeyi karıştırıyoruz, deniz ticaret odası kimsenin şirketi değil. Biz burada ne Düzgit’e ne Ürkmez denizciliğe, ne Mete Kardeşlere karşı bir harekette değil. Herkesin kendi şirketi ticari faaliyeti var. Burası kanunla kurulmuş bir yer seçim var demek ki seçim olmazsa olmazdı. Burada taraf ve düşman yok.” 

Denizcilik sektörünün bir kısmına dokunabildiklerini ancak Odanın sektörün büyük bir kısmından kopmuş olduğunu söyleyen Recep Düzgit kendisinin KOSDER, BADER ve ODEK üyesi olmadığını anlattı. Deniz Eraydın’ın sözlerine değinen Düzgit şöyle devam etti.

”Az önce burada suçlama yapıldı. Fakat kendisi KOSDER üyesidir. Eğer bu seçim propagandaları bunlara dayandırılıyorsa ben zaten şahsınıza söylüyorum siz de zaten baştan kaybetmişsiniz. Sizin seçim propagandanız bunlara dayanıyorsa iftiralara, Rıdvan Bey de aslında suçlanıyor." 

Editör: TE Bilişim