IALA VTS Komitesinde Temsil Edecek
Kaptan Cahit İstikbal; 14-18 Eylül tarihlerinde Paris'te yapılacak IALA VTS Komitesi toplantılarında Uluslararası Kılavuz Kaptanlar Birliği'ni temsilen katılacak.
GÜNCEL
27.07.2009, 19:17
1835

IALA VTS Komitesinde Temsil Edecek
14-18 Eylül 2009 Tarihlerinde Paris'te yapılacak olan IALA VTS Komitesi Toplantılarında Uluslararası Kılavuz Kaptanlar Birliği'ni (IMPA) bir Türk temsil edecek.
Denizhaber'e ulaşan bilgilere göre IMPA Üyesi ülkeler tarafından Başkan yardımcılığı görevine 2 kez üstüste seçilen Kaptan Cahit İstikbal; IMPA'nın gelecek yıl Avustralya'nın Brisbane kentinde yapılacak olan Genel Kurulunda da başkanlık için en güçlü aday konumunda.
16
az bulutlu
Tembel ve üretken olmıyan kişinin IMPA başkan yardımcılığı gibi bir göreve 2 kez seçilmesi diyelim ki Türkiye gibi bir ülkede abi kardeş ilişkisi veya '' çok iyi adam yaw'' mantığı ile seçilmiş olsun ama 7 düvelin bulunduğu bir ortamda kendinizi kabul ettirmeniz ancak ürettiğiniz iş ve kabiliyetiniz ile olur.
Seni tebrik ediyor ve başarılarını diliyorum sayın meslekdaşım
Hüsamettin Canbilen
Kılavuz Kaptan
burada ister istemez alternatif bir anlayış da devreye giriyor. nedir? ağaç meyve veriyor, meyvesini düşürmek veya meyvesinden faydalanmak isteyenler de ağacı taşlıyor. bu, ilk görüşte daha akla yatkın geliyor olsa da sırıkla, sopayla dut ağacı kurutmuş olanlar buna da şüpheyle yaklaşır.
Evet, belirlemeleriniz doğrudur.
Köy Eğitim Enstitüsü mezunu olan Babam, yaşamı boyunca pek çok aydın insan yetiştirdi. Ya da yetişmesinin alt yapısını hazırladı.
Bize bıraktığı en büyük miras, "İnsan olma onuru" dur.
Bugünkü "konjonktür" (diyelim), bu kelimeleri ne kadar anlamsız bıtakıyor oysa değil mi?
Namus, şeref, onur... diyorsunuz, bir de bakıyorsunuz, namussuz, onursuz, şerefsiz en baş köşeye kurulmuş, oradan size sırıtıyor.
Yalancının, iftiracının yalanından utanması beklenmez; çünkü o zaten insan olma onurundan uzaktır ki yalan söyleyebiliyor, iftira atabiliyor. Peki yalancının yüzüne tükürmeyi, iftiracıyla merhabayı kesmeyi unutan toplumdan umudu kesecek miyiz?
Biz geleceğe insanlık onurunu nasıl miras bırakacağız?
Babamdan bir anı nakledeyim:
Memleketimiz Rize'nin şimdi ilçe olan Güneysu nahiyesinde evliya olduğu yakıştırması yapılan değerli bir hoca vardı. Yusuf hoca.
1950'li yıllarda merkez Camiinde imam imiş.
Pek çok konuda "geleceği bildiği, sıradan insanların bilemeyeceği konularda önceden görüş bildirdiği" rivayeti hala yaygındır.
Bir gün, cami avlusunda otururlarken, kendisine şöyle dediğini anlatırdı Babam:
"Muallim bey, sen şu çevredeki insanların hepsini iki ayaklı görüyorsun değil mi? Oysa onların hepsi iki ayaklı değiller..."
Babam kimi insanların Hocanın gözüne gerçekten böyle gözüktüğüne inanırdı bazen.
Tevfik Fikret; "hak bildiğin yolda yalnız yürüyeceksin" der.
İnsanlar, Yusuf Hoca kimilerini anlık başka kisve altında görmüş olsa da, bu evrendeki seçilmiş varlıklardır ve insanlık sürekli ilerleyecektir. Bu ilerleyiş te sizin gibi "insanlık onuru"na sahip değerli insanlar sayesinde olmaktadır.
Her "onurlu" davranış, insanlığın onurlu geleceğini bina eden harçtır. Çocuklarımıza bırakacağımız en güzel mirastır.
Sevgi ve saygılarımla.