Akfen Holding Üst Yöneticisi (CEO) Hamdi Akın, özelleştirmeler konusunda önümüzdeki 3-4 yıl içinde 100 milyar dolarlık bir pasta bulunduğu düşüncesinde olduğunu, ancak bu düşüncesinin, devletin motivasyonundan bir şey kaybetmemiş olması durumunda geçerli olduğunu bildirdi.

Unicredit tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “Uluslararası Proje Finansmanı Toplantısı”nda konuşan Akın, altyapı yatırımlarının bu kadar cazip olmasının ve özel sektördeki yatırımcılar tarafından ilgiyle karşılanmasının en önemli nedenlerinin uzun vadeli yatırımlar olmalarına rağmen para akışlarının tatminkar olması, borcunu geri ödeyebilecek yatırımlar olarak ortaya çıkması ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde altyapıya yapılacak yatırımların ciroları artırarak, beklenmedik karlılıklar yaratabilmesi olduğunu kaydetti.

Akın, Sermaye Piyasası Kurulunun (SPK) yaptığı, 1990-2005 yılları arasında 35 ülkenin gelir düzeyi ile altyapı yatırımları arasındaki ilişkinin incelendiği bir çalışmanın sonuçlarına değinerek, Türkiye'nin gelir düzeyi açısından üst-orta seviyede iken, altyapı yatırımları açısından düşük düzeyde yatırım yapan ülkeler arasında bulunduğuna dikkat çekti. 

Büyük fırsatlar var

Aynı araştırmada Türkiye'nin orta düzeyde yatırım yapan ülkelere oranla ulaştırmada 12, enerjide 16, telekomünikasyonda 8, su ve kanalizasyonda 35, toplam yatırımlarda ise 9 yıl geriden geldiği sonucunun da ortaya çıktığını dile getiren Akın, “Türkiye açısından bakıldığında, Türkiye bu konularda görevini yerine getirmemiş, Avrupa ülkelerinin gerisinde kalmış bir ülke görüntüsü veriyor. Ama yatırımcı açısından bakıldığında da önümüzde çok büyük fırsatların olduğu görülüyor” dedi. “Türkiye artık kısa vadeli izlenen bir ülke konumundan çıkartılmıştır. Kimse Türkiye'nin 2007'siyle, 2008'iyle meşgul değildir” diyen Hamdi Akın, 2007 yılının Türkiye için zor olacağı beklentilerinin sıkça dile getirildiği halde, ABD kaynaklı tutsat krizine ve coğrafi konumunun istikrara pek uygun olmamasına rağmen bu olumsuz beklentilerin gerçekleşmediğini belirtti.

Akın, “Altyapı yatırımlarının hiçbirinin kısa vadeli yatırımlar olmadığını düşünürsek, yabancı yatırımcıların, bankaların ya da fonların ilgi odağı olmasının en büyük nedeni Türkiye'nin göstermiş olduğu bu istikrardır” dedi. 

İstikrar endişeleri yok ettiÖzelleştirme İdaresi Başkanlığının (ÖİB) 30 milyar dolara yakın özelleştirme gerçekleştirdiğini, özel sektörün bu altyapı yatırımlarını kolaylıkla finanse edilebildiğini, 5 sene önce bunun böyle kolay olmadığını, finansman bulmada zorluklar yaşandığını aktaran Akın, U.N. Ro-Ro'nun satışına da değinerek, “6-7 yabancı fonun ve bankanın bu konuda birbirleriyle yarışmış olması bize çok gurur verdi. Çünkü Türkiye'de özel sektörün geliştirmiş olduğu bir projenin yabancı fonlar tarafından alınmak istenmesi, bu da bir altyapı yatırımı çünkü, istikrar endişelerini bir nebze olsun ortadan kaldırmıştır sanırım” dedi. 

Elektrikteki özelleştirmeyi bekliyoruz

Bundan sonrası için enerji ihalelerinin önemini vurgulayan Akın, şunları kaydetti: “Biz EÜAŞ'ın da özelleştirilmesini bekliyoruz. Türkiye'de bulunan bütün üretim tesislerinin yenileme yoluyla da olsa özelleştirilmesini bekliyoruz. Yenileme yoluyla kastettiğim şudur, bu kamu-özel sektör işbirliği yoluyla da olabilir. Doğrudan özel sektöre transferi olmayabilir, eğer bu konuda bir çekince hissediliyorsa. Bugüne kadar neden ihaleye çıkarılmadığını bir türlü anlayamıyoruz çünkü.

Önümüzdeki 3-4 yıl içinde 100 milyar dolarlık bir pastanın olduğunu düşünüyorum. Tabii ki devlet eğer motivasyonundan bir şeyler kaybetmediyse. Şu anda durağan bir dönem geçiriyoruz ama ümit ediyoruz ki 2008'in başından sonra özelleştirmeler anlamında ciddi bir hareketlenme olacaktır.”

Akın, bu 100 milyar dolarlık yatırım fırsatı kapsamında Ankara, İstanbul ve bazı büyük şehirlerdeki gaz dağıtımı, içme suyu ve baraj yatırımları, demiryolu yatırımları, liman projeleri, yatırımcı beklediğini düşündüğü GAP'taki 10 milyar dolarlık sulama projesi ve 7-8 milyar dolar büyüklüğündeki çevre projeleri bulunduğunu aktardı.

Kaynak:Referans Gazetesi

Editör: TE Bilişim