‘Goeben’i İçindekilerle Beraber Alırız’ 

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Çolak, Alman Dışişleri Bakanlığı Arşivi’nde yer alan belgeleri  paylaştı.

 Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’na girmesine neden olan savaş gemilerinden Goeben’i savaşın başlamasından 2 yıl önce satın almak istemiş. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Çolak, Alman Dışişleri Bakanlığı Arşivi’nde yer alan belgeleri  paylaştı Sadece Osmanlı Devleti’nin değil, Birinci Dünya Savaşı’nın kaderini değiştiren, Osmanlı donanmasına katıldıktan sonra Yavuz adını alan Goeben savaş gemisiyle ilgili çarpıcı iki belge ortaya çıktı.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Arşivi’nde yer alan belgelere göre, Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na girmesinde büyük rol oynanan Goeben savaş gemisi, Sadrazam Kamil Paşa tarafından Alman hükümetinden satın alınmak istenmiş. Hem de Birinci Dünya Savaşı’ndan 2 yıl önce.

Belgeleri gün yüzüne çıkaran Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Çolak, “Bu iki belge Osmanlı tarihinde önemli yer tutan Goeben savaş gemisi hakkında yeni bilgiler veriyor. Dönemin İstanbul’daki Almanya Büyükelçisi Freiherr von Wangenheim tarafından kaleme alınan belgeler, Almanya Dışişleri Bakanlığı Arşivi R 13316 No’lu defterinde kayıtlı” diyor.

Çolak, Goeben’in döneminin en donanımlı savaş gemilerinden biri olduğunu ise şöyle anlatıyor: “Winston Churchill 1923’te kaleme aldığı harp hatıralarında Goeben’den de bahsetmiş ve ‘Tarihte hiçbir geminin pusulası Goeben’inkinden daha büyük bir kıyıma, sefalete ve yıkıma doğru rota çizmemiştir’ diye yazmıştı. Sadrazam Kamil Paşa’ya göre ise Goeben tek başına Rusya’nın Karadeniz donanması ile baş edecek güçteydi.

’’ İLK BELGE ŞİFRELİ TELGRAF Peki belgelerde ne yazıyor?"

Prof. Çolak ilk belgenin şifreli bir telgraf olduğunu söylüyor. “Belli ki bu telgrafında Wangenheim, dışişleri bakanlığına acil olarak bilgi vermek istemiş. Belgede, ‘Sadrazam Kamil Paşa Goeben’in herhangi bir fiyata kendilerine satılması için benden, majesteleri Kayzer nezdinde aracılık etmemi rica etti. Ben de savaş (Balkan Savaşları) devam ettiği sürece, bu satış işleminin Almanya’nın tarafsızlığını bozacağını söyledim’ yazıyor.”

12 Aralık 1912 tarihi taşıyan ve Pera’dan gönderilen ikinci belge ise 2 sayfadan oluşuyor ve Osmanlı hükümetinin Goeben’i satın almak isteyişiyle ilgili daha detaylı bilgiler içeriyor. Prof. Çolak, “Mektupta yazılanlar Goeben’in 1912 sonbaharında Boğaz’da demirli olduğunu gösteriyor. Ayrıca belgede Sadrazam Kamil Paşa’nın espriyle karışık ‘Gemiyi personeli ile birlikte alırız’ dediği belirtiliyor. İlginç bir şekilde gemiyi personeli ile birlikte 2 yıl sonra aldık’’ diyor.

Alman mürettebata fes giydirildi

28 Mart 1911 tarihinde Alman donanmasının en güçlü savaş gemilerinden biri olarak denize indirilen Goeben, Breslau ile birlikte Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na girmesine neden oldu. Birinci Dünya Savaşı’nın ilk günlerinde, 10 Ağustos 1914’te İngiliz savaş gemilerinin takip ettiği Goeben, Çanakkale Boğazı’na ulaştı. Alman hükümetiyle İttihat ve Terakki yöneticileri arasında yaşanan pazarlıklar sonucu her iki geminin de İstanbul’a gelişine izin verildi. Bu durum Osmanlı Devleti’nin tarafsızlığını yitirmesi anlamına geliyordu.

Goeben ve Breslau’nun Çanakkale Boğazı’nı geçip İstanbul’a demirlemesi; Rusya, Fransa ve İngiltere’nin sert protestolarına neden oldu. Ancak Osmanlı hükümeti, gemileri 500 bin altın lira ödeyerek satın aldığını açıkladı.

16 Ağustos 1914’te Goeben, Yavuz; Breslau ise Midili adını alarak sancaklarına Türk bayrağı çekti. Goeben’in Alman mürettebatı başlarına fes taktı ve Midilli 9 gemiden oluşan donanma Karadeniz’e açıldı. 29 Ekim 1914 tarihinde Odesa, Sivastopol, Novorossisik ve Kefe limanları bombalandı. Bu durum, Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na girdiğinin ilanıydı.

‘Türk denizciler Goeben gibi karmaşık bir gemiyi kullanamaz’

İşte mektupta yazanlar: “30 Kasım’da Sadrazam Kamil Paşa’yı ziyaret ettiğimde, ani bir şekilde beni çalışma odasının penceresine götürdü ve büyükelçiliğimizin karşısında demirlemiş olan savaş gemimiz Goeben’i göstererek Fransızca, ‘Bu gemiyi bize satınız! O bütün Karadeniz Rus filosundan daha güçlüdür ve bize hemen Yunanlılar karşısında deniz üstünlüğü verecektir. Adaları geri alabiliriz ve aynı zamanda Pire’ye gidebiliriz. Bu durum şimdilik Almanya’nın, Türkiye’nin dostluğunu elde etmesi için bir fırsattır’ dedi.

‘Goeben’i içindekilerle beraber alırız’

Bunun üzerine ben de gülerek kendisine, ‘Savaş esnasında (Balkan Savaşları) bizim böyle bir gemiyi satmamız mümkün değildir. Ayrıca Türk denizcilerinin Goeben gibi büyük ve karmaşık bir mekanizmaya sahip olan savaş gemisini kullanabilmeleri ancak yıllarca sürebilecek bir eğitimin sonucu mümkün olabilecektir’ dedim.

Bunun üzerine Kamil Paşa espri ile ‘Gemiyi personeli ile birlikte alırız’ dedi.’’

Wangenheim mektubuna şöyle devam ediyor: “Duyduğuma göre, o günden beri Osmanlı devleti savaş gemisi alabilmek için el altından değişik devletlere müracaat etti. Hatta bir Güney Amerika ülkesine bile. Fakat hepsinde başarısız oldu. Osmanlı Devleti’nin bütün bu çabalarının altında, barış görüşmelerinden önce Yunanlılar karşısında denizde bir zafer kazanma arzusu yatmaktadır

. Onun için şu anda her ne pahasına olursa olsun, ihtiyaç duyduğu bir savaş gemisine sahip olmak istiyor. Dolayısıyla bizim tarafımız bu iki gemiyi satmaya biraz niyetli olsun, pazarlığın çok çabuk bir sürede biteceğine hiç şüphem yoktur. Ayrıca savaş bittikten sonra da Türkiye’ye savaş gemisi satılabileceğine hiç ihtimal vermiyorum.

’’ Tarihin Arka Odası’nda açıkladı"

Prof. Dr. Mustafa Çolak, geçen hafta Murat Bardakçı’nın hazırlayıp sunduğu ‘Tarihin Arka Odası’ programına katıldı. Osmanlı-Alman ilişkilerinin masaya yatırıldığı programda Prof. Çolak, Osmanlı hükümetinin Goeben savaş gemisini Birinci Dünya Savaşı’ndan 2 yıl önce satın almak istediğini dile getirmişti.

Editör: TE Bilişim