Galataport'ta yeniden ihaleye çıkılıyor 

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda konuşan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Galataport için 2010 yılında tekrar ihaleye çıkılacağını söyledi.

Yıldırım, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2010 yılı bütçesi üzerinde soru ve eleştirileri yanıtladı.

Çandarlı Limanı'nın yap-işlet-devret modeli ile yapılacağını ifade eden Yıldırım, bunun, 3 etapta tamamlanacağını söyledi. Yıldırım, Balıkesir-Dursunbey-Harmancık yolunun 2011'de tamamlanacağını kaydetti.

Konya-Cihanbeyli-Ankara kavşağının çok tartışıldığını, burada en az 5 kez inceleme yaptıklarını anlatan Yıldırım, buranın uluslararası standartlara uygun olduğunu, 23 kazanın 23'ünün de sürücü hatasından kaynaklandığını vurguladı.

Yıldırım, ''bölünmüş yolların, normal yolun yanına ilave yol eklenerek yapıldığı'' yönündeki eleştirilerinin doğru olmadığını, hakkaniyet taşımadığını ifade etti. Yıldırım, ''su böreği pişirir gibi'', alt-üst dolgu, kaplama yaparak, kademe kademe yolları tamamladıklarını anlatarak, trafik altında bu çalışmaların yapılmasının, işin zorluğunu oluşturduğunu belirtti.

Yol trafik levhalarından, kendisinin de şikayetçi olduğunu dile getiren Bakan Yıldırım, şehir içi ve şehir dışı trafik levhalarında ciddi sıkıntıların bulunduğunu kaydetti. Yıldırım, yol ayrımları, nihai varış noktaları, hangi yerleşim bölgelerinin öncelikli yer alacağına yönelik 2010'da kapsamlı bir proje yaptıracaklarını vurgulayarak, böylece sürücülerin ek bilgiye ihtiyaç duymadan, yol işaretleriyle varacağı yere ulaşacağını dile getirdi.

-''HUKUKİ SORUNLAR ÇÖZÜLDÜ''-

Bakan Yıldırım, AK Parti İstanbul Milletvekili Alaattin Büyükkaya'nın, ''Galataport'un, İstanbul'un önünü tıkayan bir karar olduğu, buranın atıl, çöplük vaziyette durduğuna'' yönelik sözlerini de değerlendirdi.

Geçmişte yaşanan bazı hukuki sıkıntılar nedeniyle Galataport'un yapılamadığını, bunun bir kayıp olduğunu belirten Yıldırım, ''Şu anda imar, hukuki sorunlarla ilgili konuların tamamı çözülmüş, Özelleştirme İdaresi, Maliye Bakanlığı vasıtasıyla yakın zamanda, herhalde 2010'da ihalesine çıkılacaktır'' dedi.

Yıldırım, demiryollarının herkes tarafından kullanılması gerektiğini vurgulayarak, bu çerçevede demiryolu altyapısı ve işletmesinin daha verimli olmasına yönelik yasal düzenlemenin Meclis gündemine geleceğini söyledi.

-''TALEPLER DEĞİŞMEDİ''-

Komisyondaki görüşmelerde, herkesin yol istediğine işaret eden Yıldırım, Cumhuriyetin kuruluşunda da Atatürk'ün, hep yol, su ve okul talebiyle karşılaştığını anlattı. Yıldırım, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana taleplerin değişmediğini belirterek, son 7 yılda eldeki imkanlarla, olağanüstü gayretlerle yol yaptıklarını, eksiklerinin olabileceğini, ancak art niyetin bulunmadığını söyledi.

Binali Yıldırım, kamu kaynaklarıyla projelerin bitirilemeyeceğini, bu nedenle alternatif yöntemleri geliştirmeleri gerektiğini vurgulayarak, ''Bunun için yap-işlet-devret, kamu-özel sektör ortaklığı, peşin yap taksitle al gibi yöntemler üzerinde çalışıyoruz'' diye konuştu.

Bölünmüş yollarda kazalarda artış olduğunu, ancak bunun yol standartlarının yükselmesi nedeniyle sürücü hatalarından kaynaklandığını vurgulayan Yıldırım, ölümlerde azalma görüldüğünü söyledi.

Trafik değerlerinin son 5 yılda yüzde 55 arttığına işaret eden Yıldırım, ''Dolayısıyla seyahat arttığı ve fazla yol yapıldığı için nispeten oransal olarak düşük olsa da kaza sayısının artması da bir anlamda doğaldır'' dedi.

DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, ''İstanbul'a 3. köprü önemli ama konuşmanızda pek değinmediniz. Bu konu gündemde değil mi?'' sorusu üzerine Yıldırım, projenin yakın vade hedefleri arasında olduğunu söyledi. Yıldırım, ''Güzergah çalışmasının ilgili belediye meclislerinden geçme süreci devam ediyor. Ondan sonra ihale çalışmalarına başlayacağız'' diye konuştu.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, yasadışı telefon dinlemelerini ''iğrenç bir iş'' olarak nitelendirdi. Bunun mutlaka giderilmesi gerektiğini belirten Yıldırım, Parlamentonun vatandaşları rahatlatacak bir çözümü bulacağını söyledi.

Bakanlık bütçesinin Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi sırasında eleştirileri yanıtlayan Yıldırım, telefon dinlemelerinin, keyfi, habersiz ve kanunsuz yapılmasının,  ne ahlaki, ne de hukuki bir iş olduğunu belirtti.

Yıldırım, ''Tamamen yanlıştır, iğrenç bir iştir. Bunu lanetle kınıyoruz. Böyle bir şey olmamalı. Ama oluyor mu? Oluyor. Bugün mü oluyor? Hayır. Türkiye'de mi oluyor? Hayır. Bütün dünyada oluyor. Çok geçmiş zamanlardan beri oluyor'' diye konuştu.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının (TİB) kuruluşuna kadar yasadışı dinlemelerin hiçbirisinin bir müeyyidesinin olmadığını, dinlemenin suç teşkil etmediğini, dinleme tutanaklarının ulu orta yayınladığını ve bunların şantaj amaçlı kullanıldığını ifade eden Yıldırım, TİB'in kuruluşuna imkan veren yasa ile ilk defa yasadışı dinlemelerin suç olarak tanımlandığını, elde edilen bilgilerin delil olarak kullanılamayacağının yasa hükmüne bağlandığını kaydetti.

Yıldırım, bu konuda yeni bir düzenleme yapmanın zaruret haline geldiğini, cezaların olabildiğince artırılması konusunda Adalet Bakanlığının çalışma başlattığını anımsattı.

-''TİB DİNLEME YAPAN KURULUŞ DEĞİL''-

''Siyasetten arınmış olarak konuştuğunu'' belirten Yıldırım, TİB'in dinleme yapan bir kuruluş olmadığını, kurumun emniyet, jandarma ve MİT'in dinleme taleplerinin mahkeme kararlarıyla yapılıp yapılmadığını denetlediğini, ortam dinlemelerinin görevleri arasında bulunmadığını anlattı.

Yıldırım, ''TİB'in faaliyete başladığı Temmuz 2006'dan itibaren telekomünikasyon yoluyla yasal olmayan hiçbir dinlemeye izin verilmemiştir'' dedi.

MİT, jandarma ve polisin yasada belirtilen çeşitli suçlar kapsamında dinleme yapabildiğini, TİB yokken her kuruluşun dinlemeyi kendi yapısı içinde gerçekleştirdiğini anlatan Yıldırım, daha önce bunun yasal olup olmadığını denetleyen bir mercinin de bulunmadığını söyledi.

Yıldırım, TİB'in, gelen dinleme taleplerini incelediğini, yasaya uygun olması durumunda dinleme için izin verdiğini, dinleme kayıtlarının tutulduğunu, ancak bunların TİB'in bilgisine kapalı olduğunu ifade etti. Yıldırım, ''Hiçbir şekilde TİB bunların içine girip bakma yetkisine sahip değildir. Eğer orada her hangi bir kişi yetkisini aşıp bunu yaparsa suç işlemiş olur'' diye konuştu.

-''BENİM GİBİ YÜZLERCE İNSAN MAĞDUR''-

Ulaştırma Bakanı Yıldırım, dinlemelerin, yasal olsun olmasın, yayınlandığını, yasal dinleme yapılırken iki kişi arasında geçen konuşmalarda kendisinin de bahsinin geçtiğini belirterek, ''Şimdi ne oluyor burada? Ben mağdur oluyorum, benim gibi yüzlerce binlerce insan mağdur oluyor'' dedi.

Dinmelerin savcı ve hakim kararı ile yapılabildiğini anımsatan Yıldırım, şöyle devam etti:

''Bizi de sizi de dinliyor olabilirler. Hakikaten bu hiçbir yere sığdıramayacağımız bir iştir. Gayri ahlaki, iğrenç bir şeydir. Bunun mutlaka giderilmesi lazım. Dinlemelerde, ilgilisi olmayan, özel hayatı ilgilendiren, tesadüfen orada adı sanı geçen insanların çarşaf çarşaf neşredilmesi, hakikaten incitici bir şeydir. Kişilik haklarını, özel hayatı fevkalade rahatsız eden bir iştir. Bunun önüne geçmek hepimizin boynunun borcudur. Bizim bir korku imparatorluğu oluşturmak istediğimiz gibi yaklaşımlar çok insafla bağdaşmamaktadır. Böyle bir konu alsa mevcut değildir. Bu konu yeni yasa geldiğinde enine boyuna Mecliste tartışılmalı. Kamu vicdanını rahatsız etmeyecek, vatandaşlarımızı rahatlatacak bir çözümü parlamento bulacaktır. Buna inanıyorum.''

Yıldırım'ın konuşmasının ardından, Ulaştırma Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Denizcilik Müsteşarlığı ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün bütçeleri kabul edildi.(aa)

Editör: TE Bilişim