Gemi İnşa Mühendisi Fatih Yılmaz’ın “Türk Gemi İnşa Sanayisi İçin Krizi Fırsata Dönüştürme Stratejileri” başlıklı makalesi, askeri sahada ve savunma sanayisinde saygın bir yere sahip olan Military Science & Intelligence/MSI adlı derginin Mayıs 2011/67. sayısında yayımlandı.

Genel Yayın Yönetmeliğini Ümit Bayraktar’ın yaptığı MSI dergisinin Yayın Kurulu, yedisi Profesör olmak üzere, dokuz akademisyenden oluşuyor.

MSI dergisinde yayımlanan makalesinde “Türk Gemi İnşa Sanayisi İçin Modernizasyon ve Üç Eksenli Kalkınma Modeli” olarak adlandırdığı kalkınma modelin detaylarını da açıklayan Fatih Yılmaz, makalesinin sonuç kısmında ise, özellikle Türk gemi inşa sanayisi ve denizcilik sektörü açısından küresel krizi fırsata dönüştürmeye yönelik önerilerini şöyle özetliyor:

Türk gemi inşa sanayi, kimyasal tanker ve konteyner gemisi inşaatında edindiği uzmanlık ile birlikte, LPG, LNG, Ro-Ro, Ro-Pax, Yolcu Gemisi vb. gibi yüksek katma değerli gemilerin inşaatına yönelerek küresel bir rekabet avantajı sağlayabilir. Yüksek katma değerli gemi inşa stratejisi şu anda Hırvatistan tarafından bile uygulanmaktadır.

Dünya deniz ticaret filosunun büyük tonajlı gemiler (Panamax+) segmentinin 5’er yıllık periyotlarla ihtiyaç duyduğu özel (special/renewal) sörveyler göz önüne alınarak hazırlanan projeksiyonlara göre; özellikle 2011-2014 yılları arasında küresel gemi bakım-onarım talebinin artacağını öngörülmekte olup, Japonya, Singapur, Çin ve Batı Avrupa tersaneleri karşısında Türk tersaneleri, özellikle Akdeniz çanağında, Ege ve Karadeniz’de faaliyet gösteren gemilerin bakım-onarımına odaklanmalıdır.

Türk tersaneleri, sahip oldukları imkân ve kabiliyetleri dikkate alarak ve en azından belli bir süre için deniz projelerinin yanı sıra (köprü sistemleri, kazanlar, petrol ve gaz hattı boruları, batırma tüpleri vb. gibi) endüstriyel projelere de yönelebilmelidir. Buna engel teşkil eden mevzuat hükümleri ortadan kaldırılmalıdır. Örneğin; üçüncü köprü ve asma köprü projelerine Türk tersaneleri de imkânları ölçüsünde katkı sağlayabilmelidir.

Türk koster filosu yenilenirken başta gemi ana tahrik ve seyrüsefer sistemleri olmak üzere belli başlı gemi teçhizatının yurt içinde üretilmesi de sağlanmalı; Türk koster filosunun yenilenmesi projesi, özellikle gemi ana ve yardımcı makineleri ile seyrüsefer sistemlerinin yurt içinde üretilmesine yönelik stratejik bir fırsat olarak görülmelidir.      

Türk gemi inşa sanayinde işgücü verimliliğini arttırmak için; çelik işçiliğine yönelik daimi kadrolar oluşturulmalı; kurumsal bir çatı altında sosyal yaşam ve yaşam boyu eğitim modeli (Kaizen) uygulanmalıdır. Tıpkı 2005 yılında “Gemi Acenteleri Hakkında Yönetmelik” ile gemi acenteciliği yapan firmalar için yapıldığı gibi, tersanelerde faaliyet gösteren taşeron firmaların gemi inşa ve bakım-onarım faaliyetleri açısından yeterlik şartlarını ve hizmet esaslarını belirleyen yazılı bir mevzuat olmalıdır.

Gerek milli ekonomi gerekse AB ve IMO platformlarında yaşanan bazı gelişmeler, Türkiye’de, çok ivedi bir şekilde, gemi tahrik sistemi üretiminin yeniden başlatılmasını zorunlu kılmaktadır. Bunun için Pendik Motor Fabrikası veya TÜLOMSAŞ Motor Fabrikası ülkemizin iki önemli potansiyeli olarak karşımızda durmaktadır. En azından Pendik Motor Fabrikası’nın içerisinde atıl durumda bekleyen tezgâh ve teçhizat Türk gemi inşa sanayinin hizmetine kazandırılmalıdır. Yalova’da kurulmaya çalışılan Gemi İnşa İhtisas OSB böyle bir yatırıma ev sahipliği yapabileceği gibi, TÜLOMSAŞ Motor Fabrikası’nın imkânları geliştirilmek suretiyle de aynı amaca kısa yoldan ulaşılabilir.

Fatih Yılmaz’ın Türk Gemi İnşa Sanayisi İçin Önerdiği
Modernizasyon ve Üç Eksenli Kalkınma Modeli

Makaleye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

http://www.denizhaber.com/index.php?id=30&sayfa=yazar&-fatih-yilmaz.html

Editör: TE Bilişim