Dünya VTS'i Çehreli'ye Emanet

Dünya VTS'i Çehreli'ye Emanet

Deniz Seyir Yardımcıları ve Fener Otoriteleri Birliği’nin (IALA) en önemli komitelerinden VTS Komitesi’nin başkanlığına bir Türk seçildi geçtiğimiz günlerde. Necip Türk basınımız, yine sıradan bir olaymışçasına 3 maymun konumunda kalmayı tercih etti. Tabi, Türkiye’nin tek haftalık denizcilik-lojistik gazetesi Perşembe Rotası’nın dışında. Tuncay Çehreli’nin başkanlığına getirildiği IALA VTS Komitesi 1980 yılında kurulmuş ve bugüne kadar ikisi Hollandalı, diğeri de ABD’li 3 başkan tarafından yönetilmiş. Dördüncü kişi de Türkiye’den Kaptan Tuncay Çehreli oluyor.

Dünya denizciliğine yön veren kuruluşlarda aktif olarak yer almanın önemini bakın nasıl açıklıyor IALA’nın VTS Komitesi Başkanı Kaptan Tuncay Çehreli: “Üye ülkeler IALA kriterlerine uyarlar. Biz de yapılanmamızı IALA kriterlerine göre yaptık. IALA, IMO gibi kardeş kuruluşlardan gelen taleplerle ilgili değerlendirmeler de yapıyor. Örneğin, 2004 yılında Rusya, IMO’nun MSC komitesine bir kağıt verdi. Burada özetle, Türk boğazlarına kurulan VTS için yetersiz, operatörler iyi eğitilmemiş gibi olumsuz ve asılsız isnatlarda bulunuluyordu. Türkiye, o dönemde yine kağıt yoluyla IMO nezdinde yanıt verdi. Fakat, IMO konunun uzmanı olmadığı için iki tarafın durumunu değerlendirmesi için konuyu IALA’ya getirdi. Çünkü, IALA uzman bir kuruluş. O dönemde ben de hem IMO, hem de IALA toplantısına katılmıştım. O kağıdın bizim önümüze geleceğini öğrendikten sonra gerekli çalışmaları yaptık. Bir sunum yaparak, durumu anlattık. Neticede, IALA Türk boğazlarındaki VTS’in uluslararası norm ve kurallara göre çalışan bir VTS olduğuna hükmetti. Bu dönemden sonra böyle söylemler gündemden kalktı. IMO’da konuyu takip etmemiz, gerekse de IALA’da hazır bulunmamız çok önemliydi. Eğer orada olmasaydık, konu çok farklı şekillerde ele alınırdı. Bizim orada bulunmamız durumun manipüle edilmesini önledi. Şu anda çalışmalarına katıldığımız o komitenin başındayım. Yani artık mutfakta olmanın yanı sıra, mutfağın şefi konumuna geldik. Bu, öncelikle Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, Denizcilik İdaresi, Ulaştırma Bakanlığı ve Türkiye açısından önemli bir gelişmedir. Türkiye, denizcilikte çok büyük bir potansiyele sahip. İnsan kaynaklarımız da oldukça iyi bir durumda. Artık, bu tür yerleri kendimize hedef alıp, komiteler içinde aktör olmak yerine başkanlıkları için uğraşmalıyız. Bölge liderliğine ulaşmanın yolu da bu politikadan geçer.”