"Mersin'in Denizciliğimizdeki Yeri" Değerlendirildi
Mersin Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, Mersin'in, Doğu Akdeniz'de denizin nimetlerinden yeterince faydalanamadığını belirterek, "Bu kapsamda Mersin ve çevresinde, deniz turizminin geliştirilmesi, gemi inşa ve onarım tesisleri açılması, liman işletmelerinin çeşitlendirilerek modernizasyonu, su ürünleri istihsali, gemi malzemesi ve yan sanayi imalatçılarının bölgemize çekilmesi, denizcilik eğitim kurumlarının açılması ve denizciliğimizin sevdirilmesi gerekmektedir" dedi.

Lokmanoğlu, yaptığı açıklamada, Mersin'in denizcilik ve lojistik sektöründeki yerini değerlendirdi. Denizciliğin, dünya ekonomisi içindeki öneminin yanı sıra stratejik öneme sahip dev bir endüstri sektörü olduğuna dikkat çeken Lokmanoğlu, "Günümüzde, ülkelerarası yılda 8 milyar tonu aşkın dünya yükünün yüz 90'ı, petrolün ise yüzde 95'i denizyolu ile taşınmaktadır. Ülkemiz dış taşımalarının da yüzde 86.3'ü denizyolu ile yapılmaktadır. Mersin, 2 yüzyıl öncesinde denizyolu taşımacılığı tesisi yani limanı nedeniyle kısa sürede büyüyen bir sahil kenti olmuştur.
Günümüzde lojistiğin en temel ve önemli unsuru olan ulaşım, diğer bir deyişle taşımacılık, dünya ekonomisinin can damarı durumuna gelmiştir. Kombine taşımacılığın büyük kısmını oluşturan denizyolu taşımacılığı lojistik zincirinin en önemli baklasını oluşturmaktadır" diye konuştu.Lojistik faaliyetlerin amacının, doğru ürünleri ve hizmetleri doğru miktarlarda, doğru yerde, doğru zamanda ve en az maliyetle mevcut bulundurmak olduğunu vurgulayan Lokmanoğlu, "Bu amaçla, 3 yılı aşkın süredir çalışmakta olan Mersin Lojistik Platformu, 'Mersin Lojistik Master Planı'nı tamamlamış ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından da desteklenen 'Mersin Lojistik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nin kurulması yönündeki çalışmalar hız kazanmıştır.

Kentimiz; karayolu, demiryolu, denizyolu, havayolu bağlantılarının bulunduğu her tip terminale, her tip malın depo, stok, aktarma olanağına sahip, bakım, onarım, ambalajlama, etiketleme faaliyetlerinin yürütüleceği, her tip araç parkına imkan veren tesisleri, ilgili kamu kurumları, banka, alışveriş ve sosyal tesisler gibi ihtiyaç duyulan her üniteyi bünyesinde barındıran en az 3 bin dönümlük bir ya da birkaç araziye yayılmış 'Lojistik Merkez' hedefinde hızla ilerlemektedir" şeklinde konuştu.

Açıklamasında Mersin Limanı'na da değinen Cihat Lokmanoğlu, toplam rıhtım uzunluğu, liman alanı, maksimum derinlik, işçi sayısı, gemi kabul ve konteyner stoklama kapasitesi ile Mersin Limanı'nın, Türkiye'nin en büyük limanı konumunda olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti; "Bu özellikleriyle Mersin Limanı, yalnızca Türkiye ve Ortadoğu için değil Avrupa Birliği için de önemli bir limandır. Mersin, Avrupa Birliği'nin 2007-2013 döneminde ulaşım ağı projelerinin en önemli ayağı olan 'Deniz Otobanları-Motorways of The Sea' projesine Türkiye'den dahil edilen iki limandan biridir.
Bunun yanı sıra, Avrupa Birliği'nin benimsediği TRACECA projesine Türkiye'nin 2002 yılında dahil olmasıyla birlikte temelleri atılan Tiflis-Kars demiryolu hattının Akdeniz'e açılan kapıları Mersin ve İskenderun limanları olacaktır. Bilindiği üzere Mersin Limanı, 11 Mayıs 2007 tarihinde 36 yıl kullanma hakkı devri yöntemi ile özelleştirilmiş, işletmesi de TCDD Genel Müdürlüğü'nden Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş.'ye geçmiştir.
Mersin Limanı'nda yılda 4 bin civarında gemi yükleme boşaltma yapmakta, yaklaşık 20 milyon ton kargo hacmi ve 850 bin TEU civarında konteyner hareketi mevcuttur. 2009 dönemi yük trafiği 2008'e oranla krize rağmen yaklaşık yüzde 7.88 artışla gerçekleşmiştir."

Lokmanoğlu ayrıca, 500 yat kapasiteli Mersin Marinası'nın üstyapı inşa süreci sonrası hizmete başlaması ile Mersin bölgesi ve Doğu Akdeniz'de yat turizminin 2-3 yıl içinde gelişeceğini de belirtti. Eski SEKA Limanı'nın ne yazık ki artık marina olarak hizmet verme yolunda olduğunu da dile getiren Lokmanoğlu, halen çalışmakta olan ticari bir limanı marinaya çevirmenin bilimsel ve ekonomik açıdan izahının bulunmadığını söyledi.

YENİ KONTEYNER LİMANI
Türkiye'nin dünyaya açılan deniz kapılarından Mersin'e, artan yük trafiğini karşılamak üzere yeni bir konteyner limanı yapılmasının planlandığını ve 'Mersin Konteyner Limanı' adı altındaki projenin, Ulaştırma Bakanlığı Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları (DLH) İnşaatı Genel Müdürlüğü tarafından yatırım programına alındığını hatırlatan Lokmanoğlu, "Özelleştirilen Mersin Limanı'nın gelecekte bölgedeki hareketlilik karşısında yetersiz kalacağı düşüncesiyle yola çıkılan 355 milyon 200 bin euro tahmini bedelli proje hayata geçtiğinde, doğrudan 3 bin kişiye istihdam sağlanacağı belirtilmektedir.
Mersin Konteyner Limanı, 394 hektarlık deniz alanında inşa edilecektir. Liman bünyesinde konteyner depolama alanları, yükleme-boşaltma operasyonları için gerekli makine ve ekipmanlar, idari ve sosyal tesisler, atık kabul tesisi, bakım onarım alanları yer alacaktır. Mersin Konteyner Limanı'nın işletmeye geçiş sürecinin 5 aşamada tamamlanması planlanmaktadır.
Projenin ilk etapta kapasitesinin 1,7 ile 1,9 milyon TEU arasında olması hedeflenmiş, tüm etapların inşaatının tamamlanmasıyla birlikte 10,3 ile 11,4 milyon TEU arasında kapasiteye ulaşacağı ve 350 metre uzunluğunda 60 bin DWT'lik büyük gemiler de dahil olmak üzere yılda ortalama 8 bin geminin limanı kullanması beklenmektedir" dedi.

DENİZCİLİK EĞİTİMİ

Her sektörde olduğu gibi denizcilikte de kalitenin en temel göstergesinin eğitim olacağına işaret eden Mersin DTO Başkanı Cihat Lokmanoğlu, "Bir deniz kenti olan Mersin'in denizci kent olmasında eğitim önceliğinin tartışılmayacağı kesindir. Bu kapsamda yeterli olmasa da Mersin'de denizcilik eğitimi veren örgün ve yaygın eğitim kurumları mevcuttur" ifadelerini kullandı.

MERSİN-AVRUPA RO-RO ÇALIŞMALARI

Ülkemizde yıllardır karayoluna verilen önem ve önceliğin, deniz taşımacılığının geri planda kalmasına neden olduğunu ifade eden Lokmanoğlu, şöyle devam etti; "Avrupa ülkelerinin toplamı kadar TIR filomuzun olması nedeniyle Avrupa'ya yönelik ihracatta TIR'lara ağırlık verilmiş, zaman içinde bu hat, kombine taşımacılığa yönelmiş, ülkemiz ile Adriyatik limanları arasında Ro-Ro-taşımacılığının yanında Ro-La sistemleri de devreye girmiştir.
Ülkemizden Ro-Ro ile Avrupa yönüne giden-gelen TIR'lar İstanbul (Tuzla), Çanakkale (Kepez) ve İzmir (Çeşme) limanlarını kullanmaktadırlar. Ancak halen Mersin Limanı'nın hinterlandında bulunan iller veya doğu ülkelerinden gelen transit TIR'ların ülkemizin batısındaki Ro-Ro terminallerine gitmeden Mersin'den Kuzey Adriyatik limanlarına denizyolu ile geçişlerini sağlamak üzere Mersin Deniz Ticaret Odası önderliğinde bir şirket kurularak seferlere başlanması yönünde çalışmalar yapılmış, ancak neticelenememiştir.
Bu ihtiyaçtan hareketle, UN Ro-Ro şirketi, 4 Nisan 2009 tarihinde haftada karşılıklı bir sefer olmak üzere başlattığı Mersin-Trieste Ro-Ro seferlerini iki sefere çıkarmış ve başarı ile sürdürmektedir."
Açıklamasının sonunda Mersin'in, Doğu Akdeniz'de denizin nimetlerinden yeterince faydalanamadığına vurgu yapan Lokmanoğlu, "Bu kapsamda Mersin ve çevresinde, deniz turizminin geliştirilmesi (kruvaziyer gemiler dahil), gemi inşa ve onarım tesisleri açılması, liman işletmelerinin çeşitlendirilerek modernizasyonu, su ürünleri istihsali, gemi malzemesi ve yan sanayi imalatçılarının bölgemize çekilmesi, denizcilik eğitim kurumlarının açılması ve denizciliğimizin sevdirilmesi gerekmektedir.
Marmara Bölgesinde yoğunlaşan denizciliğin bölgemize yönlendirilmesi, marinaların süratle modern yapıları ile işletmeye açılması, ülkemizde ve Doğu Akdeniz'de denizciliğe ivme ve yeni heyecan kazandıracaktır. Mersin bir deniz kentidir ve denizci bir kent olmak zorundadır. Amacımız, Mersin'i denizciliğin her sektörü ile tanıştırarak limanımızı 'ana liman', kentimizi ise 'ana lojistik üssü' yapmaktır" dedi.
Editör: TE Bilişim