Güntay Şimşek/Habertürk Gazetesi

Krizde tartışmalı iflaslar

Ekonomik krizin genelde toplumun her kesimini etkilediği, maddi sınırları aşarak manevi cephede de tahribata yol açtığını görüyoruz. Cinnetler, toplu katliamlar, emniyetin güçlerini hesap edemediği olaylar, tuhaf trafik kazaları, usulsüzlük ve her türlü yolsuzluğun artmasında da küresel krizin etkisini aramak gerekir.

Hatta toplumda çok saygın bilinen insanların adab-ı muaşaret kurallarını ihlal ederek kabalaşmasında da ekonomik göstergelerin negatif izlerini aramak gerekir. Önceki gün Habertürk TV’ye gelen iki konuk arasında ilginç bir diyalog bunu gösteriyor. Bir üniversitenin rektörü, konukları ağırladığımız odada, şair/yazar Bejan Matur’u oturduğu yerden, ‘orda ben oturuyordum’ diyerek, kaldırıyor. Bir bayana böyle bir uygulamayı reva gören bir bay rektörün durumunu, ancak ekonomik krizin psikolojimizi bozması olarak izah getirebildim. Bejan Matur’a da böyle izah etmeye çalıştım.

Benzeri tabloyu iş dünyasında da görüyoruz. Normal dönemlerde işlerini iyi yönetemeyenler krizi bahane ederek kepenkleri kapatmak istiyor. Hâlbuki zaten o şirketin yaşadıklarına baktığınızda, ona kötü yönetimi layık görenlerin çoktan acı sona hazır olmaları gerektiğini de anlıyorsunuz. Tıpkı bizim denizcilik sektörünün Tuzla tersanelerinde yaşattıkları gibi. 

Denizcilik Sektöründe İflas Manzaraları

İnsanı hayatı hiçe sayan ölümlü iş kazalarıyla denizciler, tersaneler gündeme gelmişdi. Krizle birlikte ise iflaslar ve iş kayıplarıyla gündemdeler. Ortada somut bir örnek var; Torlak ailesini sahip olduğu Torgem Gemi. Hikâyeyi Para Dergisi’nde Haber Müdürü eski mesai arkadaşım İdriz Çokal kaleme almış. Haberin öncesini de bildiğimde merakla neticeyi bekledim.

Torgem Gemi, İstanbul Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne iflasının ertelenmesi talebiyle müracaat etmiş. Mahkemeden tedbir kararı aldırılmış. 25 Haziran’daki ilk duruşmada iflasın ertelenmesi talebi reddedilirse, Türkiye’nin en büyük gemilerini inşa eden Torgem Gemi iflas edecek. Buraya kadar olanlar durum tespitinden ibaret. İyi güzel de iş bu noktaya neden ve nasıl gelmiş?

Daha önce Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) başkanlığını yapan, hali hazırda ise aynı kurumun Yüksek İstişare Başkanı olan Torgem Gemi Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Torlak gelişmeleri şöyle izah ediyor; 

 ‘2008’in Temmuz ayına kadar işler yolundaydı. TCDD, Tatvan feribot ihalesi açmıştı. İlk ihale Temmuz 2006’ açılmıştı. Ve bu ikinci ihaleydi. İşin içinde inşaat olduğu için Nursoy İnşaat ile birlikte 60,5 milyon euro bedelle ihaleyi aldık. 2006’da keşif bedeli 99 milyon TL’diydi. İkinci ihalede bizim verdiğimiz fiyat ise 116 milyon TL’ye denk geliyordu. Buna rağmen ihale bir türlü onaylanmadı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a birkaç kez konuyu açtım. Sonunda ‘hesap mı soruyorsun’ diye cevap verdi ve aramız gerildi.’

26 Ocak 2009’da ihale çeşitli sebeplerden iptal edilmiş. Bu sebepten Torgem Gemi iflasın eşiğine gelmiş. Açıkçası yukarıda Kenan Torlak’ın anlattıklarıyla iflas süreci arasında ben bir bağlantı kuramadım. Tuzla’daki tersanenin durumuyla Tatvan arasında nasıl bir irtibat kurduğunu da çözemedim. Torlak’ın ‘Bizi TCDD ihalesi batırdı’ mealindeki sözlerine de anlam veremedim. Bakalım adli makamlar nasıl bir irtibat kuracak, ne anlam verecek?

Deniz Kültürü olmayınca gelişmede…

Sıkıntılı günler geçiren denizcilik sektörünün geleceği de ayrı bir tartışma konusu. Deniz kültüründen yoksun bir denizcilik sektörünün bu haliyle fazla yol alması zor görünüyor. Bir yerden itibaren toparlanması gerekir. Ama denizcilerin sadece devlete dayanarak, keşif bedelleri üzerinden hesap yaparak, ihaleler kotararak fazla yol alamayacakları ortada. İhaleler olmayınca batmayıp ayakta durabilecek, kurumsallığı olan şirketlere ihtiyaç var.

Deniz Kültürü ve Haber-Yorum Dergisi Vira’ya benzer serzenişlerimi içeren bir röportaj verdim. Vira’nın sahibi ve yayın yönetmeni Hakkı Şen ile yaptığım söyleşide, özellikle bu konuların altını çizdim. Ancak, denizcilik sektörü aksakallılarının da geldiğimiz noktayı görmeleri, bilmeleri ve buna değerlendirme yapmaları kaçınılmaz. 

Ayrıca Kenan Torlak’ın anlattığı hikâyenin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım cephesini de bilmemiz lazım. Hatta daha detay için TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman’a kulak vermek gerekir. Ama eminim, Tatvan’daki ihale iptalleri Tuzla’daki tersaneleri batırmaz. Hele 14 milyon borcu olduğu belirtilen Torgem’i hiç batırmaz.

Son söz; Denizcilik sektöründen gelen negatif haberler, bu kadarla sınırlı değil. Galiba şirket birleşmelerinin, iflasların, yabancılara satışların olacağı günleri de göreceğiz…
 
 

Editör: TE Bilişim