Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans öğrencisi Tuğçe Yur ve Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Selçuk NAS tarafından gerçekleştirilen “Denizci Eşlerinin Yaşam Mücadelesi Üzerine Nitel Bir Çalışma” konferans sırasında büyük bir ilgi ile dinlenildi.

Araştırmacılar, çalışmanın uluslararası bilim literatürü açısından bir ilk olduğunu, denizcilerin aileleri ile ilgili bu güne dek benzer araştırmaya rastlanılmadığını ve çalışmanın bu yönüyle keşfedici bir araştırma olduğunu ifade ettiler.

Çalışmada, denizcilerin seferde olduğu sırada denizci eşlerinin en yakın destekçilerinin kendi ailelerinin olduğu, bu süreçte eşlerinin ailesi için her türlü fedakârlığa hazır olduğu, bu fedakârlıkların başında, eşlerin çalışma hayatından vazgeçerek babanın yokluğunu hissettirmemek için tüm vakitlerini çocuklarına ve ailelerine ayırdıkları, ikinci bir çocuk yapma düşüncesinin tek başına karada kalan eşte kaygılara neden olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca hayat mücadelesinde çoğu zaman yalnız başına kalan eşin belirli bir süre sonra denizcinin denizi bırakarak eve dönmesini talep ettiği fakat bu tercihi yine de denizcilere bıraktığı tespit edilmiştir. Araştırmada önemli bir sonuç olarak, çocuk sahibi olan denizcilerin, çocuklarına duydukları özlemin ve hasretlerin denizi bırakmalarında önemli bir etken olduğu tespit edilmiştir.

Çalışmada, birçok denizci ulusun, denizci eşlerinin vermiş olduğu hayat mücadelesinin yüceliğine, kutsallığına ve değerine olan saygılarını, onları ölümsüzleştirdikleri bir heykel ile abideleştirdiği belirtilerek, Türkiye’de de denizci eş ve çocuklarının vermiş olduğu hayat mücadelesinin yüceliğini, kutsallığını ve değerini sembolize eden anıtların yapılması önerilmiş, bu görevin de Türkiye’de profesyonel denizcilerin tek meslek odası olan Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası’na ait olduğu belirtilmiştir.

Araştırma ile ilgili olarak Dr. Selçuk NAS, bu zamana kadar deniz ulaştırma sektörünün ekonomik ve teknik problemlerinin gölgesinde kalan ve hatta çoğu zaman unutulan denizcilerin sosyal çevresi bu ve bunun gibi çalışmalarla aydınlatılmaya başlandığını belirtmiştir. Ayrıca geminin limandan avara etmesi, denizci için yeni bir seferin başlangıcı olurken arakada kalan eş ve çocuklar için de yeni bir hayat mücadelesinin başlangıcı olduğunu ifade etmiştir. Denizciyi tek boyutlu nesnel bir yapı olarak görerek, sadece yüksek maaş, prim ve ikramiyeler ile denizde tutulamayacağının anlaşılması gereken zamanın geldiği, günümüz denizciliğinin insan kaynakları konusunda yaşanan sıkıntılarının, tek boyutlu önlemler ile ortadan kaldırılmayacağı, denizciliğin sosyal yönünün de diğer faktörler kadar önemli olduğuna işaret etmiştir.

“Denizci Eşlerinin Yaşam Mücadelesi Üzerine Nitel Bir Çalışma” isimli araştırmanın tam metnine kongre bildiri kitapçığından ulaşılabilmektedir.

 

Ukrayna Odessa’da “Denizci Eşi”

 

Norveç Tjome’de “Denizci Eşi”

 

İsveç Göteburg’da “Denizci Eşi”

 

Amerika Birleşik Devletleri Fialgo Adası’nda “Fener Taşıyan Kadın”

 

İtalya Trieste’de “Limanda Eşlerini Bekleyen Kadınlar”

 

İrlanda Sligo’da “Karada Bekleyiş”

 

Yunanistan Glaxidi’de “Gemiadamı Eşi Uluslararası Anıtı”.


 

Editör: TE Bilişim