12 Haziran seçimlerine 1.5 ay kala Başbakan tarafından açıklanan ancak tam yeri, hangi kadro tarafından hazırlandığı, üzerinde ne kadar süredir çalışıldığı, maliyeti ve diğer ayrıntıları bilinmeyen çılgın proje, çıldırttı.

Karadeniz’den Marmara’ya kanal açılarak İstanbul’a ‘duble Boğaz’ kazandırılması planına çok sayıda sahip çıktı. Ayrıntıları netleşmeden Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacağı ve yerli yabancı çok sayıda talibinin olduğu ilan edilen ‘proje’ye tepki yağdı. Çevreci sivil toplum örgütleri genel olarak doğaya bu derecede büyük oranda müdahalenin zararlarına dikkat çekiyor. Akademisyenler ise balıkçılıktan ormancılığa, taşımacılıktan su kaynaklarına pek çok alanı ilgilendiren ‘proje’nin ayrıntıları netleşmeden net bir görüş bildirilemeyeceğini vurguluyor.

‘Türler tehlikeye girer’
Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Uygar Özesmi: Bu proje Birleşik Arap Emirlikleri’nin ada kurma-kanal açma gibi projelerini anımsatıyor. Ama BAE bugün dünyada kişi başına en çok kirlilik yaratan ülke. Böyle kanallar açmak için gereksiz yere inanılmaz bir enerji harcanacak. Çimentosu, kumu için doğal alanlar tahrip edilecek.

‘İklim bile değişir’
Yeşiller Partisi Eşsözcüsü Ümit Şahin: Bence bu çılgın proje falan değil, tam anlamıyla delilik. Doğaya ve coğrafyaya yönelik bu kadar büyük çaplı müdahalelerin bedeli ağır olur. Hiçbir ekoksistem bu kadar ani ve büyük bir müdahaleyle başa çıkamaz. Sözü edilen bu projeyle İstanbul’un yerel iklimi bile değişecek.

İÜ Orman Fakültesi öğretim üyesi Adil Çalışkan: Kanalın etrafında ister istemez bir yerleşim oluşacak. Oradaki ormanlık alanlar zarar görecek.

‘Petrol için değer mi?’
İÜ Orman Fakültesi öğretim üyesi Ünal Asan: Ne kadar etkisi olacağına nereden geçeceğine bağlı. Ama bu proje dünya durdukça duracak. Petrol tankerleri açısından doğru bir proje ancak 50 yıl sonra petrolün bu kadar değerli olacağı ne malum?

İÜ Su Ürünleri Fakültesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Ahsen Yüksek: Araştırma yapmadan konuşmak son derece sakıncalı. Karadeniz ile Marmara zaten boğazla birleşmiş. Türk boğazları sistemi olmasaydı Karadeniz bugün tatlı su özelliği gösteren bir göl olacaktı.

Bu birleşim doğal olarak var. Ancak insan tarafından böyle bir birleştirilme doğru mu yanlış mı bunun araştırılması lazım. En azından İstanbul Boğazı’ndaki gemi trafik yükünün azalması güzel bir etki.

Ancak proje sonrasında fiziki boyutta neler değişecek bilmiyoruz. Derinlik önemli, projenin detayı olmadan bir şeyler söylemek mümkün değil. Planlanan mühendislik ortaya konulacak. Düşünülen kanalın derinliği genişliği akıntı hızını etkileyecek. Kanaldan günde ne kadar su akacak ve ne kadar hızda akacak? Gemi trafiği azalırsa balık göçleri açısından güzel bir şey.”

Editör: TE Bilişim