Gemi Atık Takip Sistemi (GATS) adı verilen bu uygulamayla, büyük gemilerin arıklarının sanal ortamda kontrol altına alınması hedefleniyor. Sistem şöyle işleyecek: "Gemilerin internet üzerinden yaptığı bildirimler limanların sistemine düşecek. İşlenen bu bilgi doğrultusunda o gemideki atıklar alınarak bertaraf edilecek. Ayrıca, evrak prosedürü de ortadan kalkmış olacak." Çevre ve Orman Bakanlığı Deniz ve Kıyı Yönetimi Daire Başkanlığı tarafından Muğla'nın Fethiye ilçesinde 'Deniz ve Kıyı Temizlik Aktiviteleri' gerçekleştiriliyor. Etkinlikler kapsamında, Çevre ve Orman Bakanlığı Deniz ve Kıyı Yönetimi Daire Başkanı Afire Sever ve Denizcilik Faaliyetleri Çevresel Yönetimi Şube Müdürü İbrahim Özdemir, Fethiye'de deniz kirliliğiyle ilgili denizcilere bilgi verdi. Bakanlığın, deniz kirliliğine karşı hazırladığı yeni projeyi anlatan Afire Sever, yeni uygulamayla büyük gemilerin atıkları sanal ortamdan takip edilebileceklerini belirtti. GATS adı verilen projenin, 1 ay soma faaliyete geçeceğini ifade eden Sever, böylece bütün gemilerin internet üzerinden, ne kadar atık taşıdığının ve nereye boşaltacağının bildiriminin yapılacağını kaydetti. Sever, "Gemilerin internet üzerinden yaptığı bu bildirimler limanların sistemine düşecek. İşlenen bu bilgi doğrultusunda o gemideki atıklar alınarak bertaraf edilecek. Bu şekilde halen devam eden evrak prosedürü ortadan kalkmış olacak. Ayrıca, denizlerin kirlenmesini önlemek amacıyla sistem ayrıca önem taşıyor. Bu şekilde gemilerdeki atıkların alınması, taşınması ve bertaraf edilmesi daha kolay yapılmakla birlikte sanal ortamdan izlenebilecek. Sistem için alt yapımız hazır. Bakanlık tarafından genelge çıkar çıkmaz uygulamaya başlayacağız." şeklinde konuştu.

MAVİ KARTSIZLARA CEZAİ İŞLEM

Denizcilik Faaliyetleri Çevresel Yönetimi Şube Müdürü İbrahim Özdemir de marina temsilcileri ve tekne işletmecilerine 'Mavi Kart' sistemi hakkında bilgilendirme yaptı. Özdemir, pilot bölge seçilen Muğla'da uygulanan 'Mavi Kart' sisteminin küçük gemiler ve yatları kapsadığını anlattı. Mavi Kart'ın amacının, yat ve teknelerdeki sintine, pis su ve çöplerin denize boşaltılmasını önlemek olduğunu ifade eden Özdemir, sistemin ilk etapta ücretsiz olarak dağıtılan çipli kartlarla çalıştığını açıkladı.

MARMARA DENİZİ'NDE KİRLİLİK ARTIYOR

Türkiye Doğa ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Başkanı Murat Demir, Marmara Bölgesi'nde nüfus ve sanayi yoğunhından kaynaklanan evsel atıkların Marmara Denizi'ni kirlettiğini bildirdi.

DOĞADER Başkanı Demir, Marmara Denizi'ndeki kirliliğin giderek arttığını öne sürerek, "Evsel ve sanayi atıklarının bir bölümünün arıtmaya tabi tutulmadan Marmara Denizi'ne deşarj edilmesi kirliliğe sebep oluyor. Marmara Denizi artık kirli bir denizdir" dedi. Marmara Denizi'nin artık bölgenin "fosseptik çukuru" haline geldiğini savunan Demir, "Marmara Denizi, ağır metallerden tutun da birçok kimyasal kirlilikle boğuşuyor. Bu nedenle Marmara Denizi'nde birçok canlı çeşidi de azalmakta" diye konuştu.

Demir, son yıllarda Marmara Denizi'nde balık popülasyonunun hızla azaldığını anlatarak, bunun en önemli nedeninin sanayi tesislerinin kıyı bölgelerindeki yoğunluğu olduğunu savunarak, şöyle devam etti: "İstanbul'dan Bursa'ya gelirken deniz yolunu kullanmayıp Gebze-Kocaeli hattından gelirseniz, 30-40 yıl önce şirin küçük balıkçı kasabalarının artık sanayi kasabaları haline dönüşmüş olduğunu görürsünüz. Denize sıfır fabrikalar var. Buraların arıtmaları ne derecede çalıştırılmaktadır? Kontrolleri kimler tarafından, ne kadar sağlıklı yapılmaktadır? Bu veriler belli olmadığı için Marmara Denizi bu hale geldi. Bugün Marmara Denizi, sanayi taşımacılığının kullanıldığı bir yer haline geldi. Türkiye'nin en büyük tersaneleri Marmara Bölgesi'ne kuruldu. Özellikle içinde kanserojen madde olan gemi sokum tesisleri de Marmara Denizi etrafında yerleştiriliyor. Bu tersanelerin sayısı her geçen gün artıyor. Marmara Denizi'nin etrafındaki illerde yaşayanlar artık rahatlıkla Marmara Denizi'ne girip yüzemiyor."

KİRLİLİĞİ AZALTMA YOLLARI

DOĞADER Başkanı Murat Demir, Marmara Denizi'nde kirliliğin azalması için sanayi yoğunluğunun farklı bölgelere kaydırılması gerektiğini belirterek, sözlerine şöyle tamamladı:
"Marmara'daki sanayi yoğunluğunu, ülke geneline bölüştürmek lazım. Denize sıfır fabrikaları bedeli ne olursa olsun kesinlikle kapatmak gerekir. Her geçen gün Marmara Bölgesi'ndeki şehirlerde, yeni sanayi bölgeleri açılmakta. Bu sanayi bölgeleri sağlıklı bir şekilde açılmalı. Sanayiye karşı değiliz, çünkü sanayi toplumunda yaşıyoruz ama burada maliyeti düşünülmeksizin arıtma tesisleri kurulmalı. Kurulan arıtma tesisleri de son sistem olmalı. Hem biyolojik, hem kimyasal arıtmaya tabi tutulmalı. Belediyeler, kentin evsel atıklarını arıtmak zorunda. Belediyeler, öncelik olarak doğayı ve çevreyi korumak zorunda."

Editör: TE Bilişim