Türkiye’de ve Türkçe’de, Homeros ve Troia

Troia Antik Döneminin ünlü ozanı Homeros anısına bu yıl 8.si düzenlenen “Ozanın Günü ve Homeros Okuması” etkinlikler kapsamında ÇOMÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. Rüstem Aslan tarafından “Türkiye’de ve Türkçede, Homeros ve Troia” konulu söyleşisi Aral Kasabasında gerçekleştirildi.

Türkiye’deki ilk Osmanlı Dönemi Homeros ve İlyada çevirileri değerlendirilmesi ve Cumhuriyet sonrasından itibaren Homeros ve İlyada çevirileri ve bu çevirilerin Türkiye’deki siyasi, edebi ve kültürel hayata etkileri ile ilgili düzenlenen söyleşi büyük ilgi gördü. Her yıl artarak devam eden etkinliğin kendilerini oldukça memnun ettiğini ifade eden Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rüstem Aslan, özellikle yabancı konukların katılımının ciddi derecede artış gösterdiğini belirtti.

İlk olarak Homeros’un öyküsünü anlatan Doç. Dr. Aslan, “Homeros bizi neden ilgilendiriyor, bu soruyu antik dönemde de sormuşlar. Homeros insanlık halinin her döneminden şiirler yazmıştır, bu yüzden Homeros bizi ilgilendiriyor. Birçok kaynak farklı şeyler söylüyor, Homeros’un yaşayıp yaşamadığından emin değiliz ama kör olduğundan kesinlikle eminiz.

Roma Döneminden ele geçmiş kaynaklarda, Halikarnaslı Heredot’un yazdığı yazılar, Homeros gezilerini anlatıyor, bu yazıların tamamına kesin diye bir şey diyemeyiz ama fantastik özellikleri vardır. Bulgulara göre Homeros 8. yy’da yaşamış, İlyada’yı 730’larda, Odiseyus’u da 15 yıl sonra yazıya geçirmiş. En eski İlyada M.S. 4. yy’da İskenderiye Kütüphanesi’nde bulunan kopyaları bir gerçek. Ama biz daha eski kopyalarında olduğunu tahmin ediyoruz. Aslında Troia ve Çanakkale savaşları arasında çok büyük benzerlikler var, Çanakkale Savaşlarını anlamadan Troia Savaşlarını da anlamazsınız. Bizim bu kültür hazinelerimizin hepsine sahip çıkmamız gerekiyor.” diye konuştu.

Troialılar Türkmüydü?

“Bozcaada ile Çanakkale arasında deniz altı arkeolojisi araştırılması yapılmalı”

Troia’daki son yerleşmelerde Osmanlı çanak-çömleğinin bulunduğunu belirten Doç. Dr. Rüstem Aslan, “Dünya’da ilk tabakalaşma kazısı Troia’da yapıldı. Troia’da ilk bilinçli kazılar 1863 yılında Frank Calvert tarafından yapıldı, bu kazı kararını ise Türkiye’nin ilk botanik bahçesi olan Halk Bahçesinde aldılar. Bizde Frank Calvert’in ismini yaşatmak için Halk Bahçesi’ne bu ismi koyulması için çalışma başlattık. Troia’nın son dönemi Bizans ve Osmanlı’ya denk geliyor, o bölgedeki insanlar birbirleri ile karışmışlar. Bu yüzden Troia’lılar ilgili net bilgiye sahip değiliz.

Bu dönem Troia kazılarında savunma hendeğinin hangi yöne doğru gittiğini araştıracağız. 1988 yılından buyana jeomanyetik çalışmalar yapıyoruz ama bu yıl uygulanacak olan 3 boyutlu sistem ile Tunç çağı mezarlığını araştıracağız ve bu bizim için birçok sorunun cevaplanmasında yardımcı olacak. Yaklaşık olarak 20.000 kişilik bir mezar yeri ama nerede olduğu kanısında hiçbir fikrimiz yok.

Troia ve Hitit’in kral soylarının hiç birinin mezarı bulunamadı. M.Ö. 1200’lerde Dünyada bir değişim yaşandı ve biz arkeologlar bu değişime karanlık çağ diyoruz, bu dönemde bir çok değişiklik yaşandı bunlardan en etkilisi ise iklimsel değişikliklerdir, tabi bununla birlikte Kuzey Anadolu Fay Hattında meydana gelen yüksek şiddetli depremler bölgeyi tamamıyla değiştirdi hatta İstanbul Boğazı’nın açılması bu döneme denk gelmektedir. Bozcaada ile Çanakkale arasında kalan mevkide deniz arkeolojisi ile ilgili bir program başlatılmalı. Suyun altında bir çok tarihi olaylara ışık tutacağını düşündüğümüz batıklar ve Troia ile ilgili bulgular bulabileceğimizi düşünüyorum” dedi.

Editör: TE Bilişim