Baltık Denizinde 29 Temmuz 2012 tarihinde kaybolan ve o tarihten bu yana kendisinden haber alınamayan Abdullah Babacan'ın annesi Serap Kalalı; içini DenizHaber'e döktü.

Ya-Sa denizciliğe ait Babacan'ın bulunduğu Yasa Anatolia adlı Marshall Adaları bayraklı, 178 metre uzunluğundaki gemi, Letonya'nın Riga Limanı'ndan aldığı yükü Hindistan'a götürmek için Baltık Denizi'ne açıldı. Geminin karadan ayrılmasından 2 gün sonra 29 Temmuz'da annesini arayan Babacan, her şeyin yolunda olduğunu söyleyerek ailesiyle hasret giderdi.Görüşmesinde, "Anne beni iyi ki doğurmuşsun" diyerek duygularını anlatan Babacan, iddiaya göre daha sonra İstanbul'da bulunan kız arkadaşını aradı. Babacan, 35 dakika süren bu görüşmenin ardından geminin İsveç karasularında olduğu sırada ortadan kayboldu. Ertesi gün oğlunun kız arkadaşından gelen telefonla olayı öğrenen Serap Kalalı, hemen girişimlere başladığını, ancak hiç bir sonuç alamadığını anlattı. 

Baltık Denizinde meydana gelen olaydan sonra geminin varış limanı Hindistan'da adli soruşturmanın yapıldığınuı anlatan Kalalı, şirketin kendisinin gemi personeliyle görüşme yapıp ne olduğunu anlamaya çalışmasını engellediğini söyledi. 

Kalalı, şöyle dedi:

'Gemiyle görüşmemizi engellediler. Sadece işyerine davet ettiler. Yarım saat bir toplantı yaptılar o kadar. O benim tek oğlumdu. Bana bir şekilde oğlunuz yok dediler.  Yalnız şirkett Muammer kaptan var, insan kaynakları şefi, Muammer Bıçakçı. Ona müteşekkirim. O çok ilgilendi, yardımcı olmaya çalıştı. Ancak bir yerden sonra onun da eli kolu bağlı kaldı. Onun dışında kimse yardımcı olmadı.'

Bilgisayar programcısı idi

Oğlunun 2 yıllık bilgisayar programcılığı yüksek okulunu bitirdiğini anlatan Kalalı,  daha sonra 4 yıllık işletme okulunu kazandığını ve buraya devam ederken para kazanmak için gemilerde çalışmaya başladığını söyledi. Kalalı; oğlunun gemide çok fazla para da kazanmadığını 1250 dolar gibi bir maaşla denizlerde çalıştığını belirterek şöyle devam etti:

'Oğlumun Türkiyede sigortası dahi yok, yurt dışında nasıl bir sigortayla çalıştırdıklarına dair bana bir bilgi bile vermediler. Çalıştırdıkları insanlara çok değer vermediklerini gördüm. Biraz Muammer kaptan yardımcı olmaya çalıştı ama o da bir yerden sonra ben de bir çalışanım dedi. Tabii şirket prosedürleri var dedikten sonra ben de çok üzerine gidemedim. 

'Maddi beklenti içerisinde değiliz'

Kendilerinin maddi beklenti içerisinde olmadıklarını belirten Serap Kalalı, oğluna ne olduğunu bilmek istediğini söyleyerek 'Oğluma ne olduğunu bana söylesinler, diriyse diri, ölüyse ölü, yeter ki ne olduğunu artık bileyim' şeklinde konuştu. 

Şirketin artık kendisiyle görüşmediğini, telefonlarına çıkılmadığını söyleyen Kalalı; 'Beni bir avukat bayana yönlendirdiler. Avukat bayan da artık beni geçiştiriyor, sonra geri arayacağız diyor dönmüyor. Ne yapacağımı kimi arıyacağımı bilemiyorum. Son bir umut DenizHaber'e başvurdum' dedi.

'Güverte Lostromosuyla tartışma yaşamıştı'

Oğlunun gemide sert bir tartışma yaşadığını anlatan Kalalı, bunu sosyal paylaşım sitesinden arkadaşlarıyla paylaştığını, hatta 'bu şirkette artık çalışmak istemiyorum' dediğini aktardı. 

Kalalı; 'Oğlum son görüşmesini nişanlısıyla yapmış. Uydu telefonundan 35 dakika nişanlısıyla görüşmüş. Bir daha kendisinden haber alınamadı. Geride bıraktığı notta nişanlısına hitaben beni ararsan denizlere bak yazdığı iddia ediliyor ama ben bu notu görmedim. İntihar etmiş olabilir deniliyor. Ama bence her şey olabilir. Ne olduğunun ortaya çıkarılmasını istiyorum' dedi.

 

 

 

Editör: TE Bilişim